Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
yeri hiç..az duyulmayan adımların.. bohem hayatların dışarıya kilitli kapıları -hayatlar ki kilitlenirdi üst üste- iyi bir yürek işçisiydin fikirlerce.. asma bahçelerinde sallanırdın sen hiç açmamış bir gül gibi çöllerde ayak izlerin hiç rastlanılmamış bir bedeviydin ve seninle bir rüzgarı esebilirdi denizler ve tüm sınırları geçebilirdi gözlerin tüm sisler tükendiğinde.. varsayımlar vururdu kıtalara her kıtada bir şiir sesi doğardı senden gezen ve gün geceye battığında dinerdi öfkesi sen olan yalnızlığın.. kemiksiz bir iç gibi hiç olmadığı kadar adımlarının sesini işiten bir iki bakış arası bir iki kedi tantanası ve bir şehir daha kilitsiz ve yaşanmamış biri gibi içinde ve ardında gizlediği tüm güzelliği doğardı başka bir kıtada seni öldürmeden tanımayacak olan tüm kirler gibi dağınık bir tanımdı o bohem ve kendine kapalı hayatların ucuz tatsızlığı.. adınla yankılandığı dört nala bir evin vardı duyardım ve elinde çakmağınla aydınlattığın anları kırık o hayatlardan kalan izleri sınardı düşlerim şimdi bir rüya tut içinde ve izlenmemiş hep daha az eksik kalmış olsun sözlerin yarım yarım bul hep kendini bir sokakta nara lekesi ben o hep bildiğin odamda lakırtılarını dökerken seslere gülüşerek ve kaçarak kendi uzağıma seninle görmediğim bir geçmişi izlerdim senden bana bir nehir kenarı değer dudakların ve avuçların kadar terlemiş bir alından damlar o nehirler ve uzadıkça bu yollara bata çıka yükselen karbon dokusunda bir cennet zannedilen kişileri virane bir şehrin avucunda rastladım sesinin izlerine senden bana bir yol biliyorum sokağa düşkün bir zemin kadar yakın ben hep kendime biraz daha uzağım bilirsin hiç açılmadı içerden bir tek kapı sana sesini işitmeni öğütlediler ve dinlenmedi hiç bir sözün ki kentin arkasına saklanacak kadar direnmedi olan gücün yalnızlaşacak bir ev ve bir kentsin şimdi dizlerimde ben bildiklerimi seninle topluyorum da sensizliği kendime çıkarmıyorum yine de dört nala duvar dört nala kalabalık bir uğultu kadar kırılgan ve anlaşılmaz ise yokluğun.. susarak toplardım o kapanan kolları.. bir düş kur.. içinde uzayan bir nehir gibi otursun dizlerime..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |