..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir klasik herkesin okumuþ olmayý istediði ancak kimsenin okumayý istemediði eserdir. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Sinema ve Televizyon > nihat




13 Aðustos 2002
Beyaz Sinema Rüzgâr mý Bekliyor?  
ezilmiþ insanlarýn sinemasý olur mu?

nihat


ayaklarý üzerinde durabilen, eylemini anlayabilen ve anlatabilen filmlere yol açýlmalý. Ama bu sevgili yönetmenlerimizden bir ricamýz olacak. Acaba dünya sinemasýnýn þu an geldiði yerden haberleri var mý? günümüz insanýna hitap eden filmleri izleyip eleþt


:BFHJ:
Sinemaya biraz olsun bulaþmýþ olan herkesin dilinden düþürmediði bir ifade vardýr: "Devlet sinemaya yardým elini uzatmalý" Kuþkusuz bu sözün anlamýný devlet kavramýþ ve belirli zamanlarda bütçesinden pay ayýrmýþ; hem de sosyal içerikli filmlere. Her ne kadar ahalide "Bizim anlamadýðýmýz bu filmler niçin yapýlýr ki" yollu sorular çoðalmýþ olsa da devlet kararlý adýmlarla bu süreci bir süre daha devam ettirdi. Resmi söylem sinemaya, aslýnda çok da sýcak bakmadý. Çumhuriyetin kuruluþ yýllarýnda devlet desteðiyle yapýlan vatan savunmasý aðýrlýklý filmlerin dökülmesi, resmi ideolojiyi sinemaya destek vermekten uzaklaþtýrdý. Kýsacasý þanlý vatan beyazperdede savunulamadý ve vatan kurtaran þaban filmleriyle bugünlere geldik. Yeþilçam sinema anlayýþýnýn deðiþmesi, baðýmsýz sinemacýlarýn çýkmasý, genç yönetmenlerin farklý anlayýþ ve algýlayýþý sinemada zorunlu bir deðiþime yol açtý. Her gelen bir öncekinin ötesinde bir yerde konuþlandý ve kendi tezgahýný kendine ait unsurlarla bezedi. Yani usta çýrak iliþkileri öyle kalýcý bir görüntü sergilemedi. Dünya sinemasýnýn, özellikle de Hollywood’un aðýrlýðý altýnda ezilen, yönetimlerin býrakýn desteðini, kotalarýyla süründürdüðü sinema sancýlý günler yaþamak zorundaydý artýk. Gözünüzü USA patentli sinemaya dikmez de kendinize özgü kurallar çerçevesinde bir þeyler yapmaya çalýþýrsanýz öncelikle yaptýðýnýz sinema birtakým yaftalarý hak etmiþ olur. Dünyayý anlamayan, kendi çevresinde daire oluþturan kýsýr bir yönetmen olarak kalýr, hayallerinizde boðulur gidersiniz.

Ezilmiþ insanlarýn sinemasý olur mu?

Hollywood'un bunca debdebesine raðmen birkaç örnek filmin çýkmasý her zaman için iyiye yorumlanabilecek bir geliþme. Özellikle üçüncü dünya kategorisine yerleþtirilen ülkelerin yaptýðý sinema sadece etnik bir renk olarak algýlanýr ve kendine bir yer bulabilirse dünya pazarýnda, ne saadet!. Bunun istisnalarý olmadý mý? Oldu elbette. Ýran sinemasýnýn baþarýsýný kendini anlatabilmesine ve yaptýðý iþe deðer vermesine yorabilmek mümkün. Peki biz bu cephede iþleri yürütemez miydik? Türk sinemasý adýna neler söylenir onu þimdilik es geçelim ve bu görüntülerden sýyrýlýp bir dönem lakýrdýsý çokça edilmiþ milli sinema, beyaz sinema söylemlerinin günümüzdeki yeri ve anlamý üzerine duralým.
Eðri oturup, doðru konuþacak olursak; Türkiye'de bir milli sinema geleneðinin oluþmuþ olduðunu söylemek bu sinemanýn dört baþý mamur bir halde devam ettiðini söylememiz anlamýna gelmiyor. Bu topraðý, bu ülkenin insanýný, bu ezilmiþliðini, acýlarýný dindarlýðýyla azaltan mazlum halkýn yaþantýsýna kameradan bakan ilk yönetmen’in Yücel Çakmaklý olduðu söylenir ve kabul gören bu durum hakikaten de varýlan az doðrudan bir tanesidir. Gerek çektiði diziler gerekse de piyasa iþi olarak görülen filmlerden milli sinemanýn temelinin atýldýðý filmlere kadar bir Yücel Çakmaklý isminden ciddiyetle söz edebiliriz. Daha sonra birkaç isim gelir ve geçer hafýzalardan. Bunlardan bir tanesi Salih Diriklik. Yazdýðý kitap bir anlamda neler yapmak istediðini de ortaya koyuyordu Diriklik'in. Ýsmail Güneþ isminden de söz edebiliriz pekala. Bu ismi elbette Milli Sinema konsepti içinde sayýyor deðilim. Abdurrahman Þen'in tanýmlamasýyla Beyaz Sinema örnekleri verdiðini görüyoruz Güneþ'in. Çizme, bu tarzýn belki de tek örneði oldu. Gülün Bittiði Yer'de daha açýlýmlý bir sinema arayýþý içine girdi genç yönetmen. Özel televizyonlarýn yaygýn olmadýðý ve özlemlerin çoðaldýðý bir dönemde elden ele dolaþan bir kaset vardý. Üçüncü Nesil Filmcilik'in hazýrladýðý bu video kasette (Ýsmini vermiyorum, çünkü firma daha sonra hatasýný anladý ve piyasadan bu video kaseti topladý) Ýsmail Güneþ, sinemasýnýn ipuçlarýný veriyordu. Açýkçasý söylediklerinin teorik düzeyden öteye geçemeyeceðini düþündüðüm yönetmen Çizme'yi çektiðinde umutlandým. Kasette daha sonra çekeceði bazý filmlerin de bir ön çalýþmasý olarak görülebilecek kýsa film çalýþmasý vardý Ýsmail Güneþ'in. Bu da onun kendine ait bir kulvarda ilerleyeceðinin iþareti gibiydi. Sonra ne mi oldu? Bizim Aile adlý dizisi TRT'de sansüre uðrayan yönetmenimiz bir kaç iyi denemeden sonra piyasa iþi dizilerle boy göstermeyi tercih etti. Yakýn bir zamanda þarkýcý dizilerinden birini yöneteceði söylentileri vardý, halen ne düþündüðü nasýl bir tavýr belirleyeceði belli deðil. Çektiði “Gülün Bittiði Yer”le ilgili hemen her kesimi eleþtirdi ve kendi yanlýþlarýný özellikle medyaya yýkarak kurtulmaya çalýþtý. Fakat bunda baþarýlý olamadýðý gibi yaptýðý son film gölgede kalmayý baþardý!

Sinemanýn taþýyamadýðý yük

Üzerinde konuþulmayý hak eden bir yönetmenimiz daha var. Yücel Çakmaklý'nýn Minyeli Abdullah çýkýþýndan sonra iyi bir rüzgâr yakalayan bu yönetmenimiz Yalnýz Deðilsiniz adlý filmi çekmeye karar veren Mesut Uçakan. Bugünün de problemi olan baþörtüsü yasaðýný konu alan film, daha önce yolu sinemaya düþmemiþ dindar insanlara beyazperdenin önemini kavrattý. Hemen her konuda yapýlan yanlýþ burada da yapýldý ve filmlere olduðundan daha fazla anlamlar yüklendi. Sinemanýn zamanla aðýrlýðý altýnda kaldýðý bu yük filmleri taþýyamaz hale geldi ve bu furya devam filmlerinin yapýlmasýyla nihayete erer göründü. Giovanni Scognamillo kendisiyle yaptýðýmýz bir söyleþide yýllar sonra þunu söyleyecekti: "Eðer dindar sermaye, dindar yapýmcýlar bu filmlerin arkasýnda durabilseydi Beyaz Sinema halen yoluna devam edebilir, iyi örnekler verebilirdi. Bu Türk sinemasý için de büyük kazanç olurdu” Ne yazýk ki her þey göründüðü kadar kolay deðildi. Metin Çamurcu'nun yönetiði, Emine Þenlikoðlu'nun ayný adlý romanýndan uyarlanan "Bize Nasýl Kýydýnýz" tartýþmalarýn ortasýnda kaldý. Film idam fermaný boynunda türlü engellemelerle gösterilebildi. Çamurcu'nun sinema serüveni de böylece küçük adýmlara mahkum oldu.

Mesut Uçakan sinemaya dönüyor mu?

Mesut Uçakan bu dönemde bu tartýþma yoðunluklarý arasýnda filmlerini çekmeye devam etti. Ayný sýkýntýlar onun için de baþ gösterdi. Birilerinin kutsal tabularýný yýkmaya gayret eden filmler, özgürlüklerin öyle kolay elde edilemeyeceðini de ortaya koymuþ oldu. Ýskilipli Atýf Hoca, Ölümsüz Karanfiller, Uçakan'ýn farklý tarzlarda kendine özgü bir çizgi geliþtirmeye baþladýðýný iþaretlerini veriyordu. Bu filmlerin devamý gelmedi. Arada Mehmet Tanrýsever'in yaptýðý "Sürgün" filmi boy gösterdi, lakin geçici bir esintiydi. Açýkçasý, sinemada bir çýkýþ bekleniyordu ve neden dindar insanlar tarafýndan yapýlamasýndý. Sonrasýnda aðýr imtihanlardan geçen dindarlar büyük acýlar yaþadýlar ve kendilerini anlatamamak durumunda kaldýlar. Eminim isimlerini saydýðým yönetmenlerin içi sýzlýyordu bu dönemlerde. Bir dünya görüþü çeþitli cepheleriyle birbirini saðlamlaþtýrmalýydý. Bu yapýlamadý ve gündelik iþlerin içinden çýkýlýp bir kalýcý eyleme de yönelinemedi. Böylece sinemada akim kalan hareketler yýllar sonra VCD oldu da yeni nesiller bu filmleri seyredebilir hale geldi. Gazeteci bir dostum Mesut Uçakan'ýn sinemaya dönüþ sinyalleri verdiðini söylediðinde sevindim. Þunu da rahatlýkla söylemekten imtina etmem: Belki de Uçakan'ýn çektiði filmlere eleþtiri getireceðim, kalbini kýracaðým ama ne olursa olsun iyi çalýþmalarýn ortaya çýkmasýnda bizlerin de payý olmalý. Eleþtirmenlerin, gazetecilerin, sanatçýlarýn sözleri bu filmlerin daha iyi olmasýný saðlamalý. Ama önce bu yönetmenlerimizin ikinci bahara hazýrlýklý olmalarý gerekiyor. Eðer bekledikleri bir rüzgâr varsa ve halen ayný beklentiler içindelerse Godot'yu Beklerken adlý tiyatro oyununu salýk veririm. Ne varsa yine kendi heybelerimizde var. Bu ülkenin sinemasý birkaç aþýrma ve absürt çalýþmaya kalmamalý. Ayaklarý üzerinde durabilen, eylemini anlayabilen ve anlatabilen filmlere yol açýlmalý. Ama bu sevgili yönetmenlerimizden bir ricamýz olacak. Acaba dünya sinemasýnýn þu an geldiði yerden haberleri var mý? Hâlâ bir kaç usta yönetmen ismi sayýp onlarýn ne de güzel filmler çektiklerini mi söylüyorlar yoksa, günümüz insanýna hitap eden filmleri izleyip eleþtiri getirebiliyorlar mý? Bu yönetmenlerimizi fildiþi kulelerinden çýkmaya ve tartýþma ortamlarýna davet ediyorum. Ýster internette bir mail grubu kursunlar isterlerse ciddi bir akademi çalýþmasý yapsýnlar; yeter ki yapsýnlar! Talepleri varsa bunlarý dile getirsinler. Saydýðýmýz filmler bir istisna örneðine uyacak yapýtlardý. Sanýrým oyunun kurallarý biraz daha farklýlaþtý. Bugün hangi dünya görüþünden olursa olsun insanlar sinemayla daha yakýndan ilgileniyorlar, kendilerini geliþtiriyorlar. Yönetmenlerin seyircilerinin gerisinde kalmasýna üzülürüm. Bu konuda dobralýklarýna ihtiyacýmýz olan iki ismi zikretmek istiyorum. Ýhsan Kabil ve Ali Murat Güven artýk bir þeyler söylesinler. Söylesinler de yönetmenler iyice rehavete kapýlýp sinemadan umutlarýný kesmesinler. Siz þimdi elbette soracaksýnýz, okursunuz, hakkýnýz var, bu yönetmenlerin yetiþtirdiði sinemacýlar var mý? diye. Yani bu insanlarýn öðrencileri oldu mu? Bu insanlar öðretmenlik denemesinde bulundular mý? Sanýrým bu sorunun cevabý, Beyaz Sinema'nýn bugün örneklerini verip veremediðinde gizli.
Baþka sorusu olan var mý?

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Elbette ki bizim de söyleyecek bazý sözlerimiz ola
Gönderen: Ali Murat Güven / Ýstanbul/Türkiye
16 Eylül 2004
Sevgili dostum, Ýnternette bir rastlantý sonucu ulaþtýðým yazýný beðeniyle okudum. Gerçek kimliðini bilmiyorum, ama sýcak üslubun ve adýmý anýþ biçiminden, hayatýmýn en büyük kazancý durumundaki gönül dostlarýmdan biri olduðun anlaþýlýyor. "Beyaz sinema" mevzusuyla ilgili olarak bir süredir bileniyorum. Ve bu konuda söylemek sitediðim çok þey var. Þimdilik iki seçenek görünüyor ufukta. Birincisi, çalýþtýðým gazete olan Yeni Þafak'ýn forum köþesi, ikincisi ise bir süredir yazmaya baþladýðým Sonkuzkare dergisi... Çok yakýn bir gelecekte, bu iki platformdan birinde, birilerini rahatsýzlýða sürükleyecek birilerini ise mutlu edecek geniþ bir deðerlendirme yazýsý yayýnlatacaðým. Geliþmeden seni de haberdar etmeye çalýþýrým. Sinemayý bir anlatý biçimi olarak layýkýnca kullanmasýný bilmeyen dindarlar, ellerine dünyanýn bütün servetleri de verilse gönülleri çelemezler. Çünkü sinema, onlarýn kuþ beyinlerinin alamadýðý kadar güçlü bir sosyal biçimlendirme alaný... Duyarlýlýðýna teþekkürler ve selamlar... Ali Murat Güven 2001kubrick@e-kolay.net

:: Elbette ki söyleyecek birþeylerimiz olacaktýr...
Gönderen: Ali Murat Güven / Ýstanbul/Türkiye
16 Eylül 2004
Deðerli kardeþim Nihat, Seni kiþisel olarak tanýmýyorum, ama sevgi dolu içten üslubundan, bu meslekte geride býraktýðým 20 yýl içinde en büyük kiþisel kazanýmým durumundaki "gönül dostlarýmdan biri" olduðunu derhal sezebiliyorum. "Beyaz Sinema" mevzusuyla ilgili olarak uzun süredir içten içe kaynayan bir kazan gibiyim. Söyleyecek çok þeyim birikti, ama bunlarý layýkýyla aktarabileceðim bir platform yoktu. malumun olduðu üzere, artýk 1980'lerde ya da 1990'larýn ilk yarýsýnda yaþamýyoruz. 28 Þubat Süreci'nden sonra -o bize bol bol akýl verip cepheye süren- Ýslamcýlara bir haller oldu. En Ýslamcý geçinen gazetelerde bile Ýslam'a ve Ýslam'ýn duyarlýlýklarýna dair kimse birþeyler görmeye tahammül edemiyor. Þimdi yeni trend þu: Baþakþehir 4. Etap'ta kestirmeden villa tipi bir ev ve henüz 20'yi geçmemiþ taptaze bir ikinci eþ! Dolayýsýyla Ýhsan da ben de hem genel görüþlerimiz hem de sinema üzerine düþüncelerimizle 2000'lerin dünyasýnda biraz arkaik kalmýþ durumdayýz. Týpký, insana dair güzel ve olumlu þeyler anlatmaya çalýþan "beyaz sinemacýlar" gibi... Çevrene þöyle bir baksana, yýllarca dertleriyle dertlendiðimiz, herbirini birer azize olarak gördüðümüz (daha doðrusu kanaat önderlerimiz tarafýndan görmeye þartlandýrýldýðýmýz) bizim o cici "bacýlar", baþörtülü kýzlar bile artýk "Yalnýz Deðilsiniz"i deðil "Matrix"i tercih ediyorlar. Kimilerinin baþörtülerinin altýna giydikleri o cüretkar elbiseleri baþý açýk "kötü kýzlar" bile giymiyor, gündelik yaþamda kullandýklarý kozmetik malzemesinin miktarý ise ancak mankenlerle kýyaslanabilir düzeyde... (Ama onlarý da suçlayamýyorum artýk. Çünkü onlarý bu hale Ýslami kesimin erkekleri getirdi!) Kýsacasý, "Ýslam" ve "hayatta doðru duruþ" üzerine üzerine artýk her türlü kelam "bayýyor" milleti... "Bu dünyaya kaç kere geleceðim ki, günümü gün etmeliyim ben de" diyen bir kitle karþýsýnda ben kendi adýma modamýn çoktan geçtiðini düþünmekteyim. Fakat, þu sýralarda Yeni Þafak'ta elimden geldiði kadar direnmeyi sürdürüyorum. Pek yakýnda, sevgili Mesut Uçakan'ýn -bizlere son dönemde bir soluklanma ortamý sunan- seçkin dergisi Sonsuzkare'de ya da Yeni Þafak'ýn forum sayfalarýnda sözünü ettiðin konuya deðinen bir yazým yayýmlanacak. Buradaki saptamalarýmý seninle de paylaþmayý arzu ederim. Yayýnlandýðýnda bu yazýdan haberdar olacaksýn inþaallah... Zaten herhalde bu gidiþi kendine dert eden bir kaç yüz kiþi kaldýk bu alemde... Sevgi ve hürmetlerimle, Ali Murat Güven

:: beyaz sinema da ne ola!
Gönderen: burak doðan / istanbul
16 Eylül 2004
nihat yavuzun yazýsýný dikkatle okudum. anladýðým kadarýyla sinema eleþtirmenlerinin geriye dönüp bir hesaplaþma yapmasý gerekiyor bu tarz bir sinema anlayýþý güden yönetmenlerle. baksanýza, ülkenin çatýþmacý ortamý en çok onlarý yaralamýþ. þimdilerde hiçbirinin sesi çýkmýyor. ülkenin içinden geçtiði ekonomik bunalýmdan önce, aydýnlarýn, entelektüel bunalýmlarý olduðunu düþünüyorum. umarým atilla dorsay, mehmet açar, ali hakan ve bilumum sinemacý televizyoncular bu konuya gazete ve ekranlarýnda eðilirler. sahi bu ülkenin bir sinemasý var mý, varsa beyaz sinema neresine düþer?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sinema ve televizyon kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Adaletin Emrinde Bir Komutan Selahaddin Eyyubi
Büyük Ýskender"in "Erken Yaþlanan" Hayali
Türk Sinemasýna Yapýlan Büyü Bozulacak mý?
Türk Sinemasýnýn Rüzgârý Sensin
Gerilimin Adresi Deðiþti
Dünyayý ne kurtaracak?
Iþýn kýlýçlarýnýn gölgesinde
Matrix neyi kaybetti?
diziler kimi anlatýr
Gözyaþýmdan tut kaldýr beni

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Adýný Unutum Þimdi
Siz emredersiniz, biz de ölürüz, deðil mi efendim?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Haksýzlýk etmemeliyim þairlere [Þiir]
bir gün bir þey olacak [Þiir]
karagümrükte bir türbe yaný [Þiir]
Dünya Sahnesinde Bitmeyen Oyun [Deneme]
Özgürlüðün bir bedeli var! [Ýnceleme]
"Bu Ülkede Kültür Mü Kaldý Lan!" [Ýnceleme]
“Aradan çekil’ diye baðýran kim? [Ýnceleme]


nihat kimdir?

istanbulluyum. yaþarken yazmak nasýl bir þey keþfetmeye çalýþýyorum, inanýlmaz güzel ve bir o kadar da acýlarla dolu.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © nihat, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.