Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Yeniden bir hayat kurmaksa niyetin. Kimseden yardım almadan, kendi kendine kazmalısın inşaattın temelini, belki o zaman ufacık bir deprem de bile dökülmez sıvaların, yerle bir olmaz özenerek yaptığın o tuğladan duvarlar. Kurtaramazsın artık o binayı, yıkmak yakmak lazım. Her sarsıntıda biraz daha ürkek olursun, her rüzgar estiğinde olduğun yerde biraz daha sarsılırsın. Her yeni evde sen biraz daha korkak olursun. Şimdi bir şey mi olacak korkusuyla yaşar yeniden başladığın o hayatı sarsıntılar, rüzgarlar korkular yıkamasa da sen yıkarsın. Korkun, nefretin içinde büyüyen ve bir türlü engel olamadığın o karmaşa seni sonra da sahip olduklarını kavurur. Yardım da edemezsin artık. Bir hayat yok olur ellerinde. Üstelik başka hayatlara da sebep olursun. İçinde bir acı bitmek tükenmez, yetmezmiş gibi suçlanırsın acın katlanır seni suçlarlar yok olur hiç var olmadan yaşamaya alışırsın. Ne o korktun mu? Neden sen bunları yaşadın, ama hiç hissetmeden. Sen bunları yaşattın, hiç farkında olmadan. Söyledik sallanıyorsun, yıkılacaksın diye bir şey olmaz dedin. Kendi yalanına bizi de kattın. Yalan ettin her saniyeye biraz daha fazla inanarak. Herkes tek tek kaçmaya başladığında onları suçladın. Suçlama! Onlar kendilerini kurtardı. Ama gidemem. Yapamam. Öylece acı çekerken sen, o anı hiç unutmayacağımı bile bile gidemem. İçimde bir acı kalır, katlanır yok olurum. Bir daha bile bile yok edemem kendimi. İnsanların neler yapmaya çalıştıklarını neler isteyebileceklerini bu güne kadar kimse anlamamış anlatabilmiş değil. Ne kendilerine ne çevrelerine bunu yaşatmış değil kimse. Umutlar, hayaller bitmek bilmeyen inançlar hepsi. Sonu başı olmayan yollar. Ne onlarsız devam edebiliriz ne de yaşayabilir. Onlarla birlikteye yaşamayı seçmişiz, bize bıraktıkları yaşattıkları her şeyi kabul edip. Ama tüm hayatını da bağlamamış kimse, umuda hayallere.. Senin kadar. İçimde bir yangın, başı sonu belli olmayan hayatlar. Hiç bitmeyen bir şarkı gibi. Bir daha dinlemek istemediğin ama her defasında yeniden dinleyecek olduğun. Sonu olmayan bir yol, gittikçe battığın, battıkça söz verdiğin ama her seferinde yenildiğin. Sonu olmayan bir sevgi, sevdikçe mutlu olduğun ama sevdikçe kaybolduğun yok olduğun. Bir insan, huzuru, sevgiyi, mutluluğu tatmamış bir insan. Yol aldıkça kaybolan, söz verdikçe tutmayan, sevdikçe kaybolan. Tanıyanınız var mı? Yok mu ? Emin misiniz? Çünkü o sizsiniz!.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Işıl Uluocak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |