..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Mustafa Şakarcan




25 Ağustos 2010
Neden Hayır?  
Mustafa Şakarcan
Anayasa halkoylamasını, ülkemiz için yol ayrımı olarak görüyorum. Dileğim, vatandaşlarımızın siyasi görüşleri, oy verdikleri parti ne olursa olsun; Neden evet, neden hayır diyeceklerini bilerek oy kullanma ları. Oylanacak maddeleri etraflıca incelemeleri…


:BCDC:

Anayasa halkoylamasını, ülkemiz için yol ayrımı olarak görüyorum. Dileğim, vatandaşlarımızın siyasi görüşleri, oy verdikleri parti ne olursa olsun; Neden evet, neden hayır diyeceklerini bilerek oy kullanmaları. Oylanacak maddeleri etraflıca incelemeleri…
Bu düşünceden hareketle, bilgiçlik taslamadan haksızlık etmeden; Düşüncelerimi berraklaştırmak amacıyla, AKP ve CHP’nin anayasa halkoylaması kitapçıklarını, konu hak kındaki gazete yazılarını okuyup, Tv. programlarını takip ederek bu yazıyı oluşturdum.
Şimdi, oylanacak maddeleri ana başlıklar halinde irdeleyelim.

1. Bu anayasa paketi , darbecilerin yargılanmasını önleyen geçici 15. maddeyi kaldırıyor, 12 Eylül darbecile rine yargı yolunu açıyor ve darbeci zihniyetle hesapla şıyor. Askeri vesayeti kaldıran, özgürlükçü bir anayasa yapılıyor.

Darbecilerin yargılanması hukuken mümkün değil. İşlenen suçtan dolayı, sorumluluk bir kez kalkınca ; Yeni bir hü küm konarak yeniden o suçtan sorumlu tutulmak söz konusu değil. Ülkemizin ileri gelen hukukçuları, bunu defa larca dile getirdiler .Darbeci zihniyet konusuna gelince, 1982 Anayasası ile getirilen hükümler yerli yerinde duruyor. YÖK, Seçim Barajı bunlara örnek. Milletvekili dokunulmazlıkları olduğu gibi duruyor.

2. Anayasa paketine kadınlar, çocuklar, özürlüler ve gazilere pozitif ayrımcılık sağlayan maddeler konuldu. Böylece, bu kesimin hakları iyileştirilecek.

Bu madde mevcut anayasada zaten var. Buraya sadece,‘’ Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ‘’ cümlesi eklenmiş.
Uygulamada ise, kadın erkek eşitliğine inanmayan, her aileden en az üç çocuk isteyen, ve erkeğin karısını dövmesini aile içi mesele görüp, müdahaleye gerek görmeyen bir anlayış hakim.
Kamu kurumlarında açık bulunan özürlü kontenjanlarına atama yapılmıyor.
B.M Çocuk Hakları Sözleşmesi’ ne, Türkiye’nin koyduğu çekinceler kaldırılmıyor.
Çocukların her türlü istismarı için ciddi tedbirler alınmıyor. Çocuk istismarı olaylarında yargı safhası, çocuğa manevi işkence şekline dönüşüyor. Bu konuda haber yapmak ise, istismarın kendisinden daha sakıncalı görülüyor.
Gaziler açısından ise : Gaziler, vatani hizmet tertibinden şeref aylığı alırlar. Üç dört yıl önce başbakanlık genelgesi ile, sosyal güvencesi olmayan gazilere asgari ücret tutarında maaş ödenmeye başlandı. Sosyal güvencesi olan gaziler ise 330 TL civarında maaş alıyorlar. Vatani hizmet kanununa göre ödenen şeref aylığında sosyal güvence aramak gibi, kanunun ruhuna tamamen aykırı bir uygulama ve gaziler arasında maaş farklılığı sürüp gidiyor.

3. Kamu Denetçiliği Kurumu(ombudsman) getiriliyor. Böylece, idarenin işleyişi ilgili şikayetler incelenecek.

Bu kurum, TBMM’ne yani yasamaya bağlı ve basit çoğunlukla seçilecek. Yani, seçim için iktidar muhalefet uzlaşması gerekmiyor. Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran parti istediğini seçebilir. Dolayısıyla tarafsız karar vermesi mümkün olamaz

4. Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru hakkı getiriliyor.

Bu hak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki (AİHS) haklarla sınırlı. AİHS’de bulunmayıp anayasada yer alan konut hakkı, sosyal güvenlik hakkı gibi konularda Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuru hakkı yine yok.
Böylece, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hakkının önü kapatılmış oluyor.
Çünkü,T.C Devleti AİHM’ ne intikal eden davalar sonucunda mahkum olup tazminat ödeme bakımından , ön sıralarda yer alıyor. Anlayacağınız, hatırlı müşteriyiz ! Sadece, bu durum değiştirilmek isteniyor.

5. Memurlara toplu sözleşme hakkı getiriliyor.

Memurun işvereni, hükümettir. Hükümet ile, memurların toplu sözleşmesinde uyuşmaz lık halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvuracak. Bu kurulun kararı kesin olup, toplu sözleşme yerine geçecek. Kurulun yapısını hükümet, yani işveren belirleyecek. Kurulun kararı yargıya kapalı ve grev hakkı yok.
Ayrıca, memurların mali ve sosyal haklarının kanunla düzenlenmesi zorunluluğu kaldırılıyor. Bu da, memur haklarının hükümetler tarafından idari kararlarla geri alınabilmesine zemin hazırlıyor.
YAŞ kararlarını yargıya açık hale getirerek, idarenin her işleminin hukuk denetiminde olması ilkesinin ; Kamu emekçilerine gelince terk edilmesi çifte standarttır.

6. Kişisel bilgilerin gizliliği ve korunması sağlanacak, fişleme kalkacak

Bu madde , bence şaka gibi : Çünkü, telekulak cenneti bir ülke olup çıktık. Medyada, gizli dinleme ürünü ses ve görüntü kayıtları, her türlü kişisel bilgi, adeta ortalığa saçıldı. Bunların sonucunda, insani açıdan hazin olaylar yaşandı. Siyasi sonuçlar ortaya çıktı. Gerçek mi sahte mi olduğu hala anlaşılmayan belgeler, dijital verilere dayanarak insanlar hapislerde yatıyorlar. Bunların hiç birinin faili bulunmadı ve hukuki gereği yapılmadı.
Telekominikasyon İletişim Dairesi Başkanlığı, Başbakan’a bağlı. ‘’Dün onlar bizi fişliyordu, şimdi de biz onları fişleyeceğiz’’ sözünü de unutmadık.

Buraya kadar, iyi olarak gösterilen değişiklikleri irdelemeye çalıştık. Şimdi de işin özünü oluşturan değişikliğe göz atalım.

7. Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ nın yapısı, işleyişi değiştiriliyor. Böylece, yargı demokratik bir yapıya kavuşturulacak, yargı reformu yapılacak.


Değişikliğin gerekçesi açık değil. Paketteki değişikliklerle yargı nasıl daha demokratik olacak, nasıl bir yargı reformu olacak, anlamış değilim. Üye sayısının arttırılması olumlu gibi görünse de ; Anayasa Mahkemesi’ne TBMM tarafından üye seçilmesi yargının içine siyasetin daha fazla girmesi sonucunu doğurur. Dünya ülkelerinde olağan bir uygulama olduğu söyleniyor. Evet, doğru ama meclisin üçte iki çoğunluğu ile seçiliyor. Bu pakette ise basit çoğunlukla seçilmesi öngörülüyor. Yani, muhalefetle uzlaşmaya gerek kalmıyor.
Bu paketin kabulu, TBMM’nin, gerçek anlamda hükümetin Anayasa Mahkemesi’ne istediği üyeleri ataması sonucunu doğurur.
HSYK ‘da ise, Adalet Bakanı’nın dairelerin toplantılarına katılmaması olumlu gibi görünüyor ama… HSYK üzerinde Adalet Bakanı’nın sahip olduğu yetkilerle ilgisi yok.
HSYK’nın, bakanın yani hükümetin istemediği bir kararı alması mümkün değil.
Geçtiğimiz günlerde oluşup halen çözülmeyen hakim ve savcı atamalarındaki kriz buna iyi bir örnek oluşturuyor. Bu da, yargı bağımlılığı demektir.

Hükümetin yargı ile ilişkisi malumdur. Yargının aldığı bazı kararlar hükümeti, adeta küplere bindiriyor. O zaman da, bağımlı bir yargı oluşturmaktan başka çareleri kalmıyor.

Demokrasi, siyasetin hukuksal bir zeminde yapılmasını sağlar. Oysa ne yazık ki, ülkemizde hukuk siyasallaştırılarak siyaset yapılıyor.

Demokrasi, sadece çoğunluğun iradesi demek değildir. İktidarların keyfi uygulamalarına da ‘’dur’’ demeyi içinde barındırmalıdır. Çoğunluk karşısında azınlığı korumalıdır.
Anayasa değişiklik paketi, bu anlayıştan uzaktır. Sonucun ‘’ Evet ‘’ çıkması, iktidar üzerindeki yargı denetiminin ortadan kalkması anlamına gelir. Ondan sonrası ise, keyfi davranmakta serbest, hukuk denetiminde olmayan hükümetler dönemidir.
Pakete sos niyetine konan YAŞ kararlarının yargıya açık olması, yurt dışına çıkış yasağı için mahkeme kararının olması zorunluluğu gibi olumlu maddeler, paketin ana fikri olan, yargının yeniden şekillendirilip bağımlı hale getirilmesi gerçeğini yok etmiyor.

Özgür, demokratik, hukuk devleti bir Türkiye istiyorum. Bu nedenle de, oyum HAYIR…

25 Ağustos 2010 Çanakkale











.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
25 Ağustos 2010
Aydınlatıcı, bilgilendirici bir yazı olmuş Tabii anlayana!... Teşekkürler. Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
2009'un En Bi Şeyleri

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yök' Ün Katsayı Kararı
Bir Eğitim Projesi
Kamyonun Ardından
Açılımın İkramiyeleri
Yardım Konvoyuna İsrail Saldırısı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Arabalı Vapurda [Öykü]
Babam Cehennemde Çalışıyor [Öykü]
Size Nasıl Bir Ordu Lazımdı? [Öykü]
Bir Karşılaşma [Öykü]
Dolambaçlı Yollarda [Deneme]
Bir Gazinin Ricası [Deneme]
Diplomasi Oyunları Wikileaks [Deneme]
Bugün Babalar Günü [Deneme]


Mustafa Şakarcan kimdir?

1955 yılında İstanbul, Üsküdar'da doğdum. Evli, bir çocuk babasıyım. Emekli Deniz Astsubayıyım.

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduklarımın çoğundan, az ya da çok etkilenirim. Fakat edebi etkilenme için, edebi bir seviye olması gerektiğine inanıyorum. Kendimi, şu anda o seviyede görmüyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mustafa Şakarcan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.