Kürt sorunu, Kürt Açılımı, Demokratik Açılım ( ismi her neyse artık !) odaklı, yoğun gündemli 1-2 ay geçirdik.
Birinin hakkından geldik ! Hemen ardından nur topu gibi bir açılımımız daha oldu ! Ermeni açılımı…
Kapsamı, içeriği, hedefi ve amacı belirsiz konuların peşinde, dönüp duruyoruz. Bu bol açılımlı süreçte, ülkemizde ilginç şeyler olmakta.

ÇYDD’ dan burs alan 15000 kız öğrenci hakkında, terör örgütü bağlantısını incele yen polis araştırması yapıldı. İnsan sormadan duramıyor. Bu çocuklardan bazılarının yakınları, bir terör örgütü ile bağlantılı olsaydı, sonuç ne olacaktı ? Malum, eşi terör örgütünün dağ kadrosunda yer alan milletvekili var … (gazeteler)

Milletvekilleri, araçlarına kırmızı plaka ve kendilerine tahsis edilen danışman ile, yardımcı personelin sayılarının arttırılmasını istediler. TBMM Başkanı da, uygun gördü ve konu gündeme girdi. Böylece, vekillerimiz daha da ayrıcalıklı olacaklar. Bu demokratik açılım ! ortamında ‘’ dokunulmazlıklarımızın kapsamının daraltılmasını istiyoruz’’ söylemiyle gündeme gelmelerini beklerdik.      
Adalet Bakanı’nın Yargı Reformu olarak açıkladığı pakette, HSYK ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilerek, üye sayısının arttırılacağı ve bu anayasal kurumların bazı üyelerinin de TBMM tarafından seçileceği yer alıyor.
HSYK' da yer alan Adalet Bakanı ve Müsteşarı'ndan başka, bazı üyelerin TBMM tarafından seçilmesi, hukuka siyaseti daha fazla karıştırmak değil de nedir? Bu durum, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını gölgelemez mi?

Kemerburgaz’da, bir vakfa bağlı olan özel okul, mesai saatine iki dakika kala yapılan tebliğin ardından ve okulların açılmasına bir ay kala yıkıldı. Fakat, Fatih’teki 8 katlı kaçak kurs binası, hakkında yıkım kararı olmasına karşın, 15 yıldır yıkılamıyor. Sebep te, 1994-1996 yılları arasında yıkım için açılan ihalelere, katılan olmayışı ! Ayrıca, 2005 yılındaki planlarda da, kaçak binanın bulunduğu parsel, ‘’Özel Eğitim Alanı ‘’ na dönüşüyor.
Açıklamaya gerek var mı ? Yıkılan okul, hükümeti eleştiren Vatan gazetesi ile bağlantılı. Yıkılmayan kurs binası ise, İsmail Ağa Cami İlim ve Hizmet Vakfı’na ait. Bu çifte standart nasıl açıklanabilir? Merak ediyorum doğrusu…

Maddi durumu yetersiz, babası olmayan zeki çocuk lara parasız yatılı eğitim vererek, Atatürk ilkelerine, cumhuriyete ve değerlerine bağlı, ülkesine yararlı çağdaş insanlar yetiştiren eğitim kurumu Darüşşafaka, Maslak’taki binasında eğitime devam ediyor. Bu kurumun Fatih Çarşamba’ daki tarihi binası, İlim Yayma Cemiyeti’ne tahsis edilmiş. Bu bina, İmam Hatip Okulu olacak. Gazetede, %30 yerli, %70 yabancı öğrenci olacağı şeklinde haber vardı.
Ülkemizin gözbebeği bir okula ait, eski binanın yine bir okul, ya da Eğitim Müzesi gibi, amaçlarla kullanılması gerekmez miydi ?

Demokrasi, eşitlik, barış, hoşgörü, hukuki eşitlik sözcüklerinin bolca kullanıldığı, bu dumanlı açılım havasında yukarıdaki olaylar ülkemizde yaşandı, ne yazık ki… Üzülüyorum, endişeleniyorum. Sormadan edemiyorum. Neye açılım? Nereye açılım? Nasıl açılım?

Bütün bunları düşünüp, işin içinden çıkamayınca da, Mahmutpaşa esnafı gibi bağırasım geliyor. Gel vatandaş ! Açılımın iyisi burada ! Bol ikramiyeli açılımlar ! Koş vatandaş koş ! Yetişen alıyor !     
Eylül 2009 Çanakkale