Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Mutluluk Allah sevgisiyle, Allah aşkıyla olur, bunun dışında kalpler tatmin olmaz, kurtuluş gerçekleşmez. İnsan yüzlerce yol dener ancak başka türlü mutlu olamaz. Yaşaması gereken, samimi Allah sevgisi ve gerçek Kuran ahlakıdır. Aşık sevdiğini gücendirmekten, onun sevgisinin yok olmasından çok çekinir. Allah’a aşkla bağlı insan, bundan daha şiddetle içi titreyerek Allah korkusunu yaşar. Allah’ın hoşnutluğundan mahrum kalmaktan korkar... Allah’tan gücü yettiğince korkan insan, O’nun buyruklarına uyma konusunda çok daha dikkatli olur; en çok Rabb’ini sever ve en çok O’na saygı duyar. Her an Allah aşkıyla yanmak, insana bir enerji ve canlılık verir. Bu ruhla yaşayan, Allah’a derin bir teslimiyeti ve Allah korkusunu derinden hisseden, Kur’an’a tam tabî olan mümin için tedirgin olacağı, rahatsızlık duyacağı bir şey yoktur. İnsan ancak Allah aşkıyla huzur bulabilir, tevekkül edip rahat olabilir. Samimi mümin, Allah’ın vereceği her şeye razıdır. Her türlü sonuca razı olarak Allah’a teslim olur. Allah’ın razı olması için, o da Allah’tan razı olur. Allah ne musibet verirse versin, aşkla sever Allah’ı, ne yaşarsa yaşasın aşkı devam eder. “Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O’ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden ’içi titreyerek korku duyan kimse’ içindir.” (Beyyine Suresi, 8) Bediüzzaman Allah aşkını şu sözlerle dile getirir: “Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni sevgililere yönelik olduğu vakit, ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî sevgili, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için, kalıcı bir sevgili arattırır; geçici sevgiliye değil, Allah’a olan aşka dönüşür.” Allah’a derin aşkla bağlı mümini Rabb’ine kavuşturacak olan, ölümdür. Ölüm, dünya metaına olan hırsı ortadan kaldıran kesin delildir ve mümin için cennete açılan bir kapıdır. Nefsi müthiş terbiye eden, ahlakı güzelleştiren en önemli sebeplerin başında gelir. Ölüm korkusu, cehennem korkusu insanları çok etkiler. Bu korkular, insanların daha merhametli, şefkatli, daha akılcı, daha sevecen, daha ince düşünceli olmalarını sağlar. Ve güzel ahlakın kökenini oluşturur. Bu nedenle ölüm, mümin için cennete vesile olma, Rabb’ine kavuşma yönünde bir nimet anlamındadır. Ölümle her şeyin biteceğini, yok olacağını düşünmek korkunç bir şeydir. Oysa sonsuza kadar Allah aşkıyla yanmak, sonsuza kadar aynı şiddetli aşkla yaşamak muhteşem güzel bir duygudur. Milyarlarca yıl da geçse, Allah’ı aynı muhabbetle sevmeye devam etmek... Dileyelim Allah bu aşkı bizlere katıksızca yaşatsın; tükenmesi olmasın…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |