..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




15 Ekim 2010
Neden Varız?  
Fuat Türker
İnsan yaşamı kısadır ancak insanın ruhu -Allah’ın dilemesiyle- ölmeyecek, sonsuza dek yaşayacaktır. Sonsuzluğun yanında ise, dünyada geçirilen 60-70 yıllık bir yaşamın hiçbir değeri yoktur. Burada yaşanacak anlık dünyevi zevkler için, sonsuz yaşamı feda etmek ise gerçekten hata olacaktır.


:AAHI:
İnsan yaşamı kısadır ancak insanın ruhu -Allah’ın dilemesiyle- ölmeyecek, sonsuza dek yaşayacaktır. Sonsuzluğun yanında ise, dünyada geçirilen 60-70 yıllık bir yaşamın hiçbir değeri yoktur. Burada yaşanacak anlık dünyevi zevkler için, sonsuz yaşamı feda etmek ise gerçekten hata olacaktır.

Yaşlı bir insana yaşadığı yıllara dair neler düşündüğü sorulsa, alınacak yanıt büyük olasılıkla “hiçbir şey anlamadan göz açıp kapayıncaya kadar geçti” olacaktır. Gençlik döneminde yaşlanacağını aklına dahi getirmemiştir ama şimdi, o kendisinden çok uzak gördüğü yaşlılığı yaşamakta ve kendisinden uzak görmekle ne denli yanıldığını düşünmektedir. Bu yaşına kadar neler yaşadığını anlatması istense, anıları muhtemelen birkaç saatte bitecektir. İşte o uzun yılların tamamı yalnızca bu kadardır.

Yaşlılık dönemini yaşayan insan, kendine " Göz açıp kapayıncaya kadar geçip giden bu yaşamın amacı nedir?" "Bu kadar yılı ne için yaşadım?" ve "Bundan sonra neler olacak?.." gibi sorular sorar. Bu sorulara buldukları yanıtlar da, iman etmeyenlerle, iman eden ve Allah’ın sınırlarını koruyarak yaşamış olan insanlar arasındaki farkı gösterecektir.

Allah’a iman etmeyen ve O’ndan yüz çevirerek yaşamış olan kimselerin yanıtı şöyle olacaktır: "Bunca yıl yaşadım ama hiçbir şey anlayamadım. Ailem ve çocuklarım için, para kazanmak, mal mülk edinmek amacıyla yıllarca çalıştım. Ancak artık bir ayağım çukurda, ölüp gideceğim. Sonra..sanırım her şey bitecek…”

Bu kişinin büyük yanılgıda olduğu açıktır. Düşündüğü gibi ölüm hiçbir şeyi bitirmeyecektir. "Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirseydi.” (Hakka Suresi, 27) ayetiyle de bildirildiği gibi, kişinin bu isteği gerçekleşmeyecek, aksine ölüm her şeyin başlangıcı olacaktır.

İnanan insan ise evrenin, canlıların ve insanların bir yaratılış amacı olduğunun şuurundadır. Evrende ve canlılardaki üstün akla ve ilme işaret eden planı, düzeni, dengeyi görmüş ve hepsinin üstün güç sahibi bir Yaratıcı tarafından yaratıldığını anlamıştır. Etrafındaki muhteşem tasarımlar ve sistemler rastlantısal bir süreçle ortaya çıkmadıklarına göre, mutlaka bir amaca sahip olmalıdır.

“Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ’salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.” (Kehf Suresi, 46) ayetiyle bildirilen bu gerçekleri görebilen insanın aynı soruya yanıtı ise şöyle olacaktır: "Beni üstün Yaratıcı Allah yarattı ve Kendisine kulluk ve ibadet etmem için dünyaya gönderdi. Dünya hayatı da Allah’ın kullarını sınamak için yarattığı kusursuz bir imtihan ortamıdır. İşte ben de yaşamım boyunca denendim. Şimdi yaşlılık geldi ve yaşamım boyunca hiç unutmadığım ve hazırlık yaptığım ölümü artık daha yakın hissediyorum. Her işimde Allah’ın hoşnutluğunu gözettiğim için de O’nun izniyle sonsuz kurtuluşu ve cenneti umut ediyorum…”

Dünyada bulunma nedeninin şuurunda olmayanlar, yaşamlarının ‘ rastlantılarla ve kendiliğinden’ meydana geldiğini zannettikleri gibi, ölümün de ‘kendi kendine’ oluştuğuna inanırlar. Oysa yaşamı da ölümü de yaratan alemlerin Rabbi olan Allah’tır. Ölüm, rastlantılarla ya da kaza ile meydana gelen bir olay değil, Allah’ın özel olarak yarattığı, kaderde zamanı, yeri ve şekli belirlenmiş bir olaydır. Ve her insan ölüme aynı uzaklıkta/yakınlıktadır.

Bediüzzaman’ın sözlerindeki gibi, “Kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz olabilirsin.” her şey bir amaçla ve bir hikmetle yaratılmıştır. İnsan sonsuz yaşam için yaratılmıştır, her insan Allah’a gereği gibi kul olmalı, hayatını O’nun sınırlarını koruyarak yaşamalıdır.

İnsanın her an bir kısırdöngü içinde yaşaması ve dünyevi arzuların peşinde koşturmanın kendisine hiçbir yarar sağlamayacağını kavramaması, akılsızcadır. Ömrü boyunca bu şekilde yaşamış bir insanın, gerçekleri gördüğünde, şimdiye kadarki yaşamında bir sorun olduğunu düşünerek kendisini düzeltmesi en akıllıca davranış olacaktır. Henüz vakit varken…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Gerçek Sevgili
Ne Kadar Aciziz!..
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur
İmtihan Olmasa?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]
Yalanın Rengi [Eleştiri]
Toplumda Yerleşik Kur"an Dışı Sözler - II [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Fuat Türker, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.