..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > M.NİHAT MALKOÇ




21 Kasım 2010
Şiirin Büyüsü  
M.NİHAT MALKOÇ
Hz. Âdem’le dünya macerası başlayan insanoğlunun duygularını ifade etme ihtiyacı da o zaman baş göstermiştir. Şiirin bilinmeyen tarihini ta oraya kadar indirebiliriz. Fakat bahsettiğimiz şey, bugünkü anlamda olgun bir şiir değildir. Neticede duyguların bir çeşit dışa yansımasıdır. İnsan nesli bugüne kadar geçen serüveni içinde duygu, bilgi ve görgü bakımından olgunlaştıkça şiir de onunla paralel olarak olgunlaşmıştır. İster iptidai, ister modern olsun; şiirin her çağda ve her toplumda varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Zira şiir, kişinin kendini ifade etme şeklidir. Üstelik özün özüdür şiir… Bir ihtiyaçtır aynı zamanda…


:AIBD:

M.NİHAT MALKOÇ

Hz. Âdem’le dünya macerası başlayan insanoğlunun duygularını ifade etme ihtiyacı da o zaman baş göstermiştir. Şiirin bilinmeyen tarihini ta oraya kadar indirebiliriz. Fakat bahsettiğimiz şey, bugünkü anlamda olgun bir şiir değildir. Neticede duyguların bir çeşit dışa yansımasıdır. İnsan nesli bugüne kadar geçen serüveni içinde duygu, bilgi ve görgü bakımından olgunlaştıkça şiir de onunla paralel olarak olgunlaşmıştır. İster iptidai, ister modern olsun; şiirin her çağda ve her toplumda varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Zira şiir, kişinin kendini ifade etme şeklidir. Üstelik özün özüdür şiir… Bir ihtiyaçtır aynı zamanda…

Şiirin köklerini çok derinlerde aramak gerekir. Cahiliye Arap toplumlarına baktığımızda onlarda da şiirin başköşede olduğunu, büyük itibar gördüğünü görürüz. Onun içindir ki yüce kitabımızın da şiirsel bir belagati vardır. Çünkü o zamanki toplumun genlerinde bu özellikler vardı. Hatta son Peygamber olarak gönderilen Resulullah’ı da şair olarak görenler vardı içlerinde… Fakat Allah onlara cevap vermekte gecikmiyordu: “Cinlenmiş bir şair için biz tanrılarımızı mı terk edeceğiz, derlerdi. Hayır, o (ne şairdi, ne de mecnun). O, gerçeği getirmiş ve peygamberleri de doğrulamıştı” (es-Saffat, 37/36-37)

624 sene boyunca dünyaya adaletle nizam veren Osmanlı’da şiir çok önemli yerdedir. Öyle ki Osmanlı padişahları, şairleri koruyup onlara her türlü maddi ve manevi destekte bulunmuşlardır. Bunun ötesinde Osmanlı şairlerinin çoğu şairdir. Şiirdeki mahlası “Muhibbi” olan Kanunî’nin kocaman bir Divan’ı vardır. 2. Murad(Muradî), Fatih Sultan Mehmed(Avnî), 2. Bayezid(Adlî), Yavuz Sultan Selim(Selimî), 3. Mehmed(Adnî), 1. Ahmed(Bahtî), 3. Selim(İlhamî), 2. Mahmud(Adlî), 3. Mustafa(Cihangir) gibi padişahlar aynı zamanda ciddi Divan şairleridir. Bu da gösteriyor ki şiir Osmanlı’da büyük ilgi ve itibar görmüştür.

Şiir, yüzyıllardan beri edebiyatın tahtına oturan ve bu tahtı hiçbir zaman diğer edebî türlere kaptırmayan bir estetik oluşumdur. Bu tür, edebiyatla adeta özdeşleşmiştir. Bu sadece bizde değil, bütün dünya edebiyatlarında da böyledir. Şiir deyince bütün akan sular durur.

Şiir modern zamanlara yenilmeyen bir türdür. Dünya değiştikçe şiir de değişiyor, yenileşiyor ama değerinden hiçbir şey kaybetmiyor. Şiire ilgi dün olduğu gibi bugün de var. Hatta internetin icadıyla şiirin etki alanı alabildiğine genişlemiştir. Hayatında şiir yazmayan insan yok gibidir. Herkes ömrünün bir döneminde şiirsel bir şeyler karalamıştır muhakkak… Bugün internet ortamında binlerce şiir sitesi mevcuttur. Bu sanal ortamlarda birçok kişi kalem(pardon klavye) oynatmaktadır. Bunların ne kadar şiir olduğu ayrı bir tartışma konusudur. Fakat sonuçta hemen herkes şiire bir şekilde hizmet etmek istiyor.

Edebiyat bahçesinin solmayan gülüdür şiir.. O, bütün alımlılığıyla gönül bahçelerini süslüyor. Şair duyguların tercümanıdır. Onlar, gözleri kapalıyken de gören insanlardır. Sevdiğini kaybeden bir aşığın iç çekişleri, bir annenin evladına duyduğu tarifi kelimelere sığmayan sevgi, bir askerin vatan için yüreğinde besleyip büyüttüğü sevgi ve muhabbet; şairin ruhunda filizlenir, vakti gelince şiir olup çıkar. Bir çocuğun geleceğe dair umutlarını, bir aşığın kavuşma arzularını, göklerin sonsuzluğunu, denizlerin enginliğini, dualardaki samimiyeti, en iyi şair bilir ve en iyi o ifade eder. Şiir okuru da bu duygulara ortak olur; ‘ Şair tam da benim gibi düşünmüş’ der. Kitlelerin duygularına tercüman olduğu kadar büyür şair… Fakat hissiyatı alelade ifade edenler bodur ağaçlar gibi yerlerinde kalakalırlar.

Edebiyat uzun asırlardan beri şiirin büyüsünden nemalanmaktadır. Zira edebiyatın geniş kitlelerce sevilmesini sağlayan türlerin başında gelir şiir… Şiir olmasaydı edebiyat bu noktada olur muydu acaba? Hiç sanmıyorum… Keza şiir edebiyatı bir ana şefkatiyle besliyor.

Şarkta yani Doğuda şairlerin bol olması buradaki insanların ruh derinliğinden kaynaklanır. Onlar köklü bir medeniyetin izlerini ruhlarına nakış nakış işleyerek yarınlara taşımışlardır. Bu aslında şarkın övünülecek yanıdır. Batı, hayata daha realist açıdan baktığı için şiir orada bizdeki kadar itibar görmemiştir. Fakat bu demek değildir ki Batı şiiri geridir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçenin Berrak Sularında…
Gönlümün Duygu Mimarları
Şâirlik Meslek Midir?
Sanatta Marifet - İltifat Dengesi
Şiiri Kalıplara Sokmak...
Şiiri Tanımlamak...
Usta Oyuncu Oktay Gürsoy"la "Öyle Sevdim ki Seni" Filmi Üzerine…
Şiirin Tuzu Biberi: İmge
Şiir Evini Okura Kapamak...
Yolcu Dergisi Üzerine...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
beklenen Nesil
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Sizin Kafanız İyi Mi? [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.