"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
25/11/2010 · Aynı ağacın yapraklarıyız. Birçok şeyi karıştırırız. Yeri geldiğinde çayın içine atılan şekerin, erimesi içinde karıştırırız. Karıştırmak doğamızda vardır. “Hiç karıştırmam.” Diyenin bile o anda aklını karıştırmakla ilgilendiği, ortadadır. Karıştırmak bireysel bir eylem olarak gözükse bile görmemeyi seçenek olarak, kullanmak isteyenlerde bulunmaktadır. “Sus! Elinin hamuruyla erkek işine karışma.” Diyerek kükreyenler bunlara örnektir. Ne var ki hamur ile erkek işi arasında kurulan bağlantıya, kaç ayaklı olduğunu bilmediğimiz köprülerin kuruluyor olduğu da anlaşılmaktadır. Kendilerini yönetenlere karşı gelmemek içinde hareket edenler de vardır. “Harekette bereket vardır.” Diyerek, bunu ilke edinip ardında duranlarda vardır. Hareket ile durmanın arasında ki terslik ise soru işareti olarak kalmaktadır. Hareketlenmenin getirmiş olduğu coşkuyu da eksik etmeden yanlarına alanlar, “Kadının sırtından sopayı, karnında sıpayı eksik etmeyeceksin.” Diyerek eksikliklerini tamamlamış olmanın, gururunu yaşayıp dururlar. “Saçı uzun aklı kısa.” Diyerek akıl verenlerde vardır. Karıştırmadan cümleyi tekrarladıkları içinse, içten içe sevinip dururlar. Aklın ölçüsü konusunda ki öğrenmişliklerini, insan saçından yola çıkarak hesap etmeye kalkışmalarına ise karışılmasını sevmezler. Oysa insanların saçları vardır. Kimisi kısa kimisiyse uzundur. Kiminin adı Ayşe olduğu gibi kiminin adı da Ahmet’tir. Karıştırmazlar. Günleri ise hiç karıştırmazlar. Hangi günde ne olmuş ne bitmiş hepsini bilirler. Bilgi dağarcıklarını, bilgi darağacına benzetmeye çalışanlara ise kızarlar. Kızmış olduklarının tek belirtisini yılda bir kez değil, yılın bütününde gösterip dururlar. Gösterdikleri zamanlarda ise çok iyi iş yapmış olduklarının, altını çizip dururlar. Mücadelelerinin sonsuza kadar süreceği konusunda kararlıdırlar. Yılda bir güne denk gelen, Kadına yönelik şiddetle mücadele günlerine ise sırıtıp dururlar. Yorgunluklarını anımsarlar. Öyle ya… Kadına yönelik şiddetle mücadele günüdür. Şiddetinim. Ama kadına yönelik olan sözde şiddetle etmiş olduğun mücadelenin değilim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Tepe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |