Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Suskunluklar içinde düşünüyordu geçmişi daha dün gibiydi. Bir demir kapının onu esir aldığı ve gökyüzünü on altı metre kareden izlediği günlerde yüzündeki keskin gülümsemeyi hatırladı buruk bir tebessüm ile. Voltalarda yüreğine ilişmiş bir sevdanın onu o demir parmaklıklar arkasında bile ne denli özgür kıldığını düşündü. Beton zemin üzerinde sevdasına sarılarak uyuduğu 3 gece düştü aklına. Yüzündeki o inanç dolu gülümsemeyi ne olursa olsun çalamamıştı hayat. Ama şimdi ne demir parmaklıklar nede onu esir alan demir kapı vardı. Özgürdü ve bu özgürlükte zincirlenmiş ve prangaya vurulmuşçasına tutsaktı yüreği. Oysa bir martı gibi özgürce mavi bir denizin enginine baka baka nefes alıyordu özgürlüğü umudu inancı çekiyordu nefesine. Şimdi ise nefes bile alamıyordu. O masmavi güzellikler karanlık bir geceyi andırıyordu. Güneş artık doğmayacak kadar uzaklaşmıştı hayatından ve yıldızlara küsmüştü yüreği. Oysa yıldızların bir başka önemi vardı hayatında, karanlık gecelerde onlarla fısıldaşır yarınlara dair tüm inançlarını ve umutlarını onlarla paylaşır ve tıpkı bir çocuğun masumluğunda uykuya dalardı. Sevdasına sarılarak uyurdu, sıkı sıkı sarılırdı yüreğine. Yüzündeki mutluluk ve masumluk görülmeye değerdi. Şimdi ise uyumayı özler olmuştu. Sabah doğan güneşi karşılıyordu kan çanağına dönmüş gözleri ile. Kendini sorguluyordu usanmak bilmeden, kendini infaz ediyordu. Yüreğinin acısına aldırmadan benliğini sorguluyordu. Ve kendinden nefret ediyordu her sorgu sonrasında. Tüm olayların nedenini yüklüyordu yüreğine, yüreğindeki değere leke bulaştırmadan. Ve çektiği acıların gölgesinde yaşıyordu yaşamını. Uzaklarda bir yerlerde atılan umursamaz kahkahaların altında eziliyordu beklide. Beklide çoktan silinmişti beyinden yürekten. Belki hiç yaşanmamış olarak kabul ediliyordu. Umutlarının altında kalmıştı ve inançlarının yıkıntıları arasında nefes almaya çalışıyordu. Bir türkü dolandı diline. Acıyan yüreğinin kanayan yaralarına tuz basmak adına. Acılarına aldırmadan mırıldandı o türküyü. Ve her nağmesiyle acıdı bedeni ve her nağmesiyle yaklaştı ölüm ona ve kala kaldı karanlıkların ortasında…. "Geçmedi yare sözümüz Yollarda kaldı gözümüz Yere sürüldü yüzümüz Böyleymiş karayazımız. Çiçekler açılmaz oldu Pınarlar içilmez oldu Yar bize gülmez oldu Böyleymiş kara yazımız. Yalnız ona yar demiştik Onda bir şey var demiştik O bizi anlar demiştik Böyleymiş kara yazımız. Hey gönül gene bu gece Kederim geceden yüce Gel susalım beraberce Böyleymiş kara yazımız" Ve yine türkülere sığındı yaşadığına yaşattıklarına ve yaşamışlığına aldırmadan. Ve yine türkülere tutundu yüreğinin acısına aldırmadan. Türkülerdi onu insan yapan ve türkülerdi onu bu sistemin kirinden arındıran. Kimi melodisinde ölüp kimi melodisinde yeniden doğan acılarıyla ve yaşadıklarıyla onu yüzleştiren. Zaman durmuştu sanki kulağına tutulan her melodi onu başka zamanlara savuruyordu. Ama o tutunuyordu türkülere yüreğinin kanını silerek o kanlı elleriyle. Ve ıslak yanaklarına aldırmadan titredi dudakları " Türküler, türkülerdir insanı insan yapan ve türkülerdir dünden bugüne yarınları aydınlatan." Sarıldı bir türküye daha ve göz yaşlarını sildi her melodi ve çınladı kulakları uzaklardaki martılar öylece havada asılı kaldılar. Bir emanete sahip olamamanın ezikliği ile ve martılara seslendi uzaklardan siz kanat çırpın enginliğe siz kanat çırpın sevdalara ve siz umut olun insanlara.. Benim ne maviyle ne umutla nede inançla var olan bir nefesim yok artık. Ben türkülerin gölgesinde sesleniyorum hayata türküler kadar özgür, türküler kadar hırçın ve türküler kadar uçsuz bucaksız benim ömrüm… www.hamzaekiz.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © HAMZA EKİZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |