..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




29 Þubat 2012
Þam Ýþi, Þamdam Ýþi, Herkesin Gelir Çiþi…  
Bizim Köyün Ayýlarý..

Kemal Yavuz Paracýkoðlu


Dayanma gücüm kalmamýþtý. Çiþimi salývermek üzereydim. Tam da önünden geçtiðim bir karanlýk apartmanýn kapýsýnýn açýk olduðunu görüp, girdim. Az sonra apartmanýn dýþ kapýsýnýn altýndan dýþarýya doðru bir suþeridi uzanýp akmaya baþladý. Suþeridi kývrýla kývrýla kaldýrýma uzandý, oradan da caddeye indi…


:ADCF:


   Safinaz abla evinde deðildi. Þimdi Adalarda olsa gerekti. Ben oraya gitsem… “Neden olmasýn?”

   Onun yanýna gitmeyi kararlaþtýrdýktan sonra, þöyle böyle altý, yedi kilometre tutan yolu yürümeye baþladým. Ne zaman çarþýya gitsem yürüyordum bu mesafeyi, alýþýðým yani…

   Adalar denilen yer Porsuk Çayýnýn kýyýsý boyunca uzanan bir yolun/sokaðýn adý; yoksa öyle ada, yarýmada ile filan alakasý yok. Eskiþehir halký o yol boyunca yürüyerek gezinmeyi, su kenarýndaki banklarda oturarak dinlenmeyi, yol kenarýndaki lunaparkta, lokantalarda, pastanelerde, çay bahçelerinde, yazlýk sinemalarda, müzikli barlarda eðlenmeyi seviyorlardý. Her zaman kalabalýk olan yolda özellikle yaz akþamlarýnda iðne atsan yere düþmezdi.
Demiryolu geçidinden geçerek Kanatlý Un Fabrikasý yanýna geldim. Orada, tam köþe baþýnda bir polis kulübesi vardý. Onun yanýndan döndüm mü, Porsuk çayýnýn üstündeki yaya köprüsünü geçerek Adalara ulaþacaktým.

   Polis kulübesi boþtu; zaten, buradan ne zaman geçmiþ olsam boþ görüyordum. Polis kulübesinin yanýna ulaþtýðýmda, içinde gene kimsenin olmadýðýný gördüm. Fakat, kulübenin altýndaki boþluktan ayaklarýma doðru bir su akýp, küçük bir gölet oluþturmaya baþladý. Ýlgimi çekti bu durum. Ýçerde bir musluk mu vardý acaba? Musluk açýk mý unutulmuþtu, ya da bozuktu da akýntý mý yapýyordu acaba? Bu ‘acaba’lý sorularýn meraký yoðunlaþtýran bir cazibesi oluyordu.

   Merakýmý yenemeyerek, kafamý kulübenin penceresine uzatýp içeriye baktým.Ýçerde babamýn yaþlarýnda, kravatlý bir adam çömelmiþ, oturmaktaydý. Biraz dikkatle bakýnca, adamýn pantolonunu dizlerinin üzerine sýyýrmýþ, abdestini yaptýðýný fark ettim. O da beni fark ederek, “siktir ol git ulan!” diye baðýrdý. Korkarak kaçýp, uzaklaþtým.

   Safinaz ablanýn yanýna ulaþýp da bu olayý anlattýðýmda, “Adam, dayanamayacaðý kadar sýkýþýnca, çareyi öyle yapmakta bulmuþtur,” dedi bana. “Çevreden geçenler görmesin diye de iþini çömelerek görmüþtür.” Kendisinin de benzeri bir sýkýntýyý yaþadýðýný anlatmaya baþladý:
─ Ýstanbul Ýstiklal caddesi üzerindeki bir köftecide karnýmý doyurmuþtum. Köfteler hararet yapmýþ, dilim damaðým kurumaya baþladý. Cadde üstündeki sokak kafelerinden birine oturup, küçük pet þiþeyle bir su ýsmarladým. Sonra suyu bir dikiþte içip bitirdim. Suyun da katkýsýyla küçük su dökeceðim geldi. Hemen kalktým, garsona, küçük su ihtiyacýmý giderebileceðim bir yer sordum. Garson da, taksim meydanýnýn orada ki umumi helayý tarif etti.
   “Fransýz konsolosluðunun orada var ya…” diyerek. Tarif edilen yerdeki umumi helanýn yolunu tuttum. Sokaða girip helânýn önüne geldiðimde gördüðüm manzara nedeniyle küçük bir þok geçirdim. Üstünde kocaman “W.C.” yazýsý görünen helâlarýn kapýsýnda çaprazlama iki tahta çakýlmýþtý. Kasýklarýmdaki sýkýþýklýk kendini iyice belli etmeye baþladý. Biraz daha acele hareketlerle Ýstiklal caddesine yöneldim. Kendi kendime konuþarak, “Þu aþþa tarafta, Galatasaray’ýn orada bir umum helâ vardý. Oraya yetiþtireyim…” diyerek adýmlarýmý açtým. Ýstiklal caddesinden aþaðý gelerek Galatasaray meydanýnda tuvaletlerin var olduðunu sandýðým yere geldim. Ne var ki, tuvaletleri var sandýðým yerde genel helâlar istimlâk edilip yýkýlarak yok edilmiþti. Ýyice kýzarýp bozarmaya baþlamýþtým. “Hay Allah!...”
Ellerimle kasýklarýmý tutarak oradan uzaklaþtým, ama nereye gideceðimi, ne yapacaðýný bilemez haldeydim.    Yolda, karþýdan gelmekte olan orta yaþlý bir adamýn önüne çýktým.

   “Affedersiniz, buralarda bildiðiniz yerde… helâ var mý?” diye sordum.

   “Var… Karaköy’de, tünel giriþinde var. Hatta Galata köprüsünün altýnda da var,” “Aman abi, ne yapýyorsun! Oraya kadar yetiþtiremem ki… Buralarda diyorum, var mý diye…”

   Adam, “Ben buralarý bilmem kardeþim. Bizim muhitimiz oralar,” diye cevap verdikten sonra yürüdü gitti.

   Adama bozularak oradan uzaklaþtým. Ýki büklüm kývranmaya baþlamýþtým. Bir iþhaný içine daldým.
Ýþ hanýndan girerek saða sola koþturup bakýndým, helâyý andýran bir görüntü göremeyerek asansöre koþturup bindim, asansörü üst katta durdurdum, indim. Hemen bir helâ aramaya koyuldum. Karþýma çýkan bir helâya koþturdum, ama bulduðum helânýn kapýsý kilitliydi.    Zorladýmsa da açamadým. Oradan geçen çay ocaðý askýcýsýna seslendim.
   “Kardeþ!”
   Genç çocuk geldi.
   “Yahu bu helânýn kapýsý neden kilitli? Biliyor musun, sen?” diye sordum.
   Çaycý Çocuk, “Biliyorum,” dedi.
   “Biliyorsan söylesene yahu!”
   Çaycý Çocuk, yarýþma tripleriyle, dalga geçmekteydi,    “Söylüyorum: Burada her yazýhanede helânýn anahtarý var.    Helâlýk iþi gelenler, gelip açýyor, giriyor, iþini görüyor, çýkýyor, kapýyý kilitliyor, yazýhanesine dönüyor, helânýn anahtarýný yazýhanedeki masasýnýn çekmecesine koyuyor…”

   Kasýklarýmdaki sancýdan iki büklüm ne yapacaðýmý bilemez halde, “Yahu, bir anahtar getir de çiþimi yapývereyim…” diye dil dökmeye baþladým.
Çaycý Çocuk, “Olmaz,” dedi. “Dýþardan gelenlere yasak…”
Beddualar ederek merdivenleri koþarak indikten sonra iþ hanýndan çýkýp gittim.

   Dayanma gücüm kalmamýþtý. Çiþimi salývermek üzereydim. Tam da önünden geçtiðim bir karanlýk apartmanýn kapýsýnýn açýk olduðunu görüp, girdim. Az sonra apartmanýn dýþ kapýsýnýn altýndan dýþarýya doðru bir suþeridi uzanýp akmaya baþladý. Suþeridi kývrýla kývrýla kaldýrýma uzandý, oradan da caddeye indi… Ben de yüzümde büyük bir huzur ve rahatlama ile apartmandan çýkýp etrafa þöyle bir bakýnýp yaptýðýmýn anlaþýlmadýðýný görerek uzaklaþýp gittim. ─

   O anlattýkça gülme krizleri içinde gülmekteydim. Adalardaki geziciler garipseyerek bize bakýyordu.
Safinaz abla, bize merakla bakanlara sesleniyordu:
“Þam iþi, þamdan iþi, ister erkek, ister diþi, herkesin gelir çiþi...Var mý þambaba tatlýsý yiyen!"
…/…
]



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Babam…
Madam...
Büyük Öðretmen Boykotu…
Çöpçatan...
Tip Tip Tipsizler…
Anneanne...
Safinaz Abla...
Son Söz...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Krallarýn Kraliçesi
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Öpücük Tutkusu...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.