..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Canip Doðutürk




13 Mart 2012
Sivas Vahþeti Üzerine  
Canip Doðutürk
‎Bir toplum gericiliðin karanlýk bataklýðýna bir kez batarsa, bir daha kolaylýkla o karanlýk bataktan çýkamaz ve her gün kendinden farklý düþünen aydýnlarýný katlederek daha da bataklýða saplanýr.. Burada bu karanlýðý savunan güruhun bey...nini bozan neydi? Asýl sorgulanmasý gereken anlayýþ bu iken; birkaç çaresiz insaný tutuklayýp sorgulamak, ayrýca insanlýða karþý iþlenen bir ayýp ve ayrý bir suç! Çünkü kendine hakaret edildiðini düþünen o birkaç insan yerine asýl suçlu bu hoþgörüsüzlüðü ve yalnýzlýðý o insanlara dayatan sistemdedir.


:BJFH:
(…)
Pir Sultan'ým der ki: Deli,
Elden koymaz doðru yolu.
Ne yanarsýn dünya malý,
Birin alýp gidemezsin.

Pir Sultan ABDAL


Ýnsanlar; kendi deðerlerini savunan, insanlýða ýþýk olan kahramanlarýný anmak; onun düþüncelerini yeniden anýmsamak için toplanýrlar… Böylelikle dünya üzerinde her kýta, ülke, bölge, il, kasaba, köy; bir varlýðý, yaþayan ya da yaþatýlan önemli bir deðeri ile öne çýkar; hatýrlanýr.

Sivas ili de bir halk ozaný olan Pir Sultan Abdal’la anýlýr…

Pir Sultan Abdal, asýl adýyla Haydar, 16. Yüzyýl’da yaþamýþ, bir düþünür, bir halk ozanýdýr. Yaþamýnýn önemli bir bölümünü Sivas ili Yýldýzeli ilçesinin Banaz köyünde geçirmiþtir. Osmanlý Ýmparatorluðu’nda çýkan haklý halk isyanlarýna ve sosyal olaylara destek vermiþ; halkýn sömürülmesine karþý çýkmýþtýr... Halka karþý yaþanan haksýz uygulamalar Pir Sultan Abdal’ýn þiirlerini besler ve bu þiirler de isyanlarý güçlendirir.

Söylenceye göre; büyük insanlýk ekmek bile bulamazken, sarayda ‘yok’ bile yokken Hýzýr Paþa, af dilesin diye Pir Sultan’ý sofrasýna çaðýrýr. Pir Sultan ‘’bu haramý benim köpeklerim bile yemez’’ der. Ve bir ýslýk çalar Pir Sultan Abdal, o sezgileri çok güçlü olan köpekleri uçarak, koþarak gelir sahibinin yanýna, Hýzýr’ýn kurduðu sofraya bakýnýrlar; köpeklere yemeleri için iþaret verilir; köpekler bakar, koklar ganimetlerle piþen yemekleri; ve anlarlar… Bu halkýn hakký olandýr ve ‘’haram’’ dýr dercesine tiksinti duyarak geri çekilirler… Bir zamanlar Pir Sultan Abdal’ýn öðrencisi olan ve bir halk ayaklanmasýnda saraya ‘elçi’ olarak gidip: sarayýn ihtiþamlý yaþamýndan nemalanýp gözü dönen ve ‘paþalýk’ unvanýyla ödüllendirilerek Sivas’a vali olarak gelen Hýzýr Paþa hiddetlenir; Pir Sultan Abdal’ýn karþýsýnda küçülür ve ‘yokolmamak’ için, O’nu idam ettirir.

Pir Sultan Abdal, o günden bu güne ulaþan; geleceðe akan bir halk önderi ve ozanýdýr. Ýsyan ateþi þiirlerinde gizlidir. Pir Sultan Abdal’ý anmak þiirlerini dillendirmek bir insanlýk görevi, bir saygýdýr, bir bedeldir; Pir Sultan deyiþleri zengin birer bilgi kaynaðýdýr; doða ve insana duyulan sevginin, ilahi ve dünyevi aþkýn oya gibi iþleniþidir. Yazýlan tarihin gizli gerçekleridir. Halkýn günlük yaþamýdýr; acýnýn ve mutluluðun özüdür. Ve daha ötesi Pir Sultan Abdal bir bilge kiþidir.

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 günü Pir Sultan Abdal ve onun haksýzlýklara karþý duran hümanist ve cesur felsefesini yaþatan, her biri kendini dostluða, eþitliðe, sanata, iyi ve güzel olana adamýþ olan insanlar ‘bir kez daha’ öldürüldüler. Nesimi, Muhlis, Asaf, Asým, Hasret, Altýok, Sulari ve nice genç aydýn; sömürülen ve kobay olarak kullanýldýðýnýn farkýnda olmayanlar tarafýndan vahþice yakýldý. Ne tuhaf, ne biçim bir karanlýktýr ki, insanlar kendinden yana olaný vahþice katledebiliyor...

Anadolu’nun, insanlýk tarihinde önemli bir yeri var… Üç ana kara arasýnda, bir göç köprüsü ve bir uygarlýk beþiði olmuþtur Anadolu. Her gelen geçen ve yaþayan toplumlar zengin kalýcý kültürel, sanatsal deðerlerini bu topraklarda býrakmýþtýr. Her býrakýlan sanatsal miras bir yeni sanatsal eserin yaratýlmasýnda öncü rol oynamýþtýr.

Tarih boyunca büyük insanlýk, dinsel ve toplumsal çýkarlar; salgýn hastalýklar ya da ekonomik nedenlerden dolayý sürekli yer deðiþtirme gereksinimi duydu. Ve güçlü olan, cahilleri örgütleyen erkler dünya coðrafyasýnda neredeyse her dönem ‘egemen’ oldu. Sömürü düzeninin ve sýnýflý toplumun varlýðýný savunan erk, çeþitli etki ve güçlerle kendi varlýðýný korudu. Burada en etkili güç öncelikle din ve ýrk eksenlidir. Toplumlar bölünüp savaþtýkça, sömüren güçlerin çarký, var olmanýn ötesinde daha hýzlý dönecek ve sömürülen halklarý diþlileri arasýnda daha da ezecektir.

Ýnsan ýrk ve din odaklý politik güçlerin kuklasý olmaktan kurtulmadýkça; bilim ve sanatýn, o tüm uyumsuzluklarý bir arada tutmayý baþaran; uzlaþtýran; insaný tüm dünyaya ve doðaya ait kýlan gücü yadsýndýkça savaþ denilen o vahþet hep sürecektir! Toplumlara; insaný bütünleyen bir eðitim yerine; ayrýþtýrýcý, dýþlayýcý ve ötekileþtirici eðitim verildiði sürece bireysel ve toplumsal vahþet de sürecektir!

Ne var ki, insanlýk tarihinde ezilen, hor görülen, sürülen, ötekileþtirilen halklarýn içinde, insanlýk bilimini, sanatýn gücünü ve kültürel birlikteliðin anlamýný özümseyen halk kahramanlarý hep var oldu. Sonsuzluðun gücünü kavrayan bu insanlar, süre giden yaþamýn umutsuz ve haksýzlýklarla dolu karanlýðýna dalarak derinlerden asýl gerçekleri açýða çýkarmak için ‘yandýlar’, yakýldýlar. Kendi varlýklarýný, insanlýk ve gelecek nesillerin, daha yaþanýlasý bir düzenin oluþumuna adayarak... Ve geliþmiþ dediðimiz; uygar, hukuk düzenine kavuþmuþ toplumlar varlýklarýný; bu bilim ve sanat kahramanlarýna borçludur.

Ama bu çað sömüren güçlerin etkisinde; insaný ve doðayý yücelten felsefi anlayýþtan neredeyse vazgeçti! Çaðýmýz sömüren güçlerin ezilenlerle alay ettiði, onlarý kobay olarak kullandýðý bencillik çaðýdýr. Ýnsanlýk, sýnýflý toplum düzenine geçtiði günden bu güne doðal felaketlerin yanýna bir de kýyametlerin en büyüðü olan kendi vahþetini de eklemiþtir.

‘Sivas vahþeti’ insanýn kendinden olana karþý kýyýmýdýr. Ateþin varlýðý Sivas’ ta, ateþi bulup insanlýða sunanlarý yakmýþtýr. Bu vahþet; insanlýk için bir utanç olmanýn ötesinde bir anlam taþýr. Ýnsanlar kendi inançlarýný katletme pahasýna karþýn kendi karanlýðýný aydýnlatan aydýnlarýný yok etmiþtir! Din sevgi ve hoþgörü ise eðer; birbirinin canýný almaya kastetmek ne tür bir anlayýþ-sýzlýk-tan doðar?!

1420 yýlýnda da yine tarihin bir baþka hak ve halk kahramaný Þeyh Bedreddin’i asan ve Bedreddin adýný bile yasaklayan, Bedreddin diyeni kazýða oturtan zihniyet, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta; Pir Sultan Abdal Þenliklerine katýlan 35 aydýnýný katletti. O günden bu güne deðiþen ne? Düþündüðün zaman, o gün bu günden daha farklý; o gün Pir Sultaný astýran padiþahtý. Bugünse halk! Oysa Pir Sultan din ya da dil ayrýmý yapmaksýzýn o halkýn hakkýný savunuyordu. Ýþte acý olan da bu!

Osmanlý’da halkýn tek bir seçeneði vardý o da Padiþaha baðlý olmak. Ýster haklý ister haksýz olsun yüzyýllar boyunca bu sistem, daða taþa korku salarak sürüp gitti. Bundan 500 yýl öncesinde Pir Sultan, halkýn eþitliðini ve iyiliðini savunduðu için taþlandý, asýldý evet; ama 20. Yüzyýl’a ulaþana kadar dünyada zulümlerin, yargýsýz infazlarýn, savaþlarýn insanlýða ne kadar acý verdiði de anlaþýldý. Hukuk ve demokrasi; insan haklarý ve düþünce özgürlüðü yüzyýllar içinde tartýþýldý, uygulandý, deðiþti, olgunlaþtý. Ve Sivas’ta Pir Sultan deyiþlerini müziðine katan, barýþtan yana 35 aydýn bu yol uðruna can verdi.

Ýnsanlýðýn yüzlerce yýllýk yolculuðunda savaþan da savaþýn bedelini ödeyen de her zaman halk olmuþtur. O zaman Devlet-i Ali Osmanî’nin gücü karþýsýnda belki korkudan belki de baðlýlýktan Pir Sultan’ý taþlayan halk ve idam ettiren anlayýþ; aradan geçen beþ yüzyýlýn sonunda Pir Sultan heykeline bile tahammül edemeyerek; heykeli yerinden söktürüp, boðazýna urgan geçirtip caddelerde sürükletip; parçalayan gözü dönmüþ bir güruh olarak karþýmýza çýkýyor.

Bu vahþet sanata, bilime ve insanlýða karþý iþlenen bir kýyým, bir suç deðil midir?

Ben Musa'yým sen Firavun
Ýkrarsýz Þeytan-ý lain
Üçüncü ölmem bu hain
Pir Sultan ölür dirilir…


Bir toplum gericiliðin karanlýk bataklýðýna bir kez batarsa, bir daha kolaylýkla o karanlýk bataktan çýkamaz ve her gün kendinden farklý düþünen aydýnlarýný katlederek daha da bataklýða saplanýr.. Burada bu karanlýðý savunan güruhun beynini bozan neydi? Asýl sorgulanmasý gereken anlayýþ bu iken; birkaç çaresiz insaný tutuklayýp sorgulamak, ayrýca insanlýða karþý iþlenen bir ayýp ve ayrý bir suç! Çünkü kendine hakaret edildiðini düþünen o birkaç insan yerine asýl suçlu bu hoþgörüsüzlüðü ve yalnýzlýðý o insanlara dayatan sistemdedir.
Yazýmýzý büyük insanlýðýn halk ozaný Pir Sultan Abdal’ýn bir þiiriyle sürdürelim… Ýþte bu dizeler bizi bize anlatýr.

Hýzýr Paþa Bizi Berdar Eyledi

(…)
Pir Sultan Abdal'ým, hey Hýzýr Paþa,
Yazýlanlar gelir sað olan baþa.
Hasret koydun beni kavim kardaþa,
Açýlýn zindanlar pire gidelim.


Güneþin aydýnlýðýný perdeleyip, karanlýkta hakka ve halka karþý kirli hesap yapanlarý kýnýyorum. Barýþ içinde yaþamak umuduyla, Aziz Nesin’i, yakýlan o güzel insanlarý sevgi, saygý ve hüzünle hep anacaðýz…

Sevgiyle kalýn…

Canip Doðutürk

__________
Resim: Filiz Berk DOÐUTÜRK, 1993’ Sivas vahþeti üzerine yapýlmýþtýr.




      



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Terör, Kaddafi, Van Depremi ve Ardýndaki Vahþet Üzerine
Terör Üzerine
Server Tanilli ve O’nun Aydýnlýðý Üzerine
Eðitimin Çýkmazý Üzerine

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Düþünen Adam’ý Kim Delirtti?
Kadýnlar Üzerine
Duvarlar Üzerine
Yaþama Davet Üzerine
Kamu Alanlarý ve Ýnsanýn Tutsaðý: ‘insan’ Üzerine
Yýlmaz Güney, Castro, Stalin, Kýzlarý ve Halk Üzerine
Nâzým Hikmet Ran Üzerine
Obezite Üzerine
'Kürtaj' ve Yaþam Hakký Üzerine
'Arabesk Yavþaklýðýndan Utanýyorum’’üzerine

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Döner Faþizmin Kurþunu [Þiir]
Ýnsanlýk Anýtý Üzerine [Eleþtiri]


Canip Doðutürk kimdir?

Güzel sanatlarla uðraþan bir eðitimci ve heykel sanatçýsýyým. Ayrýca, deneme, makale, þiir yazarak duygu ve düþüncelerimi paylaþmaya çalýþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Karl Marx,Freud, Nietzsche, Adorno, Dostoyevski, Mayakovski, Anton Çehov,Marquez,Emile Zola, Bertolt Brecth, Kafka, Aragon, Neruda, Lorca, Ahmet Arif, Nâzým Hikmet, Orhan Kemal ...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Canip Doðutürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.