Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU Akrep gibisin kardeþim, korkak bir karanlýk içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeþim, serçenin telaþý içindesin. Midye gibisin kardeþim, midye gibi kapalý, rahat. Ve sönmüþ bir yanardað aðzý gibi korkunçsun, kardeþim. Bir deðil, beþ deðil, yüz milyonlarlasýn maalesef. Koyun gibisin kardeþim, gocuklu celep kaldýrýnca sopasýný sürüye katýlýverirsin hemen ve âdeta maðrur, koþarsýn salhaneye. Dünyanýn en tuhaf mahlukusun yani, hani þu derya içre olup deryayý bilmiyen balýktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eðer ve hâlâ þarabýmýzý vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeðe de dilim varmýyor ama — kabahatýn çoðu senin, caným kardeþim! (1947) Nazým Hikmet Ran Terör olgusu üzerinde duracaðým bu yazýya, “insan” ý belki de en iyi anlatan Nazým’ýn “Dünyanýn En Tuhaf Mahluku” þiiriyle baþlamayý seçtim. Ýnsan: korkak, cesur, kahraman, savaþçý ama düþman ama dost, sevgi ve nefretin çatýþmalý macerasýnýn baþ aktörü… Ýnsan-insan çeliþkisi ve insan-doða çeliþkisi: insanýn insanla savaþýmý ve insanýn doðayla rekabeti: tarihin döngüsü bu sonsuz ikilemin devinimleriyle doludur. Terör sözcüðünün Türkçe kullanýmý, Fransýzca “terreur” kelimesinden gelir. Asýl olarak Latince kökenli bir kelime olan Terör sözcüðünün anlamý “korkudan titreme” veya “korkuya sebep olma” anlamýna gelir. Fransýzca Petit Robert sözlüðünde “Bir toplumda bir grubun, halkýn direniþini kýrmak için yarattýðý ortak korku” ; Oxford Ýngilizce sözlükte ise: “Genellikle siyasal nedenlerle, halkýn gözünü korkutmak ve halký yýldýrmak için dehþet öðesini kullanmak” olarak tanýmlanmýþtýr. Ann Weil “Disasters: Terrorism” (Felaketler: Terörizm) adlý kitabýnda terörizmi þu þekilde tanýmlar: “Terörizm; rastgele seçilmiþ ya da sembolik deðeri olan kurbanlarýn, þiddetin aracý olarak seçildikleri bir savaþ yöntemidir. Bu araçsal kurbanlarýn, kurbanlaþtýrýlmalarý baðlantýlý olduklarý grup ya da sýnýf içerisindeki yerlerine baðlýdýr. [vurgu bana ait: C.D] ’’Böylece söz konusu grup ya da sýnýfa mensup olan diðer bireyler de, kronik terör korkusunun içine itilmiþ olurlar”. Burada dikkat edilmesi gereken þey (özellikle vurguya dikkatinizi çekerim): terör olgusunun, aslýnda bir “ben” ve “o”: yani çok uzun zamandýr Doðu’nun ve Batý’nýn ideolojik, politik, dinsel ve kültürel söylemlerini meþgul etmiþ bir kavram olan “öteki” fenomeniyle olan iliþkisidir. Ýnsan-insan çeliþkisinin temelleri çok eskilere dayanýr: Metal çaðýnda metal aletleri olan ilk insanlarýn tarým yapan gruplar karþýsýndaki üstünlüðünden, kabilelerin güç savaþlarýna oradan toprak beylerinin köylüler üzerindeki hâkimiyetine, din büyüklerinin teokratik otoritesine, krallarýn, komutanlarýn ve aristokratlarýn gücüne ve ihtiþamýna, giderek tüccarlarýn ve burjuvalarýn iþçiler karþýsýndaki siyasal ve ekonomik baskýlarýna ve günümüzün yüksek kapitalizminin acýmasýz serbest piyasa ekonomisi ve üreticilerin gücüne, statünün zengin ve yoksul olarak ayrýldýðý 21.yüzyýla uzanan tüm bu süreç aslýnda gücün, güçlünün güçsüz karþýsýndaki üstünlüðünün daima bir maddi varlýktan kaynaklandýðýný gösteriyor. Maddi varlýk tarih boyunca silah gücüne, silah gücü mekân istilalarýna, daha çok yer ve daha çok üretim ise politik ve ekonomik üstünlüðe dönüþmüþtür. Ýþte “ötekileþtirme” stratejisinde: üstün olanýn kendince koyduðu üstünlük kriterlerine uymayan “zayýf” addedilen her þey ve herkes, ýrklar, gruplar, halklar, ülkeler üstün olan için “düþman” dýr. “Öteki” dir. Uzak tutulmasý, yýldýrýlmasý, geri püskürtülmesi, ezilmesi ve aþaðýlanmasý gerekir. Ýþte bu “kurbanlaþtýrma”{ dýr. Bunun anlamý þudur ki: terör kendi kendine ortaya çýkmaz. ’’Güçlü, güçsüzü “güçsüz kýlar”… Bu bir stratejidir, politik ve ekonomik bir oyundur bu. Terörizm haklý bir savunu ya da bir baðýmsýzlýk savaþýdýr demiyorum. Hiçbir savaþ biçimi haklý olamaz, ancak “kurbanlaþtýrýlan” her canlý “tepki” verecektir. Tepki bastýrýlmaya çalýþýldýkça öfke ve düþmanlýk beslenecektir. Kýsýr bir döngüde üstünlük kimindir artýk? Devletler tarihi, birbirlerinden farklý olsa da temelde güçlerini, ideolojilerini ve politikalarýný sonsuza dek sürdürme; varlýklarýný ölümsüzleþtirme üzerine çok yüksek stratejilerin sahnesidir. Ama bu kýrýlgan, göreceli, gizlenmiþ “tarih’’ geliþen teknoloji ve iletiþimin evrenselleþmesi karþýsýnda þeffaflaþýrken; kapitalist güçler daha çok tekelleþerek dünya emekçileri karþýsýnda yeni ezici yöntemler geliþtirmektedir. Ýþsizlik bütün insanlarý tehdit ederken, insanlar her geçen gün doðasal güçlere karþý yalnýz ve çaresizleþirken, doðanýn verdiði nimetlerden daha az hatta hiç yararlanamazken devletler silah yarýþýna girmiþler.. Her ülke en donanýmlý silahlarla güçlenmeye çalýþýyor… Kimin için? Bunun anlamý açýk: yalnýzlaþan, çaresizleþen bitap düþen iþsiz ve açlar ordusu bir araya gelirse (!), ne yaparýz? Ýþte bu geliþmiþ teknolojik silahlar, uçaklar, toplar tüfekler onlar için, onlarý (mý) vuracak… Sanatýn birçok dalý dibe vurdu. Doða her gün yaðmalanýyor… Sömürü had safhada, birileri milyon dolarlarý sayarken akþamlarý, birileri çöpten yiyecek arýyor. Ýnsanlar beslendikleri ölçüde saðlýklý düþünebilirler; ama günümüz ekonomisi acýmasýz ve dengesiz! Ýnsanlýk, tanrý inancý bunun neresinde? Bu anlatýlanlarýn gerçeði þu: Terör! Terörü yaratan: Ýçinde yaþadýðýmýz “sistem’’. Sistemin sahipleri terörden zarar görüyor mu? Hayýr, aksine onlara yarar saðlýyor. Gidenin, yýkýlanýn yerine yenisini satýyor, koyuyor. Yani kâr ediyor. Peki, terör kimlerin arasýnda oluyor ve kimleri vuruyor? Ýþte en zorlu soru bu! Cevap Nazým’da (Satranç oyunu gibi ) sevgili piyonlar: “demeðe de dilim varmýyor ama / kabahatin çoðu senin, caným kardeþim!’’… Halk kendi çocuklarýný öldürüyor, acýtýyor, iliþkiler ilkel kan davasýna dönüþüyor. Herkes kan istiyor. Bir sizden bir bizden oyunu oynatýlýyor adeta. Bu ne yaman çeliþki. Peki, terör öldürmeyle biter mi? Taraflarýn sloganý þu “bir ölür bin geliriz.’’ Doðru, gerçekten de öyle. Ölenin yerine yenisi hemen geliyor ve o da geldiði gibi ölüyor. Peki, nasýl bitecek terör? Terörü akýlcý düþünen taraftarlarýn ’’erk olan güçleri’’ bitirecek. Terörün acý ve gerçek ilacý iþ, aþ ve o evrensel deðer yargýlarýný yaþama geçiren dünyamýzda, fazla anlamý olmayan, kimseye zararý olmayan soyut özgürlüðün verilmesi. Bu temel unsurlar terörü bitirecek. Ne tuhaf “Ýngilizce’’ öðrenmek ve öðretmek için kitap ve eðitimcilerine milyonlarca dolar ödenirken, kendi yurdunda ki yurttaþýna kendi dilinde okuma yazma, þarký söylemeði yasaklamak! Çaresizlikten ekmek çalana on beþ yýl ceza kesilirse; ‘’Devletin malý deniz, yemeyen domuz ‘’ atasözünü hayata geçirip bankalarý çalanlara ödül üstüne ödül verilirse! Kýsacasý ’’hukuk’’ herkes için iþletilmezse terör biter mi? VATAN HAÝNÝ "Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarý sömürgesiyiz dedi Hikmet. Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çýktý bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykýran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, fotoðrafý yanýnda Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, aðzý kulaklarýnda, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarý sömürgesiyiz dedi Hikmet. Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ." Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarýnýzýn ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, þose boylarýnda gebermekse açlýktan, vatan, soðukta it gibi titremek ve sýtmadan kývranmaksa yazýn, fabrikalarýnýzda al kanýmýzý içmekse vatan, vatan týrnaklarýysa aðalarýnýzýn, vatan, mýzraklý ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaþlarýnýzsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombasý, Amerikan donanmasý, topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuþ karanlýðýmýzdan, ben vatan hainiyim. Yazýn üç sütun üstüne kapkara haykýran puntolarla: Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ. (28.7.1962) Nâzým Hikmet’in bu þiiri yanýtýný bulamadýðý sürece ‘’terör’’ bitmez!. Ýþ, aþ, asgari ölçüde özgürlükçü ve eþitlikçi bir eðitim verilmediði sürece siyasi terörün yaný sýra tinerci, dilenci, maganda ve þehir eþkýyalarý da terörün vandalizm boyutunu besleyeceklerdir. Ýnsanýn insana yaptýðý bu haksýzlýða artýk dur demek için, ozan Ruhi Su‘nun ‘’Irmak’’ þiirindeki felsefi söylemiyle yazýmýzý bitirelim. Barýþ içinde yaþamak umuduyla… IRMAK Aðaç demiþ ki baltaya Sen beni kesemezdin ama Ne yapayým ki sapýn benden Bak su aðacýn bilincine sen Ölen ben, öldüren benden Bunca analar aðlayýp durur da Akýp gider gelinciklerden Kör müdür saðýr mýdýr bu ýrmak Ölen ben, öldüren benden Her yerde böyle olmuþ bu Önce daða, tasa, aðaca söyletmiþ halk Sonunda sabahýn bir yerinden Uyanýp kalmýþ ayaða ýrmak Ölen ben, öldüren benden Ruhi Su Hoþça kalýn… Canip Doðutürk 1. Oxford Dictionary of English 2e, Oxforf Univercity Press 2003, Terror maddesi. 2. Kaynak: Wikipedi Özgür Ansiklopedi, Terör maddesi
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Canip Doðutürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |