..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýþimden büyük tat aldýðýmý söylemeliyim." -John Steinbeck
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




13 Ekim 2012
Gelmeyen Son Çaðrý  
Mehmet Önder
"Öyle her gördüðün sofraya baðdaþ kurulmaz!"


:AADF:
GELMEYEN SON ÇAÐRI


“Öyle her gördüðün sofraya baðdaþ kurulmaz!” Ýþte büyüklerin bu uyarýsý, çoðumuzun bir yandan takdir edilmesine, öte yandan da defalarca aç kalmasýna sebep olmuþtur.
Misafirlikte karýn doyurmak zordur; hele hele çekingen biriyseniz. Ev sahibi bir kez çaðýrýr, bir daha çaðýrýr, ýsrarla bir daha çaðýrýr; artýk bu kadarla yetinmek gerekir. Yoksa fýrsat kaçar. Haydi dersin içinden, “Sesini de yükseltip, okkalýca bir daha çaðýr. Hatta, zorla sofraya oturtacakmýþ gibi, el hareketleriyle de davetini pekiþtir.” Biz de görgüsüzlük olmasýn diye geri duruyoruzdur. Ev sahibi o son ve en etkili çaðrýyý yapsa, artýk ne yabancýlýk kalacak ne çekingenlik. Öyle ya adamýn “Otur sofraya” diye bir býçak çekmediði kalýyor.
Bundan sonrasý çalakaþýk.


     …

Bu konularda özenli yetiþtirilmemiþ insanlar da çýkýyor:
Çocukluðumda bir Hasibe teyze vardý; karþý komþumuz. Her boyda, yaþta çocuðu olan Hasibe teyze, adeta çalar saat gibiydi. Hep yemek saatlerinde o önden çocuklar arkadan tek sýra halinde sokak kapýsýndan girerler, ayný disiplin içinde sofranýn çevresinde ikincibir daire oluþtururlardý.
Nedense o gün yalnýzca en küçükleri olan sümüklü Fuat’ýný getirmiþ. Annem buyur etti; Hasibe teyze “Tokuz” dedi. Biz devam ediyoruz; ama Fuat tek durmuyor. Arada dilini çýkarýp her iki yandan akmýþ sümüklerine deyirip geri çekiyor; gözü de sofrada...
Abim çok hassas, Fuat’ýn güzel çocuk yarýþmasýna gönderilecek resmini görse, içi bir hoþ olacak kadar. Arada beni dürtüyor. Ben de usulca “Devam et. Kafaný çevirme” diye uyarýyorum. Ama Fuat kýpýrdak. Ýhtimal sofraya oturacaðým, diye annesini dürtüyor. Annesi “Hýmm” filan yapýyor.
Bir yandan da kýzýyor, söyleniyor:
- Niye tokuz dedin ha!

      …

Abim, Fuat’tan kurtulmak için, hem hýzlý hýzlý yiyor, hem de kendisi yiyip savuþuncaya kadar sofraya gelmesin, diye caydýrmaya çalýþýyor:
- Anne be, bu patlýcaný neden bu kadar acý piþirdin? Zehir gibi! Aðzýmdan ince baðýrsaðýma kadar bütün güzergah yangýn yerine döndü.
Bir yandan da elini yelpaze edip, sözde içini serinletiyor.
Ama iþtah kaçýrmak için söylenen sözler Fuat üzerinde ters etki yapýyor. Baþlýyor mýzýldanmaya:
- Anaaa, çok güzelgahmýþ, acý patlýcan yiyecem iþte!

      …

Bir gün halamdayýz. Halam yemeðini yedirmeden dünyada býrakmaz. O gün, aksilik ya, akþama kadar hiç bir þey atýþtýrmadýðým bir gün. Kurt gibi açým, derler ya, öyleyim.
Sofra kondu, doðal olarak herkes benim gibi aç. Ama onlar ya evin çocuklarý ya da benim gibi ýmsýk olmayan, giriþken çocuklar. Hemen sofradaki yerlerini aldýlar. Baktým “Burasý da senin yerin” diye ayrýlmýþ bir yer yok. Kenardaki kanepede oturdum kaldým.
Açken her þey hoþ gelir ama, bunlar özellikle çok sevdiklerim. Halam yeniden odaya gelip beni kenarda görünce:
- Haydi otur sofraya.
Biraz kibarlýk yapýcam ya:
- Ben yedim de geldim.
Bu kadar davet iyi de, sofradakilerin de biri, þöyle yüzüme bakýp yarým kiþilik yer gösterse, “Haydi çok ýsrar ettiniz” deyip yumulacaðým. Dönüp bakmýyorlar bile. Haydi onlar bir yana, halam “Tok mok anlamam. Otur sofraya” diye kibarca bir paylasa. Hele hele çekip oturtacakmýþ gibi elini uzatsa…
Hiç biri olmuyor. Artýk ben halamýn, son bir kez usulca, “Haydi otur” demesine bile razýyým. Bir þey demiyor. “Tokun aðýrlamasý zordur” diye mi düþünüyor, yoksa “Çocuk zaten tokmuþ, eziyet etmiþ gibi olmayayým” diye mi düþünüyor, kimbilir?

     …

Ne Fuat gibi olmalý ne de benim gibi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.