Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Bu nedeniyle yapýda aksamalar ortaya konacaktý. Özellikle de köleci yapýnýn üretim hareketi içinde üretim sonrasý çok parçalý olacaktý. Ýttifak içinde takaslar grubun tüketmesi olmakla tüketim süreci yeniden üretim süreçlerine dönüyordu. Köleci El ittifaklý sentezlerle ve oligarþin istilalarla hem takas alanýný; hem takas nüfusunu; hem de takas yapýlan ürün çeþitliliðini artýrmýþlardý. Ön ittifaklý yapýlar içinde ittifak merkezi olan tüzeli kolektif baþtan ayaða doðru büyüyor, geliþiyordu. El ittifaklý köleci grup içinde üretim kolektif yarar gözetiliþle deðil; sahiplik yararý gözetilerek tabandan tavana doðru anlamla büyüyordu. El topraðý; El mal ve mülkü olukla kutsanan efendi sahipliði, efendiler arasý kâr hýrsý, efendiler arasý kazanç; efendiler arasý rekabet; hele de efendiler (El’ler) arasý yöneten bir üst irade sentezli tartýþan yapýlar olmakla oligarþisini biçimliyordu. Yapýný yönetim katý olan kürsü bu haliyle entrikalarla çevreletilmeðe baþlamýþtý. Üretimin üretilme zorunluluklarý aynýydý ve ayný nedenle üretim yapýlýyordu. Ama üretime bakýþ tarzý deðiþmiþti. Yapýlan üretin RIZKTI. Rýzk kiþilerin göstereceði gayret ve çabasýndan öte, bir El takdirdi. Rýzk, takdir olmakla El tarafýnda daðýtýlan mal mülk sahipliðiydi. Ön ittifaký sistemin ana unsuru, üretim hareketiydi. Köleci sistemin süreci kristalize edici ana unsuru bir mana anlayýþý olmakla herkesin rýzkýný aramasýydý. Herkes rýzkýný çevrede arayacaktý. Tüm çevre de El’in mal mülk sahipliði olukla, efendilerindi. O halde malý mülkü olmayanlar da, El’in malý mülkü olan sahiplik iradesi içinde rýzklarýný arayacaktýlar. Sistem üretim hareketine göre çevrim olmayacaktý. Kiþi (efendi) sahiplik hakkýna göre çevrim olacaktý. Tüm gerçekleþmeler de bu sahiplik hakký olan iradenin belirme ve söyleyiþine göre beliren þans, talih olmakla kaderlerin belirlenmesiydi. Siz de bu taksime razý olup tevekkül edecektiniz. Herkes rýzk için kaçýp koþuyor üretim hareketi içinde oluyordu. Rýzk sadece buðdayýn üretilmesi için çalýþma deðildi. Ticaret kazanç, kar, faiz, rant ta bir rýzktý. Burjuva sýnýfý ortaya çýkarken bir toprak sahipliði kullanýmý olan faizler toprak sahipliðinin periþanlýðý olmakla faizler haram sayýlacaktý. Faizle iþi olmayan köleler borçlandýrarak geleceði de ipotek altýna alan kölelikler ortaya konana kadar köleler þimdilik bu haram kapsamýnda deðildi. Süreç takastan çýkmýþ ticaret ile kâr kazanca dönüþmüþtü. Kölelerin ticaretle kazançla en ufak iliþkileri yoktu. Kazanç oligarþi içindeki efendilerle nasibi kýsýk verilen vassaller arasýnda olukla; mal sahipleri ile mal, mülk sahipliði olmayanlar süreç iliþkilerine ayný gözle bakmýyorlardý. Tümü sömürü aracý olan dinlerin övdüðü kazanç ta, kâr da ticaret te giderek bir baþka nedenle dinlerin karþý olacaðý faiz kazancý da mal sahiplerinin sorunuydu. Kolektif oluþtan kiþiye yansýyan süreçler; takas olukla ticaret diye; üretim hareketi rýzk ve mal sahipliði hakký olukla üretim de mal sahipliðinin elindeydi. Kölelerin ticaret yapacak halleri yoktu. Mal, mülk sahipliði olmayan kölelerin, üretim yapacak halleri de yoktu. Efendilerin acýmasý ve merhametiyle köleler efendinin mülkünde çalýþmakla, lütfa mazhar olan acizlerdi. Zorunluluklarýn karþýlanmasý için baþlayan üretim hareketi; kiþilerin kullaným takaslarý olukla deðil de þimdi rýzk olukla; baþtan beri böyle takdir olukla, rýzk aramaylaydý. Rýzk arama, köleci sisteme kadar: ne totem dönem öncesin de; ne totem dönem de; ne de ön ittifaklar içinde hiçbir zaman ortada olmayan bir mantýki anlayýþ olmakla ortama ihale edilmiþ El ile ýskattý. Yani El ile ýskat; El ile korkutma, El ile susturma, El ile konuþamaz, itiraz edemez yapmaydý. Ýlk kez nesnel sürecin ve nesnel nedenselliðin karþýsýna öznel bir mantýki anlayýþ neden gibi ortaya konmakla denge ýskatlara sebep oluyordu (susma ile oluyordu). Artýk dünyanýn kuruluþu ýskat üzerindeki üretim hareketi ile eþitsiz üretim hareketiydi. Denklikleri olmayan, dengesizliklerine ýskat içinde susulmakla rýza ile denge olandý. Ön ittifaklý takaslar bay erki içinde kölenin efendiye çalýþmasý ve efendinin lütfu nedeniyle de kölenin karnýnýn doymasý iken; mal sahipliði sentezli “oligarþi” içinde takaslar (köleler dýþýnda ya da kölelerin de vücudunu satmasýyla); diðer mal sahiplikleriyle giriþen kazanç eylemlerinin süreçlerine parçalandý. Kullaným deðerinden kaynaklý özyineli süreç (bir zorunluluðun kendisini çaðýran) tekrarlarý þimdiki halde ticarete, kazanca dönüþmüþtü. Emek gücü gasp edilen kiþiler bünyesinde emek gücü sahiplikleri de köle kiþiler elinde alýnýnca; yeni bir durum ortaya çýkmýþtý. Yani uyduruk bir alým gücü “arz talep” ortaya çýkmýþtý. Arz talep içine bir de kendi yaðýnda kendi kavrulmakla katýlanlar vardý. Bunlar nasibi kýsýk verilenlerdi. Her mal sahibi yine bir tüketen ve talepli olandý. Karþýlýklý zorunlu üretim hareketi þimdi “arz yapan mal sahipliði” olmuþtu. Arz yapmakla kazanandý. Kazanmakla köle gibi deðil de rýzký verilen mal sahibi efendi gibi yaþayandý. Mal mülk sahipliði olmayanlar, mal sahiplerinin kazanç talebini oluþturacak kazanç hanesine giremiyorlardý. Kazanýcý sistem çarký bunalýma giriyordu. Mal sahipliði olmayan denksiz tüketicilerin eylemleri de hayli kýsýtlanmýþ olmakla mal sahiplerine, bir türlü talepli bir kazandýran müþteri olamýyorlardý. Yeni süreç bu arz talep diye sömürü yaratan sürece kafa patlatacaktý. Eski sürecin üreteni ve tüketeni olan kiþisi; yeni sürecin MÜÞTERÝSÝYDÝ! Talep içinde tutulandý! Feodal yapýyla hem üretimi, hem kârý artýrmakla; görece yaþamýný iyileþtirenler olacaklardý. Müþterisini! Kazançlý durum içinde tutmaya kafa patlatanlar köleleri de talepli tutmak istiyorlardý. Zaten süreç üretemeyiþle, hayli kazançsýz olmakla efendinin yaþam kalitesini düþürür olmuþtu. Efendi “kendi mülkünde bir kýsým yeri”: köle efendi içim çalýþtýktan sonra, kölenin kendisi için de üreten bir çalýþma yapmasýna “ayýrdý”. Kendisi içinde çalýþmaya vakit yaratmak zorunda olan köle, daha sýký çalýþtý. Kaytarmada geçen zaman hem kendi için hem efendi için çalýþmaya tahvil edilmiþti. Bu feodal mantýklý mini minnacýk bir katký “üretimi umulmayacak kadar artmasýydý”. Üreten köle zaten sömürülendi. Þimdi bir de müþteri (talepli) olmakla iki kere sömürülendi. Kýsaca köleci süreç kazanç tamahýyla takasý ticarete dökmüþtü. Ticaret arz ve talebi yaratmýþ müþterileri ortaya koymuþtu. Kâr, kazanç sistemi içinde üretenin sömürülmekten gayrý bir de müþteri olmasý gerekiyordu. Ticaret müþteri yaratamamakla eskinin takasýný zora sokmuþtu. Köleler azla yetinir bir lokma bir hýrka dilenir olmuþtu. Ekmek yemek varken; pastaya, elmaya, iyi giyime raðbet etmiyorlardý. Ýþte tam bu aþamada elma satan, pasta satan mal mülk sahiplikleri takasý; pasta arayan; yað arayan kunduracý bulmakta burada zorlanmaya baþlamýþtý. Çalýþmak kazanmak deðildi. Lütuftu. Çünkü üretim iliþkileri; üretime karþý üretim yapýp takaslarý içinde tüketim olamamaktan çýkmýþ; rýzk aramakla rýzk olmuþtu. Bunlarýn illüzyonu olan kazanç devreye girmiþti. Çalýþan deðil mal sahipliði kazanç için üretiyordu. Çalýþan nasibini lütuf olukla arayandý. Roller ve aktörler deðiþmiþti. Mal sahipliði kazanç için üretim yapmakla, köle de lütfa gark olmakla; her kes kazandýðýn kadarla tüketim içindeydi. Mal sahibi kazanç için, kâr için ticaret için bol bol arz (sunum) ediyordu. Köle genel nüfusun dörtte üçü olmakla köle çoðunluktaydý. Bu bol sunum yapmakla arz eden karþýsýnda müþterinin alým gücü azlýðýydý. Mal sahipliði dengesizliði müþteri dengesizliði olmakla; kazancýn azalmasý kaliteli yaþamýn düþmesiydi. Dengesiz olan süreçler bitpazarýna nur yaðdýrýyordu. Sistem buraya gelmiþti. Lübnan ormanlarýndaki sedir aðaçlarý elmanýn ticaretine raðbet etmemekle mal sahibi efendi kiþiler sedir aðacý lüksünden yoksun kalýyorlardý. Bu kabil aþamalarla bu da takasýn; yani ticaretin zorluklarla karþýlaþýp kazancýn azalmasý, hatta kazancýn giderek sönümlenmesi demekti. Ýþte para bu gibi zorunluluklarla köleci sistem aksaklýklarý nedenle ortaya konacaktý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |