..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Türkiye > Emine Piþiren




27 Þubat 2010
Artýk  
Emine Piþiren
Bir Uzakdoðu sözü aklýma düþtü: "...Eðer bir ülkenin adliye basamaklarý yosun tutmuþsa, "...Eðer bir ülkenin hastane basamaklarý aþýnmamýþsa, "...Eðer bir ülkenin okul basamaklarý aþýnmýþsa, "...O ülkede huzur, barýþ ve refah var, demektir..."


:BIJA:
Bir Uzakdoðu sözü aklýma düþtü:

“…Eðer bir ülkenin adliye basamaklarý yosun tutmuþsa,
“…Eðer bir ülkenin hastane basamaklarý aþýnmamýþsa,
“…Eðer bir ülkenin okul basamaklarý aþýnmýþsa,
“…O ülkede huzur, barýþ ve refah var, demektir…”
Huzurumuz yok…
Barýþ içinde deðiliz/hatta kendimizle bile…
Hiç-kimse el ele deðil ve o hiç-kimse, kendi de deðil artýk…
Halk fakru zaruriyet içinde olduðu gibi; artan fuhuþ, hastalýk ve hýrsýzlýklar yüzünden, “Hasta Adam” sýfatlamasýndan kurtulamayacak. BOP projesine en uygun bir “Türk Halký Psikolojisi” ile ortak ”kozmik bir ruh” çerçevesinde preslenmiþ durumdayýz…
Kýsacasý bu sükut ve sessizlik kusmadan öncenin bir “mide” bulantýsýna benziyor…
Mide asiditesi çok yüksek ve bu asit fazlalýðýnýn vereceði en bariz komplikasyonu;
Önce “gastrit” sonra “ülser” daha sonra da “yýrtýlma” ve ardýndan kanama baþlayacaktýr.
Þayet yýrtýlan mideye cerrahi giriþim uygulanmazsa; kan kaybýndan dolayý “hayati tehlike” baþ-gösterecektir.
Ýnsan yaþamý çok deðerlidir. Doðru bilgi, beraberinde doðru eylem getirir.
Yanlýþ bilgi, biz insanlarý kötü sonuçlara taþýyacaðý gibi kendisinden sonra gelen geleceðin de izleyeceði yola ýþýk olacaktýr.
Bütün bu bilgiler birikecek, düþünce kirliliði sonrasý “bilgi gen þifrelerimizin” kýrýlmasýna neden olacaktýr.
Peki biz nerede hata yaptýk? Ýyileþebilir miyiz? Geçmiþ tarihimize baktýðýmýzda madem “Hasta Adam” teþhisi konulmuþ, o halde neden tedavisine ve çözümüne gidilmiyor?
Öyle ya!..Doktora gideriz, bir alay tetkik ve analizler sonucunda, bir taný konulur; ya ilaç tedavisi baþlanýr, ya da ameliyat edilir.
Ama önce doktor hastaya birkaç soru sorar, deðil mi?
Öncelikle biz;Neden toplum olarak hastayýz?
Duyarsýz/agresif/hazýr ve fast food tüketen/býkan vb bir toplum psikolojisine neden kapýldýk?
Ne zamandýr/ neden en deðerli duygularýmýzý/deðerlerimizi de hýzla tüketen bir toplum olduk?
Neden yalnýzlýk-larýmýza sýðýnýp, kendi içimize kapandýk?

Ülkemiz insaný her an panik ile bir kaosa karýþacak ruh/halet-i içinde…
Bunu anlamak/görmemek için kör mü olmak gerekir?
Hayýr!
Herkesin, her an birbirini yanlýþ anlamasý/algýlamasý bile düþündürücü deðil mi?
Önceden bizler böyle miydik?
Anlayýþlý, saygýlý, sabýrlý, güvenilir, hoþgörülü, yardýmsever, konuksever, ikram sever, merhametli/þefkatli, paylaþýmcý, duyarlý deðil miydik?
Ne deðiþti de biz kendimize/karþýmýzdakine yabancýlaþýp, duyarsýzlaþýp, yalnýzlaþtýk?
Sorular üþüþtükçe ruhumun üþüdüðü an gibi titredim. Ýþte korkunun “o acý sývýsý ” aðzýmýn içine dolmaya baþladý. Yutkundum, acý sývýyý mideme gönderdim.
Midem yanmaya baþladý. Bir anti/asit tablet alýp, yeniden düþündüm. Düþünürken de belleðimden aklýma doðru;
rafine edilerek sýzan sorularýn ardýný kesmeye çalýþýyordum kendimce.

Korku kültürleri bize ne zaman “ilk kez” ekildi?
Biz korkularýmýzla nasýl baþa çýkabiliriz?
Ne kadar da kolay fethedilecek ve düþüncelerimizin kontrolünü bizden öteye sürebilecek; bir kozmik ruhsal zeminimiz varmýþ!

Ýlk doðduðumuz güne doðru düþünce turuna yol aldým: Hemþire veya ebe yüksek sesle düþünüyor:
-Aðlamýyor bu bebek…
Ardýndan doðumu yaptýran ebe bebeðin minik ayaklarýný; tek eliyle sýkýþtýrdýðý ve tepe aþaðý “bir sarkaç” gibi salladýðý bebeðe “þak” diye bir þamar patlatýr.
Ýlk ÞOK!
Dünyaya ilk kez sýcacýk bir cennetten gelen minik tene, vurulan ilk tokat atýlmýþtýr bir kere!
Ardýndan bir avaz “ýnga” sesi ve titreme baþlar. Öyle ya anne yavrusunu karnýnda; 37-37,5 derecede üþütmeden tam dokuz ay, himaye etmemiþ miydi? Þimdi kara býrakýlmýþ gibi beton zeminde titreyiþlerdeydi bebek, kundaklanmayý bekliyordu. Ýþte ilk kez, o ilk doðduðu anda þiddetle tanýþýr bebek…Üç yaþýna kadar annenin himayesinde güvenle büyür. Sonra sýcak anne kollarýndan dýþ dünyaya ilgi baþlar. Ayaklanýr, çevreyi öðrenme süresinde, merak ettiði canlý cansýz her nesneye dokunmak ister . Ve çocuk ilk korkuyu tetikleyecek sözlerle tanýþýr:

“Öcü gelecek!..”
Kendisine gelecek olan tehlikenin varlýðý iþte bu sözlerle sunuldu; ne ve ne zaman geleceðini, bilememenin kaygýlarý yüklendi minik belleðine. Kendine ve dýþarýya olan ”güven duygularý” zafiyet geçirmekteydi. Korku duygularý sýzar yavaþ yavaþ…
Büyüdükçe güçlenen minik kaslarý, hareket isteyen kemik sistemine direnmekteydi. Ýþte bu anlarda ailesi ve çevresinden “yaramaz” sözcükleri iþitince;
“Polise- askere- söylerim bak!..” uyarý sinyalleri verilmektedir, sýklýkla…
Ýþte bu yaþlarda, güce karþý direnmemeyi, þiddetin geleceði hissettirilip, haklý olsan dahi verilene razý olup, “yap/yapmalar-la” susmalar öðretildi.
Hala anýmsarým, o çocukluk yýllarýmdaki bir kareyi:
“Ne zaman asker ve polis görsem, annemin eteðine sarýlýp, ürkerek saklanýrdým. Daha o zamanda korku minik yüreðime yerleþmiþti…”
Ve çocuk yedi yaþýna gelmiþtir. Okul yollarýna yolculuk baþlar. Merhaba hayat! Öðretmene “eti senin kemiði benim” diye teslim edilir.
Anne kucaðýndan, okuldaki öðretmen ellerine teslim edildiðimiz süreçlerimiz; böyle bir duygusal travmayla tamamlanmýþtý.
Öðretmeni yeterince dinlemek þöyle dursun, bildiðimiz dersi bile utancýmýzdan/özgüven eksikiðimizden dolayý; lal olmuþ gibi söyleyemez, sýnav kaygýlarý ile karýn aðrýmýz baþlar, güven eksikliði yaþar, parmaðýmýzý kaldýramazdýk bile…
Öyle ya, ”Bak öcü gelecek!” sözlerinin tesiri vardý, çocuk yüreðimizde…

Okulda hastalýklara karþý aþýlanacaðýmýzda, ne zaman hemþire veya bir doktor görsek; beyaz önlüklü, aþý sýrasýnýn en arkasýna kaçar, görünmez olmak isterdik. O gün okulu asar ya da tebeþir tozu yutar ateþlenir okula gitmezdik.
Öyle ya; ne zaman bir aðaca týrmanmak istesek, ne zaman kendi oyun bahçemizde yuvarlanýp; düþüp, üstümüzü çamurlasak, yaramaz olduðumuz düþünülmüþtü:
“Doktor amcaya söylerim bak, sonra seni keser!..Hemþire þimdi gelip, sana kocaman iðne yapar!” sözleri ile uslu durmamýz isten-memiþ miydi?
Hiç unutmam erkek kardeþimin, sünnet yataðýndan kaçýþýný…
“Yaramazlýk edersen…Bak, pipin kesilir ha!.. sonrada pilav üstü yenecek…” sözleri ile yedi yaþýna taþýnmýþtý, korkularýný…
Ýþte böyle psikolojik koþullanmayla, bozuk bir alt yapýyla ilk-orta-lise-üniversite okul sýralarýmýzdaki, toplumdaki yerimizi aldýk.
Kendimin, farkýnda olup da “kiþisel geliþimim” için hayatýn içinde deneyimlerle, törpülenip, doðrulup azýnlýkta kalan “düþünen-üreten” biri olma çabalarým hala sürmektedir.
Öyle ya, henüz çok küçük yaþlarýmýzda, yanlýþ eðitimlerle korku ile tanýþtý; minik yürklerimiz. Kolay mý deðiþmemiz?
“Hasta olma” korkularýmýz türemiþti içimizde…Bu durum hep böyle süre-geldi ve bilgi genlerimizle nesilden nesile taþýndý, asýrlardýr.

Sonuç:

Bu ruhsal durumumuz; bir baþkalarýnýn ”düþüncelerimizin” kontrolünü çok kolayca ele geçirmelerini saðlayacaktýr.
Hele ki hala saðlýklý düþünemeyen, eðitim/öðretimdeki yanlýþ bilgilerle donatýlmýþ bir sistemin içindeysek…
Hele ki, emperyalist dýþ güçlerin ”TÜRKÝYE TÜRKLERE BIRAKILMAYACAK DERECEDE ZENGÝN BÝR ÜLKE” diye deðer biçip, yýllar önceden fiþledikleri güzel yurdumuz hakkýndaki planlarý, günümüzde sümen altýndan çýkartmýþlarsa…
“Hasta Adam” elbisesini çýkartmanýn ve iyileþmenin zamaný gelmedi mi?

Emine Piþiren/Edremit-Akçay

26.Þubat.2010



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Eh, Burasý Türkiye
Ne Þam'ýn Þekeri Ne Arabýn Yüzü
Sahi, Ülkemde Darbe mi Oldu?
Ben Nasýl Yýkýlmam? Daðlar Bile Yýkýlýr, Daðlar Bile…
Kör, Körün Ardýndan Giderse Soluðu Hendekte Deðil, Uçurumda Alacaktýr.
Kýrgýným Hem de Çok Kýrgýným
Baba Seni Öpmek Ýstiyorum
"Çaðdaþ Ýzmir Kimliði" Türkiye"nin Gururudur...
Þayet Ölümünüze Bir Adýmýnýz Kalmýþ Olsaydý...
Kazanan Kaçak Ermeni Ýþçileri Kaybeden de Türk Tekel Ýþçileri

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deðerli Yazým Dostumuz Sayýn...
Yarým Somun Yemek Ýçin Orospuluk
Entellektüel Kadýnlar Nasýl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canýnýz Hoþaf mý Çekti?
Allah'ýn Laneti Üzerlerine Olsun!..
Her Ýkisi de Bir Þairin Asil Yüreðine Sahiptiler
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Havada Bok Kokusu Var Baba
Siz Böyle Yanmýyor Musunuz? - 2 -
Hadi Yýkayalým Ruhumuzu!..

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Adamdan Saymýþýz [Þiir]
Ah Ulan Istanbul! [Þiir]
7. Didim Þiir ve Þairler Buluþmasý [Þiir]
Çekinme Söyle [Þiir]
Yaðmur Kuþu Suskunluðu [Þiir]
Hangi Dua Ýle Sana Gelelim? [Þiir]
Ýsterdim [Þiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Þiir]
Madem ki... [Þiir]
Git Demene Gerek Yok [Þiir]


Emine Piþiren kimdir?

Yazmayý, okumayý ve birikimlerimi paylaþmayý seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köþe yazarýyým. Bazý web sayfalarýnda da edebiyat adýna paylaþýmlarým yayýnlanmaktadýr. Sevgi ve ýþýk sizle olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazým Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvýn Yalom, Dale Carneige, Doðan Cüceloðlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.