Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal |
|
||||||||||
|
ALTINA HÜCUM Elindeki çantaya baktý. Ýçinden “Gitti bir çeyrek altýn daha” diye geçirdi. Kurada on üçüncü çýkmýþtý Gülþen Haným. On iki haftadýr bulup buluþturup birer çeyrek altýn yetiþtiriyordu güne. On üç çeyrek altýn haftaya kendisine gelecekti. Yatýrým diye düþündü. Biraz rahatladý. Çeyrek altýn paketini çantadan çýkarýp cebine koydu, ortaya koymasý kolay olsun diye. … Merdivenleri hýzlý hýzlý çýktý. Kapý açýktý; yenile biri gelmiþ de unutulmuþ olmalýydý. Biraz gecikmenin de telaþý ile buyur edilmeyi beklemeden içeriye daldý. Salona girdi; içerisi týklým týklýmdý. Kýyýda zar zor bir yer bulup iliþti. Herkes çeyrek altýn paketlerini sehpanýn üstüne koymuþtu. O da köþesine özenle yerleþtirdi. Salonda deðiþik bir koku vardý. Hoþ bir kokuydu bu. “Bizim Meliha böyle parfüme filan para vermez ya , dur bakalým” dedi, içinden. Ama, deðiþiklik bununla da kalmýyordu. Sallanan sarý lambalarýn yerini pahalý avizeler almýþ; gýcýrdayan koltuklar gitmiþ, yerini oturmaya kýyýlamayacak güzellikte yenilerine býrakmýþtý. Ýlk anda gördüðü deðiþiklik meraklandýrmýþtý Gülþen Haným’ý. Saðý solu bir güzel süzdükten sonra mutfaða döndü; baðýra çaðýra: - Melihaaa ! Gömü mü buldunuz kýz? Mutfaktan hiç ses gelmedi. Salondakiler þaþkýn þaþkýn ona bakýyorlardý. Gülþen haným salondakilere tek tek baktý. “Bizim günde bunlar var mýydý hiç dikkat etmemiþim” dedi. Önemi de yoktu gerçi, bu saatten sonra. Ýþin sonuna gelinmiþti. Haftaya toplayacaktý verdiði tüm altýnlarý. Ama o Meliha’ya takmýþtý bir kez. “Hani ekmek parasý yoktu. Hani orta parmaðý tettirip gýrtlaða vurmalar; týn týn sesleri çýkarmalar. Þu avizelere bak altýn suyuna batýrýlmýþ. Yok yok bas bayaðý altýn bunlar. Hem de yirmi dört ayar.” Mutfaða doðru bir daha baðýrdý: - Hani yok yoklar ne oldu? Kaybolursun böyle… Salondakiler de hiç þakadan anlamýyorlardý. Önemli bir haber veriyormuþ gibi, yine buna dikkat kesildiler. Altýn günü bu. Dedikodu yapacaklarýna, sirk gelmiþ gibi bunun hareketlerini izliyorlardý. Bu da ilgi görmenin keyfiyle mutfaktaki Meliha ile olup bitiyordu. Bir ara gözü perdelere takýldý. “Hýýý” dedi “Perdeler de deðiþmiþ, þýkký yok gömü buldu bunlar. Bilemedin, o züppe kýlýklý kocasý banka soydu. Züppe müppe ya becerikli demek. Bizim herif müsfeddesi de azýcýk becerikli olsaydý da bir günyüzü gösterseydi . Altýn günleri ile kýz çeyizi biriktiricem diye caným çýkýyor”. Gülþen haným bu düþüncelere dalmýþken, elinde pasta tabaklarý ile üst komþu içeri giriverdi. Bizimki buna daha çok þaþýrdý. “Bak seeen” dedi “Hani bu süslü Fatma bu evin kapýsýndan adýmýný atamazdý. Hani bacaklarýný kýrardýn?” Bu þaþkýnlýkla bir daha seslendi mutfaða: - Kýz Melihaa! Ne oldu, tükürdüðünü yaladýn mý? Bu kez konuþma sýrasý Fatma Haným’a gelmiþti: - Ne Melihasý kadýn. O, bu kapýdan içeri girerse kötü olur. Fatma haným, kim bu der gibi de çevredekilere bakýyordu. Bizimki ne diyeceðini bilemedi. Üstüne bir kazan soðuk su dökülmüþ gibiydi. Ýçinden “Meliha nerde?” demek geçti, demedi. Þaþkýndý. Sehpaya baktý, kendi çeyrek altýn paketini gözüne kestirdi. Ani bir hareketle kaptý ki, o an her kes sehpaya yöneldi ve hep bir aðýzdan: - Hýrsýz vaaar! Gülþen haným “Hayýr. O beniiim!” diye baðýra çaðýra kendini dýþarý zor attý. Bir kat aþaðýda dönüp ardýna bakacaktý ki, o kapý da açýktý ve kapýdaki ses: - Nerde kaldýn Gülþen haným? Ýki saattir seni bekliyoruz. Meliha hanýmýn sesiydi. Hemen içeri girdi. Kapýyý hýzlýca kapadý. Salona geçti. Ýthal parfüm kokusundan eser yoktu. Sarý lamba tavanda hala sallanýyordu. Kendini koltuða býraktý. Koltuk gýcýr gýcýr ses çýkardý. Meliha’nýn on yýldýr deðiþtiremediði yoþuk perdeler yerli yerinde duruyordu. “Dünya varmýþ” dedi içinden, arkasýna yaslanýrken. Tüm konuklar þefkatle bakýyorlardý Gülþen Haným’a. Her biri sýrayla hal hatýr sordu. Mutluydu. Yine mutfaða baðýrdý: - Neler hazýrladýn Melihaam?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |