"- bebeðim?
- (sesi titrek)uyuyamadým sevgilim, kötü bir rüya gördüm uyandým, uyuyamadým sonra..
- kýyamam ki sana, ama sabah erken kalkacaksýn uykusuz kalma sevgilim istersen
- olsun uyurum ben aþkým, sesini duyayým biraz
- sigara mý içiyorsun yine?
- hý hý
- hani daha içmeyecektin, söz vermiþtin bana?
- bu son aþkým söz, caným istedi
- içme aþkým n'olur?
- tamam bebeðim bitsin içmeyeceðim daha.

Bir nefes daha aldý, sonra bir nefes daha. Son kez körükledi sigarasýný ve tek el ateþ sesi duyuldu gecenin karanlýðýný yaran. Telefonun diðer ucunda ise aklýný kaçýrmak üzere olan bir genç kýzýn feryadý.."

21 yaþýndaydý, askerdi. Annelerin her akþam haber bültenlerinde içleri parçalanarak izledikleri, babalarýn küfürler savurarak seyrettikleri olaylarýn yaþandýðý ve pek çok þehidin verildiði yerlerden birinde sýnýr karakolunda yapýyordu askerliðini. Çoðu kez daðlarda kalýyor, uzunca süre þehre inemeyip çetin kayalarý sýcak yataðý olarak kullanmak zorunda kalýyordu. 21 yaþýndaydý ve aldýðý 1,5 aylýk askerlik eðitimi, tarihi teçhizatlarla saçma sapan bir kurmacanýn piyonlarýndandý, deyim yerindeyse askercilik oynuyordu.. Kimilerine göre zorunluydu bu hizmet ama çoðu devlet sunumlarýnda gönüllü olarak geçerdi adlarý. Ve o daðlarýn baþýnda o oturduðu yerden karar alýp gerim gerim gerinip yürümesini bilen kalýn enseli yüksek mevkili insancýklarýn çocuklarý olmazdý hiçbir zaman. Çünkü onlarýn daima daha önemli iþleri vardý. Kaderleri babalarý tarafýndan çoktan çizilmiþti. 9 ay anneleri karnýnda taþýdýktan sonra doðmuþlar ama doðduktan sonra da babalarýnýn karnýnda yaþamaya devam ediyorlardý. Onlarýn çocuklarýnýn bile kaderleri çoktan çizilmiþti. Kimsenin bu düzene karýþtýðý da yoktu, ne güzel bir dünyaydý böyle!

3 hafta daðda kalmýþlardý, çok kez baþýnýn omzunun üstünden mermiler geçmiþti. Ruh dengesi öyle bozulmuþtu ki nefret ettiði sigaraya bile baþlamýþtý artýk. Günde neredeyse 2 pakete yakýn içiyor ve bu yüzden sevdiði kýzla sýk sýk tartýþýyorlardý. Askerliðinin bitmesine 4 ay kalmýþtý sadece, 11 aydýr 3 ayda bir moral gecesi düzenlenen 4 tarafý daðlarla çevrili her tarafýnýn haki renkte olduðu bir birlikteydi. Vatan korumanýn moral bozucu bir þey olduðunu burada öðrenmiþti üstelik. Moral bozucu bir þey olmasa moral geceleri düzenlenmezdi nihayetinde. Ve her sabah ölüme uyanýyordu, içi kapkara etrafý ise tek renkti, koyu griydi, bunalýyordu. Sadece televizyon ve telefon vardý dýþ dünyaya baðlanabileceði ve televizyonda da hep arabesk vardý. arabeskin olmadýðý zamanlarda da bol kadýnlý klipler..

Mutlak bir yoksunluk, mutlak bir disiplin ve hakimiyete boyun eðmiþti.

Zor uyuyordu. Uyuduðunda ise çoðu kez ayný rüyaya dalýyordu. Ýki serçe harika bir senkron içinde etrafýndaki koyu siyah bulutlara ve yaðmura raðmen uçuyorlardý. Uzunca bir süre uçtuktan sonra birinin gözüne bembeyaz bir duman kaçýyor ve aðlayan serçe düþmeye baþlýyordu. Eþi düþen serçe de yaný baþýna konuyor ve acý çýðlýklar atarak uzunca süre kendini parçalýyordu. Sonunda o da aðlýyor ve eþinin yanýna düþüyordu. Bu andan sonra çocuk uyanýyor soðuða raðmen dýþarý çýkýp içmeyeceðine söz verse bile bir sigara yakýyordu.

Yine böyle bir rüya ertesi yataðýndan kalkýp koðuþunu terketti. Koðuþu ter ve ayak kokusu kaplamýþtý, olaðan bir þeydi bu. Dýþarý çýktý, sulu sepken yaðýyordu. Sigarýsýný yaktý, bir nefes çekti. Yaðýþa aldýrmayýp ankesörlü telefona yürüdü. Ezberindeki numarayý çevirdi.