Efendi Aşk' ın Adsız Müzik Defteri (1)
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
"“Kitaplarınızı sansürlemeyin; yazarlar zaten yeterince saçmalıyorlar.” – Mark Twain"
"“Kitaplarınızı sansürlemeyin; yazarlar zaten yeterince saçmalıyorlar.” – Mark Twain"
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
Eskici bağırıyordu yine sokakta;
Eskilere nayloooon, getir eskiyi al yeniyi diye.
Yıllardır hep aynı edayla, hep aynı niyetle bağırıyordu.
O bir eskiciydi. Eskiyi alıyor ve yerine yenisini veriyordu.
Atatürk'ün millete hizmet ve politika üzerine nükteleri üzerinden siyaset dersleri.
insan ben kimim sorusunu sorar kendine ve vu sorunun cevabı belirler nasıl bir yaşam süreceğini bu yerkürenin üstünde.
Sevgili Mehmet dedemi, Ayşe nenemi ve babamı rahmet ve özlemle anıyorum...
Nur içinde yatsınlar...
Zihnime çakılmış çivilerden biri bu.
Belki zamanla çivi düşer
ama izi mümkün değil gitmez,
iyi ki de gitmez :)
Anlar unutulmasın diye, sarı sayfalarda çoğaltıyorum onları... Gözyaşlarımı sayfa altlarına ekleyip kurumaya bırakıyorum sonra da... (2)
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
Elinizin altında evirip çevirip bir kenara koyduğunuz sayısız kitap orada masanın üstünde, raftaki yerinde okunmayı bekliyordur. Bir gün başka bir nedenle-içine koyduğunuz bir fotoğraf, telefon numarasını kaydettiğiniz bir kâğıt, belki üç beş cümlelik bir not için- aralanır.
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
Bir kez olsun konus benle.. bir kac kelime de...
En azindan soyle bana ne zaman biteceksin?
biçimsiz elleriyle
hiç çiçek tutmamış elleriyle
kasabalı kadınları çürüten adamlar
bolca emeklinin oturduğu küçük bir kasabanın denizenazır bir cafesinde oturmuşken garsondan ödünç aldığım kalemle yazılmış bir anı yazısıdır..
Gözlerime bakmadan uzaklardan sanki ezbere biliyormuşcasına doğrudan gönül yolumdan girdin. Belki benim yapmak isteyip beceremediğim gibi...