İz Bırakanlar
insan ben kimim sorusunu sorar kendine ve vu sorunun cevabı belirler nasıl bir yaşam süreceğini bu yerkürenin üstünde.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
insan ben kimim sorusunu sorar kendine ve vu sorunun cevabı belirler nasıl bir yaşam süreceğini bu yerkürenin üstünde.
20 yıl sonra hiçbir şey olmamış gibi buluştuk. Eğlenmeğe çalıştık. Halbuki neler olmamıştı ki.
Kaybettiğimiz arkadaşlarımız sanki biraz sonra kapıdan içeriye girecekmiş gibi his ediyordum. Kulaklarımda Pink Floyd çalıyordu.
Kıskanıyorum seni en dişi duygularım ile.Kimsenin sevmediği gibi sevmek kimsenin görmediği gibi görmek istiyorum seni. Öyle güzelsin ki herkes sende mutlu, herkes sende uyuşmuş. Herkes bedeninde poyraz duyguları bırakmış. Bakiresin sen hala
Zihnime çakılmış çivilerden biri bu.
Belki zamanla çivi düşer
ama izi mümkün değil gitmez,
iyi ki de gitmez :)
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
Elinizin altında evirip çevirip bir kenara koyduğunuz sayısız kitap orada masanın üstünde, raftaki yerinde okunmayı bekliyordur. Bir gün başka bir nedenle-içine koyduğunuz bir fotoğraf, telefon numarasını kaydettiğiniz bir kâğıt, belki üç beş cümlelik bir not için- aralanır.
Eskici bağırıyordu yine sokakta;
Eskilere nayloooon, getir eskiyi al yeniyi diye.
Yıllardır hep aynı edayla, hep aynı niyetle bağırıyordu.
O bir eskiciydi. Eskiyi alıyor ve yerine yenisini veriyordu.
Sevgili Mehmet dedemi, Ayşe nenemi ve babamı rahmet ve özlemle anıyorum...
Nur içinde yatsınlar...
Atatürk'ün millete hizmet ve politika üzerine nükteleri üzerinden siyaset dersleri.
bolca emeklinin oturduğu küçük bir kasabanın denizenazır bir cafesinde oturmuşken garsondan ödünç aldığım kalemle yazılmış bir anı yazısıdır..
biçimsiz elleriyle
hiç çiçek tutmamış elleriyle
kasabalı kadınları çürüten adamlar
Bir kez olsun konus benle.. bir kac kelime de...
En azindan soyle bana ne zaman biteceksin?
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
Anlar unutulmasın diye, sarı sayfalarda çoğaltıyorum onları... Gözyaşlarımı sayfa altlarına ekleyip kurumaya bırakıyorum sonra da... (2)
Kırık tahtındaki Efendi' nin, hakimiyetindeki katibe tutturduğu bir güncedir bu.
Zülfü Livaneli