"“Yazarlık, kelimelerle flört etmek gibidir; eğer çok ciddiye alırsan, kelimeler seni terk eder.” – Mark Twain"

Deneme > Anılar

nostaljik

Küçükyalı"da Erguvani Kızıllık...

Dedem de anlatırdı bir şeyler. O vakitler çocuktuk dinlemezdik. Toplandığımız radyo başında cazırtılı seslere karışan “ arkası yarın”lar varken onu kim umursardı ki. Boğazın iki yakasını bir araya getirecek köprü tamamlanmak üzereydi. Kardeşimle, hiç unutmam şimdiki gişelerin önünde hatıra fotoğrafı çekinmiştik. Omuzlarda karşılıklı sarmaş dolaş atılmış kollar, damalı

nostaljik

Mavi Kız Koyu

Bizim buralarda güzel yerler var.Gelip göremesende yazılarımi sığdır kalbine teraziyi kendinden bulduklarınla dengele...Kim ne derse desin bırakmayalım biz yazmayı devam edelim ićimizden geldiği gibi...

karışık

"Ay Mehemmed"

Yıl 1976. Temmuz ayının ilk günleri. Bedenimin adını anmanın abes olan bir bölgesinde bir çıban peyda oldu. Hayatımın her evresinde olduğu gibi, nasıl olsa geçer diye o günde önemsemedim...

üzgün

Sensizliğin Ardı

Çoktandır yoksun, artık var olduğun günlerde silindi, belki çok karanlık köşelerde, cam kenarı terk edilmiş alışkanlıklardan ibaret anılar

olumsuz

Gölgenin Anlattıkları

Üşüdüm..Yine her zamanki gibi sonbaharın ayında gelmişti bana kış. Soğuktu işte, zevk almıyordum nefes bile almaktan. Halbuki alırdım. Üşüyordum sadece ve, bu gerçeklikle işkence edermişçesine kendime, vücudumun ritmik eşliğiyle sayıklıyordum. Üşüyorum-mutsuzum-üşüyorum-mutsuzum-üşü..

olumlu

Üç Günlük Yol

Sonra insanlar; gülenler, somurtanlar, endişeliler, mutlular. Bu coğrafya şaşırtır insanı. Hani şair olamazsın bir anda ama en azından şair ruhlu yapar adamı.

nostaljik

Habersiz Ziyaret

Hafif hafif yağmur çiseliyor. Ohh tam yürümelik bi an. Kendimi dışarı atıyorum bahçe kapısından ve anında müdahale geliyor annem ve anneannemden “kızım ıslanırsın, nereye.” Şşştttt. Beni bana bırakın bakalım, gezintiye çıkıyorum. Ziyarete gidiyorum. Çocukluğumu ziyaret edeceğim az sonra.

karışık

Rüyadan

Mutluktan sarhoş bi çocukluktu benimki. Ayılmam yıllar içinde oldu. Bedenim büyüdü.Kollarım bacaklarım uzadı. Saç rengim koyulaştı. Pek sivilcem olmadı. İşte böyle yavaş yavaş ayıldım.Rüyadan ter içinde uyanır gibi değil

nostaljik

Sevgili Günlüğüm (2)

"...Bir gün Y. Kemal Beyatlı ve arkadaşları Küçüksu tepelerinde bir konağa davetli olurlar. Sedat İçgören O sıralar bir konservatuar öğrencisi ve son sınıfta oku maktalarmış. Her şair ve davetli eşleri ile gelmiş. Tabi ünlü şairde kendisine hayran bir kız öğrencisiyle davete icabet etmiş...

üzgün

Akşama Yakın Bir Vakitti.

Kuşlar o kadar güzel uçuyorlardı ki hürriyetin yekparesinde bir nefes sıhhat gibi.
Oldukça canlı ve diri bir keyfiyette, hilkatleri mucibince, rızklarının taksimince!
Semanın haşmeti, maviliğin enginliği, bulutların serpilişi bir nizamın ölçüsüydü.

olumlu

Elagöz Dağı ve Çocuk

Bizim bölgemizde, en yüksek yerleşim birimlerinden en düşük rakımlarda, düz ovalarda yaşayanların sabah akşam karşılarına çıkan en büyük varlık; Elagöz Dağı’nın heybetli görüntüsüdür.

olumlu

Dicle Kıyısında Bir Mağara Kent

Şimdi belki de anlatacaklarım sizlere bir masal gibi gelecek. Bir Doğu masalı… Bilmem anlatsam dinler misiniz? Sizin de ilginizi çeker mi? Uçsuz bucaksız bir ovanın ortasında, tam 130 yıl, civar illerine başkentlik yapmış ve başta Moğolların istilası olmak üzere, birçok saldırılara uğramasına rağmen hâlâ dimdik ayakta kalmış bir

nostaljik

Hayat ve Mazi

Yetmişli yılları anımsatan hayat filmimin gerilere ta o yıllara sarılmasına vesile olan güzel bir hatıram...

olumlu

Mağusada İkram Çadırı

Aynı alanda ziyarete açılan Hz Peygamber Efendimizin Sakal-ı Şerif Çadırını da ziyaret ederek manevi duyguların en büyük hazzını aldık. Burada, Efendimizin bir kutu içinde muhafaza edilen ve sadece tek bir telden ibaret olan mübarek sakalını gördük. Bu esnada okunan ilahiler damarımıza kadar işledi. Duyguların en coşkusunu yaşadık.

nostaljik

İstanbul\_umdan Bir Damla Düştü Yüreğime

Bir zamanlar bu koca şehrime Florance Nightingale'de tutuklu kalmıştı. Bu kimine göre mesleki bir özveri, idealist bir kadın önderliği idi, kimilerine göre "kutsal" bir vazifeydi. Ama o güzel eller Selimiye Kışlasında yaralı askerleri otama yaparken, sembolü olan ve tini aydınlatan sarı kandilin ışıklarında; ailesine bir kaç satır karalamıştı.

olumlu

Ağabeyim Geldi

Ağabeyim de geçmişi anlatırken ağlayarak anlatır. Hep bize, Anamın ayaklarının altından öperim. Onun fedakârlığı olmasaydı biz bu günlere gelemezdik der Ve çektikleri yoksulluğu, açlığı, sefaleti, yokluğu, sıkıntıları gözleri dolu dolu anlatır

nostaljik

Mavi...

Sonuna gelinen bir baharda.
iki kişi
bir çatının altında

Başa Dön