Erkekler İnek Sever!
e yani, erkekler, neden sevmesin şimdi inekleri :)))))) 'inek' deyip geçmemek lazım değil mi?
"Yazarın özgürlüğü, yazdıklarının okurun aklını karıştırma özgürlüğüdür. Yoksa niye yazsın ki?" – Terry Pratchett"
"Yazarın özgürlüğü, yazdıklarının okurun aklını karıştırma özgürlüğüdür. Yoksa niye yazsın ki?" – Terry Pratchett"
e yani, erkekler, neden sevmesin şimdi inekleri :)))))) 'inek' deyip geçmemek lazım değil mi?
Yapayalnızız. 80 milyonun yaşadığı ülkede herkes gibi yalnızlık çekiyoruz.. Çünkü cep telefonlarımız, internetimiz var. Facebook, twitter, instagram velhasıl kelam sosyal medya hesaplarımız var. Kendi hobilerimiz, kendi fobilerimiz var. Yapayalnızız bir başımıza, yapayalnız...
Çünkü, çiçek, böcek, göğün mavisi, derenin şırıltısı, yaprakların hışırtısı, erguvanlar, bitip tükenmez yarım aşklar, deniz ve dalgalar, kır çiçekleri, içki şişeleri, şişelerin dibi, dibinin dibi/camın içi, martılar...Hayır, tüm bunlar, ozanın özündeki sınırsızlığı doyuramayacaktır. Sınır, ozanın doğasına aykırıdır.
Babalar,çocuklar ve ayrı dünyalar..
Bir piç hiç şüphesiz karşısındakine ibne diye hitap eder. Aslında bilmez ki o neyse kendisi de aynıdır. Sadece kelimeler arasında nüans farkı vardır. Ne garip değil mi? İnsanlar az bir farktan dolayı, büyük ayrıcalıklar yaratmak istemekteler kendilerine. Orospuya orospu deyip, onunla sevişenler genelevden adam gibi çıkmaktalar. Kocasının yatağında,
Akşam olmuş. Tinleri ve bedenleri, birbirini istemiş. Dolamışlar kuyruklarını birbirlerine. Dişi, uzun bir borucuğa benzeyen üreme organını, erkeğin kesesine değdirmiş, akıtmış yumurtalarını.
Yaşarken, arka bahçeye gömülen hisler, öldükten sonra ne işe yarar ki? Bir tür yanılsama istiyorsun, bir tür yadsıma. Senin ki asla içine girmeye cesaret edemediğin, bir baloncuk, dışarıdan baktığın. Şarkısını duyduğunda, su sesi kaçtığın. Sevinci ve hüznü aynı bardakta tokuşturduğun.
hayat, umutlar acılar ve dostlarla ayakta duran bir beden sevda ile nefes alan br yürek...
-ABLA; Anne, arada sırada kötüler kazansa heyecanlı olmaz mıydı?
Ekran bulanıklaşır ve bir sabun köpüğü oluşur.Bu, gelecek filmlerindeki, makyajla oluşturulmuş görsel çirkinliğin, makyajsız içsel versiyonu. O filmleri seyrederken, kendinizi, o sahneler içinde hayal ettiğinizde, kurtuluşunuz, sinemanın karanlık salonundan çıkmak olabilir ya gerçek hayatta ?
Zaman duvarlardan sıvaları koparır gibi insanları da söküp atmakta hayatından. Sabırla, tek tek taşlarını dizdiğin duvarları yıkmaya çalışmaktasın artık. İnsan dünyada en kompleks varlık iken yetmemekte sana. Arzudan arzuya, duygudan duyguya atlatmakta seni. Sanki ip atlatır gibi.
Harika bir fikrim var dedi esas oğlan: Bundan böyle peluş oyuncaklar yapacağım, bak tıpkı bu elimdekiler gibi ama daha güzellerini. Konuşurken gözünde yeni bir ümidin ışıkları vardı. Atıldı hemen esas kız sevdiğine olan inancın etkisiyle ve çocuksu: Ben de istiyorum bu oyuncaklardan birtane.Tabi ki dedi delikanlı: En güzelini
Anne ve baba çocuğunu bağlı yetiştirdiği vakit hiçbir zaman yalnız kalmaz, oysa bağımlı birey yetiştirdiğinde hiçbir zaman o çocuk iyi bir aile kuramaz
\- Gerçek sadece fotoğraflarda görünmeyen, ama değiştiğini bildiğimiz her bir şeyin öldüğü ise, yaşam denen kabuğun içinde kalan sadece çekirdek midir ?Ölümden değil, yaşamdan korkmak lazım o halde; onun için cesaret ister asıl….
Faruk Duman