Gelinler ve Damatlar
Anne ve baba çocuğunu bağlı yetiştirdiği vakit hiçbir zaman yalnız kalmaz, oysa bağımlı birey yetiştirdiğinde hiçbir zaman o çocuk iyi bir aile kuramaz
"Bir yazarın çileli hayatı, okuyucunun konforlu koltuğunda 'bir solukta okudum' demesi içindir." Franz Kafka"
"Bir yazarın çileli hayatı, okuyucunun konforlu koltuğunda 'bir solukta okudum' demesi içindir." Franz Kafka"
Anne ve baba çocuğunu bağlı yetiştirdiği vakit hiçbir zaman yalnız kalmaz, oysa bağımlı birey yetiştirdiğinde hiçbir zaman o çocuk iyi bir aile kuramaz
\- Gerçek sadece fotoğraflarda görünmeyen, ama değiştiğini bildiğimiz her bir şeyin öldüğü ise, yaşam denen kabuğun içinde kalan sadece çekirdek midir ?Ölümden değil, yaşamdan korkmak lazım o halde; onun için cesaret ister asıl….
HIZ'ı yaşarken, sular, köpükler, yollar, evler, ağaçlar, tüm nesneler, aşka gelir....Şarkılar, türküler söyler, çığlıklar atmaya başlarlar aniden....En kıvrak, en otantik, en erotik, en karmakarışık figürleri içeren bir dans başlar ki...kıvırtmadan duramazsın...O hıza, vücudumuz tam uyum sağlayamasa da, en derinlerinde, hepsine coşkuyla eşlik eder...Ona yetişmeye, uyum sağlamaya çalışır içimizdeki
Hayat özgür iradeler için çoklu bulmacalarla dolu. Bazen yukarıdan aşağı tuttu zannediyorsun, ama bir bakıyorsun ki sağdan sola tutmamış. Empati yaparak, cinsel tercihleri ve kimlikleri ortadan kaldırarak karşıdakini irdelemek ,deja vu ya gerek kalmadan bu dünyada zaman kazanmanı sağlıyor. Ne de olsa ne yaşarsak yaşayalım, belli bir zaman
Gönül Zenginliği bu başka bir şeye benzemez. Parasal zenginlikle kıyas bile kabul etmez. Bizim iş yerinde ki mahallenin bir Esma Ablası var. Arka sokaklarda barakadan bozma bir ev de oturuyor. Her gün düzenli olarak kedilere ve köpeklere mama getirir. Bulur buluşturur ve o mamaları sokak aralarında önce kedilerin
Dudakların gerisindeki saklı kent gibidir sözcükler. Tek heceden tutun çok heceye kadar ne çok anlam yükler yapısına. Her biri dilde veya kâğıtta can bulmadıkça ölü gibidir. Yaşatmak, insanoğlunun dilinde veya kalem tutan elindedir.
Şiiri öne çıkarışımın birinci nedeni, ülkemizde çok üretilmekte oluşudur. Tuvalet kapılarına, duvarlarına kadar sözüm ona şiir götürmüş bir milletiz. Başka ülkelerde böyle bir şey var mı, bilmem. Üzülelim mi, sevinelim mi?...Doğrusu kararsızım.
Başım dönüyor, aklımı kaçırdım sanki.
Nereye baksam sen,
Kokla beni, unutma çaresiz bakışlarımı.
Sen ne kadar çaresizsin, nasıl nefes alıyorsun?
Evin her köşesinde senden kalan izler var,her köşede anılarımıza sarılmaktayım şimdi.
Annelerin gölgesinde kalan bir babalar günü daha geride kaldı. Nedendir annelere verilen değer babalardan esirgeniyor. Annelere dizilen methiyeler zerresi babalara yapılıyor. Babalara yetim muamelesi yapıldığımı düşünüyor.
Bazı günler, dün akşam ne yemiştik, bugün günlerden neydi, ayın kaçıydı hatta biz hangi aydaydık yahu! gibi utanası sorular soran bizler, nedense iç dünyamızın günlüğünü tutmaya gelince hafıza profesörü kesiliriz. Hele canımızı yakan olayları mumyalamakta üstümüze yok. Öyle arada bir de değil sık sık geçmişe döner bizi rahatsız
Son aylarda bize bir haller oldu. Çekmeyenlerin nazarı mı değdi? Tü tü tü... Elem tere fiş, kem gözlere şiş. Gidip nefesi kuvvetli birine mi okutsak? Türbelere horozlar mı adasak. En iyisi lokma döktürmek... Bir de üstüne Çerkez Ayşe'ye kurşun döktürdük mü tamam. Muska falan yaptırmış olmasalar bari. Sen
Benim küçük şiirimdiler. Tıpkı küçük bir kasabayı andıran. Herkesin birbirini tanıdığı, insanların birbirine bir dağ gibi yaslandığı bir kasaba gibiydiler. Orada insanlar o kadar dağlaşırdı ki kendini gökyüzüne yakın hissederdin. İşte orada yakınlık böyle kurulurdu. İnsanlar birbirlerine, dağ, ova, deniz, göl, bağışlardı sanki. Kendini bazen bir martı, bazen
Onlarca yıllık, birbirimizin ıcığını cıcığını bildiğimiz az sayıdaki dostlarımdan biridir Nuray. Kadın gibi kadındır. İçi dışı bir. Yalan dolan, riyadan eser bulamazsın. Laf aramızda, arkaik kalıtlarımızdan olan kadınsı oyunları, entrikaları bilinçle reddetmiş,kişiliğiyle var olmaya çalışan, okuyan, özümseyen ve öyle yaşayarak bu dünyada kendine yer bulmaya çalışan bir kızdır.