Yalanlara Sığınmak...
Yalanlara Sığınmak İçinde Çıkamayacağım Çıkmaz Sokaklara Bizi Götürür.
"“Yazarlık, kelimelerle uğraşırken kendini bulma sanatı değil, kaybolduğun yerde kahveni bulmaktır.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimelerle uğraşırken kendini bulma sanatı değil, kaybolduğun yerde kahveni bulmaktır.” – Franz Kafka"
Yalanlara Sığınmak İçinde Çıkamayacağım Çıkmaz Sokaklara Bizi Götürür.
Bir kurşunla vurulmak, bir kadına vurulmaktan daha az tehlikelidir ... Atakan Korkmaz
Mark Twainin; Cennet ve cehennemle ilgili ileri geri laf söylemek istemem; çünkü ikisinde de dostlarım var sözlerinde ne güzel barış kokuyor, dostluk duygularımız kabarıyor değil mi?
haksız olduğumuz konularda yapmış olduğumuz yanlışların görülmesi, doğruyu görebilmemiz için işaret edilen yolun gösterilmesine; yani karşımızdakilerin bizleri eleştirmesine neden izin vermiyoruz?
İhanet, ikiyüzlülük, vefasızlık yoğun bir kar yağışı... Bir ölümcül acının tam altındayım. Parmaklarım donmakta, ayaklarım kaymakta, ellerim beni kurtaramamakta. Kocaman bir çığlığım. Bağırsam çığ altında kalırım, sussam donarım. Bir beyaz masumiyetin içinde bir ben miyim suçlu? Gözlerimdeki karı atmaktan yorulur bakışlarım. Ağlasam gözyaşlarım buz, nefesim ayaz olur. Üşürüm
Siz, bir yazar için yeni bir kitabın yayımlanmasının ne olduğunu bilir misiniz?
Muhakkak bilirsiniz ama ben bilmeyenler için bir örnek vermek istiyorum. Bir anne-baba için bir çocuğun dünyaya gelmesi ne ise bir yazar için de yeni bir kitabın çıkması/yayımlanması aynı şeydir.
Bir kadının ; Erkeğe duyduğu ihtiyacın fazlası , kadını oyuncak yapar,
Bir Erkeğin ; Kadına duyduğu ihtiyacın fazlası da erkeği oyuncak yapar ... Atakan Korkmaz
Seni okşayan ellerin yanında sanki bileti kesilen garip bir yolcuyum. Seni severlerken başka gözler ve eller korkular, kaygılar otobüsünün içindeyim. Kimdir bu üçüncü kişiler? Sen ve ben aralığında özgür bir ülke bırakırken, kimdir o ülkelere girip talan edenler? Bir elin parmaklarının diğer elin parmaklarının içine girmesi gibi kimdir
İnsanın kendini dünyanın en akıllısı iddia etmesine kesinlikle inanmıyorum. Bu olsa olsa dünyayı sömürmeye ve vicdanını susturmaya karşı bulduğu pratik bir çözümdür. Yoksa inanmaya sığınan insanın aslında düşünmemekten orgazm edercesine zevk aldığını bilmiyor değilim.
Her sey isiklarin kapanmasiyla baslamisti. Bedenimdeki alkol umursamazligimi iyice arttirmis, bakislarim donuklasmisti. Ice cekilen sigara ise yuzleri az cok secmeme yardimci olmustu.
terbiye; insan için aile içerisinde başlayan, okul hayatı ve sonrasında devam eden bir eğitim şeklidir.
Unutmak mıdır zor olan yoksa zor olan unutmamak için her gece onu hayal etmek mi..Hangisi daha acıdır?
Terk edilmek mi yoksa terk edildiğin halde gidememek mi?
Bakiyorum cevremdeki yasantilara uzaktan. Hep aldatilan kadinlarin hikayesi var. Hep erkeklerin nasil sevmesi gerektigini, asklari icin kadinlarin neleri feda ettiklerini ve hep erkeklerin zalimlikleri karsisinda nasil sevip te kaybettiklerinden bahsediyorlar. Bu yazilip cizilenlere inanmiyorum.
e yani, erkekler, neden sevmesin şimdi inekleri :)))))) 'inek' deyip geçmemek lazım değil mi?
Bir mesaj gelir. Sen gerçekten sevmeyi bilmiyorsun. Senin Allah belanı versin. Diye.
Bir gün güneş açıverirken ruhuma gelen güzellik, bir gün yağışlıyken gelen hüzün, odamdaki topak topak açan bembeyaz sardunyalarım ve bir tarafta kurumuş olanları. Bugün bembeyaz topak topak olan sardunyalar gün gelecek kuruyacak, yenileri açacak ben baktığım beslediğim sürece. Halbuki bir zamanlar kırmızı beyaz açardı, neden kırmızlar yok oldu,
Laiklik ve türban istesek de, istemesek de ülkenin gündemine oturuyor. Daha önceleri sakal, sonra gençlerin saç uzatması,
erkeklerin taktığı küpeler bile bazı çevrelerce yadırganıyor.
Türban gibi yaşlı kişilerin bıraktığı sakala da gericiliğin, yobazlığın simgesi gözüyle bakılmıştı. Aynı sakalı aydın kişiler
bıraktığı zaman
Çünkü, çiçek, böcek, göğün mavisi, derenin şırıltısı, yaprakların hışırtısı, erguvanlar, bitip tükenmez yarım aşklar, deniz ve dalgalar, kır çiçekleri, içki şişeleri, şişelerin dibi, dibinin dibi/camın içi, martılar...Hayır, tüm bunlar, ozanın özündeki sınırsızlığı doyuramayacaktır. Sınır, ozanın doğasına aykırıdır.
Bir piç hiç şüphesiz karşısındakine ibne diye hitap eder. Aslında bilmez ki o neyse kendisi de aynıdır. Sadece kelimeler arasında nüans farkı vardır. Ne garip değil mi? İnsanlar az bir farktan dolayı, büyük ayrıcalıklar yaratmak istemekteler kendilerine. Orospuya orospu deyip, onunla sevişenler genelevden adam gibi çıkmaktalar. Kocasının yatağında,