Sevgisizlik Günü
Ne buyuyup asik oldugunu sanan cocuklarin, ne de sevgililer gunune ozel satis yapan kimsesiz cocuklarin gunun anlamini ifade edebiliyordu Gorunen o ki hepimiz sevgisizdik.
"Yazmak, aslında, insanlığın yarattığı en büyük illüzyonun peşinden koşmaktır: 'Anlaşılmak'." — Franz Kafka (Kurgusal)"
"Yazmak, aslında, insanlığın yarattığı en büyük illüzyonun peşinden koşmaktır: 'Anlaşılmak'." — Franz Kafka (Kurgusal)"
Ne buyuyup asik oldugunu sanan cocuklarin, ne de sevgililer gunune ozel satis yapan kimsesiz cocuklarin gunun anlamini ifade edebiliyordu Gorunen o ki hepimiz sevgisizdik.
kasabıyla yaşayan bir kuzuyum. bana bıçak sırtında yaşam sunuyor. ve diyor ki sana bu dünyada ne bıçaklar gösterdim, ne satırlar hediye ettim. hala seni sevmediğimi mi söylüyorsun. ulan senin sevgin dağda biten ota benzer, senin bir emeğin var mı bana onu söyle.
Derin mevzudan yani asktan girerek baslayalim konumuza Iki taraf vardir. Aci cekip sevenler ve aci cektirip devam edenler Bunlar ying yang gibi kendi iclerinde doner dolasir. Bazen aci cekip seversin, bazen de aci cektirip devam edersin.
Yürürken aslında, arkalarında bırakmak istemedikleri, ama dönseler de göremeyecekleri uzakları terk ediyor gibiydiler
''Ön yargı, sözlük anlamıyla; genel ve özel kullanımlarında bir taraf tutma biçimidir. Bir ideolojik fikri veya bakış açısını koşulsuz desteklemek manasında kullanılır. Ön yargı halk arasında genellikle bir kişinin kararlarının ağırlıklı bir şekilde tek taraflı olarak ortaya çıkmasında kullanılmaktadır. Yine halk arasında ön yargı, bir kişinin kararlarının nesnel
Caglar boyu mutlulugun cevabini aramistir insanoglu... Gorunen o ki hala da bulamamistir. Bes sene sonra kendini nerede goruyorsun? Bayramda tatil planin var mi? Sana gore dolar artar mi? Gibi sorulara kolaylikla cevap verirken, mutluluk dediler mi "orada bir dur" diyor, bir tereddut ediyoruz. Mutluluk cok genis bir kavramdir
Kendimizin hayatında başrol oynamaya çalışırken aslında başkalarının hayatlarında figüranlıkmı yapıyoruz diye düşünmeden edemiyorum artık.
Hepimiz etkilenimlerimizin bütünüyüz. Bildiğimizi iddia ettiğimiz anda öğrenmeye karşı direnç göstermiş oluruz. Oysa karşımızdakinin söylediklerini iyi analiz etmiş olsak anlayabiliriz. Çünkü en doğru bilinenlerde dahi yanlışlar en yanlış kabul edilenlerde dahi doğruluk payları vardır.
Merhaba özüm! Özünden kaybedenler sadece bir bedenden ibarettirler. Bizler ki yaratılmışların en yücesiyiz.
Unutmayalım ki gün gelecek tüm sesler kesilecek ve biz sadece amellerimizin sesini dinleyeceğiz. En yüce ses vicdanın sesidir o öyle bir sestir ki sessizliği bile sağır eder ve kötü kişileri kendi karanlığına gömer.
"Bak dostum, sana bir şey söyleyeyim mi? Benim kafamda dönüp duran duygulara sen bir isim taktın ya, hah işte o taktığın isim sensin! Masanın üstünde hararetle bana söylenerek yazdığın reçetedeki ilaçları al, k..çına sok! Benim o ilaçları içmeye niyetim yok aslan parçası. Seni gölgelerinden korkan normal insan seni!"
Zamanın geçmekte olduğundan haberdar olduğumuzun bilincinde olarak yapıyoruz bunu. Neredeyse ölüm dozunda alınmış bir uyuşturucu müptelası nahoşluğunda unutmak istiyoruz, zamanın nasıl geçtiğini.
Doruklara çıkıp sonra kendini bırakarak kaymak ne güzel!Bedeninin kontrolünü kollara ve bacaklara vermek ne güzel! Titremek sarsılmak ve oh çekip rahatlamak ne güzel! Sert kayalardan içinin bir su gibi sızması, akmak ne güzel! Beyninin bir pamuk gibi aşk rüzgarıyla savrulması
ve tüm yaralarını sarması ne güzel!
sadakat, gönüllerde açan dostluk çiçeğinin her daim canlı kalmasının en güzel sebebidir.
Gözlerim şarap çanağı. İçiyorum gözyaşlarımı. Kurudukça göz pınarlarım, bakışlarımda güller yapraklarını döküyor. Kopuyor gözlerimden acının kızıl yaprakları. Kıpkırmızı bir damardan bakışlarım akıyor her yere.