Hangimiz kabul etmez ki, duyduklarımızın aslında duymak istediklerimizin tam tersi ya da beklentimizin altında olduğunu. Hele ki, karşılığında emek verip bir şeylerden vaz geçmiş iseniz… Bir teşekkür, bir minnettarlık busesi, minik bir takdir.Halbuki, ne çok kalp kırılır, ne çok ilişki bozulur bu küçük şeylerin yokluğunda. Ne yuvalar, ne arkadaşlıklar ise kurtulur bunların bolluğunda.
Nasıl söylenir peki? Anlayamayacağını bilsen de, söylemeli misin? Gelmese bile beklediğin, devam etmeli mi eskisi gibi ? Özellikle, bu kanından canından biri için söz konusu ise……………
Kırk yaşından sonra, insanların çoğunda, çok büyük değişiklikler yaşanır. Etrafınızda, özellikle, direk sizle ilgili olmayan olaylara bakış açınız, tuhaf bir hal alır. Sizin, olay anında ruhen yukarıdan, kendinizi de sorgulayabilmeniz, bu yaşın sihirlerindendir. Bu sihrin, daha önceki yaşlarda yapılıyor olmasını arzu eden çok olur. Ancak bu, bir fidanın büyümesi, ağaç olması ve çiçek vermesi gibi bir doğa olayıdır. Yıllarca sahip olduğunuz tecrübe, sizi, hayatın sırlarını çözme noktasına getirmiştir. Buna değişik açılardan bakabilirsiniz. Kimi, maddi sıkıntıların belli bir kısmının oturması ile rahatlayan kişi, artık karşılaştığı sorunlara farklı açılardan da bakabiliyor diyor, kimi ise, yıllarca gözünün önünde cereyan eden hatalara sebep olan tarafların, sorun üretmekten başka bir iş yapmadıklarının fark edildiğini savunuyor.
Çoğu zaman, karşınızdakinin, neden size böyle davrandığını anlamaya çalışırsınız. Bunu ya daha az üzülmek ya da bir sonrakini engelleyebilmek adına yaparsınız. Onun, sizin hakkınızda ne düşündüğünü bilebilmek için, kendinizi onun yerine koyarsınız ve hatta bunun için yalvarırsınız. Ama bence önemli olan, onun davranışı değil, aslında sizin hak etmediğinizi düşündüğünüz bu olay karşısındaki tepkiniz ve kendinize verdiğiniz zarardır. Bunun ayrımını yapabildiğinizde, o zaman karşı tarafa daha az yüklenmiş oluyor ve ilişkilerinizi daha az yıpratmış oluyorsunuz.
Seçim sizin, başka bir oyun şansınız yok ise,kaybeden tarafta mı olmak istersiniz, kazanan tarafta mı ?
04.02.2015
