
Bir Bulimiğin Dünya Tutması
Sadece midesi bulanıyordu, kustu kusacaktı..
Sadece midesi bulanıyordu, kustu kusacaktı..
Tüvan’a giden var mı?
Yok mu?
Orası, Harika bir dünyadır!
Yaşayabilmek için herkesin kötü olmasının zorunlu olduğu bir dünya…
\* Süre giden bir tanışıklık sürecinde sevmek ilk andan beri vardır. Ama farketme ânı sevmenin başlangıcı değil var olan fakat bilinmeyen bir sevginin fark edilişidir. Hani: Seviyorsun ama sevdiğini bilmiyordum. demiştin ya sebebini daha iyi anladım.
Malatya ile ismi müsemma bir tek kayısının bile beyaz perdede gösterilmediği bu filmi içerik olarak anlayamadığıma sayarak, yapımcısının emeğine saygımdan dolayı ayağa kalkarak alkışlıyorum.
İnanıyor ve umut ediyorum ki; yapımcının bundan sonraki çekim yapacağı filmlerin ana teması, fakir edebiyatı yerine hayata yön verecek proje içerikli ve
Şu fani dünyaya ısmarlama bir insan olarak gelen Evliya Çelebi'nin daha ana rahmine düşmeden ne olacağı hakkında meydana gelen hadiselere baktığımızda böyle bir insan olacağını hemen sezebiliriz aslında..
Şair ve şiir öteden beri çok tartışılan, sonu gelmeyecek bir konudur.
Şair ve şiirin de futbol gibi tartışılacak konusu çok. Futbolun federasyonu
var, bu duygu, mantık, düşünce dünyasının federasyonu henüz olmadı, olamadı.
Şair ve şiiri futbolla özdeşleştirdiğimin nedeni şair ve şiirin gerçek
Çoğumuz okurken birden metnin bizi zamanda başka bir yere taşıdığını biliriz ama bunu yazarın nasıl yaptığı üzerinde pek durmayız. Üzerinde durmayız çünkü metnin gizemi hem konusunda hem de bize sonra ne olacak dedirtiyor olmasında saklı. Bu gizeme kapılır gideriz. Ne zamanki yazmaya karar veririz tam da bu anda
Burcu Karakaş’ın kendisiyle röportaj yaptığı Şanlıurfalı mevsimlik işçi Şahin amcanın tabiriyle:
“Lanet olsun kaysıya!”
Lanet olsun…
Çünkü mevsimlik işçilerin alın teriyle kirletilmiş/kirletilen o kayısılar; zekâtla temizlenmediği sürece, kayısı, Şahin amcanın bedduasıyla hep “lanetli” kalacaktır ve üreticinin beklediği fiyatla satılmayacaktır…
TV’nin karşısına oturduğum zaman yüzlerce kanalı zapingliyorum ve hiç bir şey seyredemedikten sonra basıyorum kırmızı düğmeye.
Kahramanlar Yalnız Yaşarmış, Yalnız Başına Kahraman Olurmuş.
Gelin kendimizi de okumayanları da bu dertlerden kurtaralım ve okumama şenlikleri ve etkinlikleri düzenleyelim.
Ne yazık ki Ortaçağ karanlığını yaşıyoruz günümüzde...