Hayata Cehaletin Penceresinden Bakmayın
bizler, savaşmanın neden kırıp dökmekten ibaret olduğu fikrine kapılıyoruz?
"Yarın ne okuyacağını bilmek, bugünün keyfini kaçırmanın en iyi yoludur." - Umberto Eco"
"Yarın ne okuyacağını bilmek, bugünün keyfini kaçırmanın en iyi yoludur." - Umberto Eco"
bizler, savaşmanın neden kırıp dökmekten ibaret olduğu fikrine kapılıyoruz?
Yeraltı suları gibi çıkmak istiyorum, duygu kapalılığından. Yüreğiminin çatlaklarından duygularımı fışkırtmak istiyorum. Ey sevgili bundan cesaret alıp yanımda çiçek olmaya kalkma. Seni sıcak sular gibi haşlarım. Eğer sevgime denk olmak istiyorsan bir dağ gibi çık karşıma. Aşkım diye bağırdığımda aynı tonda ve yakıcılıkta sesim yankılansın yanımda.
YZ
Uzun gibi görünse de, aslında kısacıktır yaşam hikayemiz...
Şule Gürbüz
Bizim boş zannettiğimiz sözleri da dolduracak vardır elbet!...
İstanbul, şehirlerin şahı, sevenlerin ahıdır. İstanbul, panzehri kendisinden menkul olan zehir. İstanbul, gerdanlıklı şehir. Mavi gerdanlığı ona nazarlıktır.
Gelin kendimizi de okumayanları da bu dertlerden kurtaralım ve okumama şenlikleri ve etkinlikleri düzenleyelim.
Giydiğimiz ateşten gömlek harmanladı ruhumuzu koynunda. Akkor hâline gelen yüreklerimiz birbirine karıştı aynı potada…
19.yüzyıl tiyatrosunun, yanılsamacı tiyatronun olduğu kadar burjuva eleştirel gerçekçi tiyatrosunun da temcilcileridendir. modernist ve avangarde tiyatronun 'babası' isveç'li oyun yazarı, şair, ve romancıdır.
Özlemek neye yarar ki hiçbir şey eskisi gibi kalmadıktan sonra. Eskiden bir kediyi sever gibi severdin beni. Ben de yanında süt dökmüş kediler gibi dururdum. Şimdi ne kedi sokuluşları kaldı bende ne de senin sıcaklığını arayışım kaldı bende. İnsan yaşamamak istedeğini yaşamak ister; ama elden bir şey gelmez.
Osmanlıdan Cumhuriyete kadar Türkiyede Eski İstanbul Kahvehanelerine aydın, akademisyen, yazar ve şairlerin büyük bir ilgisi vardı. Özellikle Lalelide ki; Acemin Kahvesi ve Beyazıtta ki; Marmara Kıraathanesi son dönem yazar ve şairlerin düşünce insanlarının uğradığı sayılı mekânlar arasında yer alırdı.
İnsanın kendini dünyanın en akıllısı iddia etmesine kesinlikle inanmıyorum. Bu olsa olsa dünyayı sömürmeye ve vicdanını susturmaya karşı bulduğu pratik bir çözümdür. Yoksa inanmaya sığınan insanın aslında düşünmemekten orgazm edercesine zevk aldığını bilmiyor değilim.
Hayat dediğimiz bu şey nedir? Yemek, içmek, barınmak ve üremek. Daha Türkçesi var olmak. En basit ve kaba haliyle hayat var olmak. Lakin bu kadar da basit değil insan hayatı. Biz bitki ya da hayvan değiliz. Bundan biraz daha ötedeyiz. Öyleyse nedir bu hayat.
Mert Başaran