"Yazmak, aslında var olmayan bir şeyi varmış gibi göstermektir. Tıpkı bir siyasetçinin vaatleri gibi." – Franz Kafka"

Deneme

Din

Allah Kainatı Yaratmadan Önce Ne Yapıyordu?

Cevap: Allah önce lebi yarattı. Yani lezzeti, hazzı, mutluluğu yarattı. Sonra tat alınsın diye kainatı ve canlıları yarattı. Nankörlük edenler için de cehennemi, şükredenler için de cenneti yarattı. Allah lütuf sahibidir. Kainatı yaratmadan önce lebi yarattı sonra lütfetti leb-i deryayı yarattı.

yazı resimYZ

Âh Hiç Bitmesin Horoz Şekerim!..

Ne güzeldi köyümün kirlenmemiş yağmurlarında ıslanmak… Bütün kaygılardan azade, sokaklarda akşama kadar topraklarla hemhal olmak… Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp aydınlığa ‘merhaba’ demek, gönül kapılarını ve göz kapaklarını ardına kadar açarak hayata sımsıkı sarılmak, gökkuşağını hayallere yorgan eylemek… Ne güzeldi, âh ne güzeldi.

Mağusada İkram Çadırı

Aynı alanda ziyarete açılan Hz Peygamber Efendimizin Sakal-ı Şerif Çadırını da ziyaret ederek manevi duyguların en büyük hazzını aldık. Burada, Efendimizin bir kutu içinde muhafaza edilen ve sadece tek bir telden ibaret olan mübarek sakalını gördük. Bu esnada okunan ilahiler damarımıza kadar işledi. Duyguların en coşkusunu yaşadık.

"Ahmet Hakan'laşmak"

Ahmet Hakan’la teşriki mesaim falan olmamış.
Tanımam etmem kendisini...
Ancak gazetecilik kimliğiyle, farklı üslubuyla okuyucusundan bağımlılık yapmış bir gazeteci olarak tanırım onu.
Ahmet Hakan’ı –bir zamanlar- “Kanal 7” de sunduğu haber spikerliğiyle sevdim. “İskele Sancak” daki farklı yorumlarıyla dikkat kesildim. Onun “bir

Öğretilmiş Mutsuzluk

Mutluluk, her dem heba edilen ân kuşları ile uçup gitmekte... Ve sistem; duygusal gelgitlerinin aklına galebe çaldığı, sorgulayamayan, bîkarar hüzünkoliklerini sincap tekeri içinde gütmekten çok mutlu.

Hayat Bir Tiyatro…

Geçenlerde bir grup arkadaşla otururken tiyatrodan bahsetmiştik. Bir arkadaş, “Hayat bir tiyatrodur.” demişti. Ötekisi, “Hayır, hayat tiyatro olamaz” diyerek itiraz etmişi. İçimizde en saygı duyduğumuz arkadaşa; “Siz bu konuda ne diyorsun” diye sorduğumuzda; “İkisi de doğru söylüyor” diyerek şöyle meseleyi şöyle izah etmişti: “Hayatın kendisi bir tiyatroya benzetilebilir

Halil İbrahim Bereketi

Kim bilir belki de bir rüya bu
Belki de bir ütopya
Herkes sorar bu soruyu Var mı böyle bir Dünya?
İnsan, ne zaman ki içindeki benlikten kurtulur, kötülüğü, çirkinliği yok eder, kendinden çok karşısındakini düşünür ve Tanrının istediği doğru ve dürüst bir

Başa Dön