"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Deneme

"Karpuz Kabuğu"

Lakin o günkü karpuzlar şimdiki karpuzlara benzemiyordu. Kabukları siyaha çalan koyu yeşil, çekirdekleri simsiyah… Tadı mı? “Anzer Balı” gibi olurdu. Şırası bile koyu ve yapışkandı. Şimdi öyle mi? Şimdi ne karpuzundan ne de insanından…

yazı resimYZ

Ölümün Önceden Gelen Sessiz Çığlığı

Bir Pazar günü, bir patlama, fırtına altında.yok olan bir beyin.Yok olan bir beden.Ağlamayı hazır gözler dört bir tarafta.Bir araba patlıyor c-4 le bir insan yok oluyor düşünceleriyle birlikte.Amansız bir haykırış dahi duyulmuyor.
Kan doluyor akciğerime.Öyle bir kan ki, yarının cümlelerinden ibaret.Yazarım bugün, ben yarın öleceksem diyebiliyor.

Mağusada İkram Çadırı

Aynı alanda ziyarete açılan Hz Peygamber Efendimizin Sakal-ı Şerif Çadırını da ziyaret ederek manevi duyguların en büyük hazzını aldık. Burada, Efendimizin bir kutu içinde muhafaza edilen ve sadece tek bir telden ibaret olan mübarek sakalını gördük. Bu esnada okunan ilahiler damarımıza kadar işledi. Duyguların en coşkusunu yaşadık.

Yaşamak Nedir

Gül kokulu topraklardan, badem ağaçlarından, yamaçlardaki mor renkli patikalardan, çorak bayırlardan ve bol yıldızlı gecelerden başka nedir ki hayat.

Kolay Gelsin

Yavuz hırsız olun. En iyi savunma hücumdur. Size karşı bir hareket mi yapıldı, acımasız şekilde devlet şiddetiyle karşılık verin. Eylemleri bastıran devlet güçlerine hak etmedikleri iltifatlarda bulunun ki kraldan çok kralcı olsunlar.

Dostluğun Kolları Gerçekten Çok Uzunmuş

"Dosta dostun zahmeti ağır gelir mi? Zahmet içtir, ruhtur. Dostluksa onun derisine benzer. Dostluk nişanesi beladan, afetlerden, mihnetlerden hoşlanmak değil midir? Dost altın gibidir. Bela da ateşe benzer. Halis altın, ateş içinde saf bir hale gelir."-Mevlana-

Öğretilmiş Mutsuzluk

Mutluluk, her dem heba edilen ân kuşları ile uçup gitmekte... Ve sistem; duygusal gelgitlerinin aklına galebe çaldığı, sorgulayamayan, bîkarar hüzünkoliklerini sincap tekeri içinde gütmekten çok mutlu.

Vefatının 30. Yılında Trabzonlu Tarihçi Osman Turan

Değerlerimiz ve değerlilerimiz ne çabuk unutuldu. Sanki gözlerimiz bağlandı, kulaklarımız tıkandı, idraklerimiz zincire vuruldu. Son senelerde büyüğü küçüğü tanımaz olduk. Tarihimize ve bu ülkenin temel dinamiklerine sırt çevirdik. Bu memleket için gece gündüz fikir üreten ve çalışan kişiler ölünce kimse onları hatırlamaz oldu. Aslında kişi maddeden dünyadan ayrıldığı

Başa Dön