"Yazmak, kelimelerle savaşmaktır; ama korkma, en azından kelimeler hep senin tarafında dövüşür." – Umberto Eco"

Deneme

Ucu Yanık Mektuplar

Yazdın mektubu da, o kadar özendin, ne de olsa biricik sevgilin, sevdiğin kadın o. İki sayfa üç sayfa döşendin. Tam ucunu yakacakken kağıt birden tutuştu, söndüreyim derken, örtüler tutuştu, ev yanacak neredeyse... Annenden babandan bir ton sopa yemeyi de göze alacaksın mutlaka...

Otobüs

Kimi zaman yolculuk bitmesin diler, an gelir ıssız bir kavşakta inmek istersin. Hezeyanların olur, sebepsiz yere mutlu olursun ve bedenin yolculuğu kanıksar. Ondan sonrasında belki umursamazsın.

Füsun Akatlının Öldüğü Gün

Gün aşmıştı. 2010 yılıydı. Telefonum çaldı. Arayan iş yerinde yıllarca birlikte çalıştığımız baş editörümüz Mustafa abiydi. Neşeyle açtım. Mustafa, sesin çok yakından geliyor hayrola! (Oysa yıllık iznin de Ceşmedeydi) demeye kalmadan, o sesin içinden soğuk bir rüzgâr geçti. Kekeleyerek, zorlanarak Canım çok sıkkın Yuşa! Sen tanımıyorsun ama ben

Tadı Damağımızda Kalan Tatlar

Her insanın yemek, kitap, renk zevki farklıdır. Hani bilmiyorum ama acaba ağız tadına benzer bir zihin tadı da var mıdır insanların? Mutlaka olmalı diye düşünüyorum Yoksa insan okuduklarını, gördüklerini; iyi, güzel, çirkin ve kötü diye nasıl ayırabilir ki?

Kasa Bira Almış Bilmem Ne

Aşk dediğin; öyle bir his ki Herkese göre değişir Herkes kendince hisseder ama toplumun gerektirdiği gibi davranmayı olağan sanır Bana göre ise Tek bir an. Tek bir an ama. Saniyelik Biliyorsun, bildiğini de biliyorum

Başa Dön