"“Yazmak, kahveni bitirene kadar ilham beklemek değil, kahveni bittiğinde bile devam etmektir.” – Franz Kafka"

Deneme

Füsun Akatlının Öldüğü Gün

Gün aşmıştı. 2010 yılıydı. Telefonum çaldı. Arayan iş yerinde yıllarca birlikte çalıştığımız baş editörümüz Mustafa abiydi. Neşeyle açtım. Mustafa, sesin çok yakından geliyor hayrola! (Oysa yıllık iznin de Ceşmedeydi) demeye kalmadan, o sesin içinden soğuk bir rüzgâr geçti. Kekeleyerek, zorlanarak Canım çok sıkkın Yuşa! Sen tanımıyorsun ama ben

yazı resimYZ

Sütun Gibi Bacaklar

Siz iki bacağınız ile hava basarken millete onun sesi çıkmıyor hiç. Nasıl çıksın ki? Öyle masum bir şekilde orada duruyor. Siz bazen dengenizi kaybetseniz bile, onun başına kötü bir şey gelmedi mi hep dengeli bir yaşam sürer o... Ne o yoksa kıskandınız mı? Kıskanmayın canım, niye kıskanacaksınız ki?

Tadı Damağımızda Kalan Tatlar

Her insanın yemek, kitap, renk zevki farklıdır. Hani bilmiyorum ama acaba ağız tadına benzer bir zihin tadı da var mıdır insanların? Mutlaka olmalı diye düşünüyorum Yoksa insan okuduklarını, gördüklerini; iyi, güzel, çirkin ve kötü diye nasıl ayırabilir ki?

Doların Ateşini Nasıl Düşürürüz

Düşmeye düşer de bu doların ateşi eninde sonunda. Hastalıklarını, etrafa çok bulaştırmazsa da iyi olacak. Onun ateşi düşerse başta Merkez Bankası başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanının da ateşi sürat ile düşecek, yoksa çok ilaç antibiyotik gidecek benden söylemesi...

Her Şey Bildiğin Gibi

Farklı bakıp farkı görmeye çalışmak lazım. Belki kalp gözyaşlarında boğulur yine de hayat denen bilmecede umudu görmek var.

Başa Dön