
Gülmekten Göbek Çatlatan Deli Fıkraları
Üç fıkra var.
Üç fıkra var.
Bush'a ne oldu acaba?
Oturamıyoruz bari ayakta rahat gidelim.
Edward Said, Şarkiyatçılıkta, bilginin yozlaşmasına ve insani çabanın beyhudeliğine ilişkin bir çeşit ansiklopedik güldürü romanı olan Bilirbilmezlerde Gustave Flaubertin, 19. yüzyıl Burjuvazisinin kendi eşitleştirici yetersizliklerinin, sıradanlıklarının acemi kurbanları haline getiren o hayal kırıklığına uğratıcı deneyimlerinin bütününü ele almıştır.
Siz iki bacağınız ile hava basarken millete onun sesi çıkmıyor hiç. Nasıl çıksın ki? Öyle masum bir şekilde orada duruyor. Siz bazen dengenizi kaybetseniz bile, onun başına kötü bir şey gelmedi mi hep dengeli bir yaşam sürer o... Ne o yoksa kıskandınız mı? Kıskanmayın canım, niye kıskanacaksınız ki?
Yaşamak şans, ölmek kader olmamalı.
tesadüf, insanoğlunun var olduğuna inandığı; fakat kendini kaptırmaktan geri durmadığı bir hayal ürününden ibarettir.
Zayıflar ölürken, hayatları param parça olurken her şey olağan da, gücü olan kötülerin burnu kanadığında, kanatıldığında niye onları cezalandıranlar kötü oluyor?
özgüven eksikliği, bir kara delik misali neden içerisine alıp yutuyor?