
Ulaşamama
Oturamıyoruz bari ayakta rahat gidelim.
Oturamıyoruz bari ayakta rahat gidelim.
Üç fıkra var.
Edward Said, Şarkiyatçılıkta, bilginin yozlaşmasına ve insani çabanın beyhudeliğine ilişkin bir çeşit ansiklopedik güldürü romanı olan Bilirbilmezlerde Gustave Flaubertin, 19. yüzyıl Burjuvazisinin kendi eşitleştirici yetersizliklerinin, sıradanlıklarının acemi kurbanları haline getiren o hayal kırıklığına uğratıcı deneyimlerinin bütününü ele almıştır.
Yaşamak şans, ölmek kader olmamalı.
tesadüf, insanoğlunun var olduğuna inandığı; fakat kendini kaptırmaktan geri durmadığı bir hayal ürününden ibarettir.
Zayıflar ölürken, hayatları param parça olurken her şey olağan da, gücü olan kötülerin burnu kanadığında, kanatıldığında niye onları cezalandıranlar kötü oluyor?
Sağlam kalma, sağlam yapı eseri
İlk cümleyi nasıl kurmalıyım, nasıl başlamalıyım diye düşüncelere dalıyorum Giderek yazamayacağımdan, konuşamayacağımdan, hayal edemeyeceğimden korkuyordum ki korktuğum şeyler başıma gelmeye başladı
Aklıma da başka bir şey gelmiyor. Herhalde bazıları silah dayıyorlar, bu kelimeleri kullanmanız için. Türkçeye yapılan bu saldırıları gördükçe içim sızlıyor... Son zamanların emlak piyasasında dolaşan bir kelime var Lansman anlamı, tanıtım. Fransızcadan dilimize girmiş bir kelime... Lansman fiyatları kısa bir süre böyle, diye devam eder gider, cümle...
Ah benim sazımın teli, radıyomun pili, saatimin zembili günlüğüm. Nasılsın, iyi min? Beni soracak olursan, halim belli. Bizim gibi emeklilere, dar gelirlilere iyi olmak haram. Hele bi de ikdidar garşıtıysan, gatiyen belin doğrulmaz. Toğukların yımırtadan kesilir, ineklerin sütden. Biletine amorti bile çıkmaz. “İnsanın bi defa ters gitmesin işi;