Serin Bir Ankara Gecesi
İnsan en çok kendi hikâyesini anlatırken zorlanırmış ve en çok kendi hikâyesini dinlerken ağlarmış.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
İnsan en çok kendi hikâyesini anlatırken zorlanırmış ve en çok kendi hikâyesini dinlerken ağlarmış.
İnsanların gelecek için kurguladıkları pembe tablolara biraz yakınlaşınca bağırarak kaçmak istedikleri bir zamanın üzerine belkide bir onay yazısı...
Ben orada olacağım; çocuklarımı ve eşimi de alarak yanıma. Çocuklarımın Türk olmanın gücünü şimdiden hissetmelerini ve görmelerini istiyorum. Bunu şimdiden çok iyi bilmeliler ki yarın aynı tuzaklarla karşılaştıklarında kendilerinin farkında olsunlar. Dün ve bugün yarını yaratacak. Yarın bir dönüm noktası olacak. Çünkü gücün, inancın ve farkındalıkların şekillendirdiği bir
Bülbül olmayı seçtiysen bir ömür yanacaksın
Gül olmayı seçtiysen bir ömür solacaksın..
Bıraktığın minik kedicik büyümüş, kendi ayaklarıyla koşturur olmuştu dilediği yöne. Gitmek istediği yönde sen yoktun. Yağmurlar da bitmişti zaten. Şimşekler çakmıyor, onu korkutmuyordu. Islak da değildi tüyleri. Çoktan vazgeçmişti bulduğu her sıcaklığı dost sanıp sarmalanmaktan. İnsanlar olgunlaşır, kediler büyürdü.
Şekil şekil bulutlar vardı sarı gökyüzünde. Lolipoplar pembe çimlerin arasından uzanırdı.Ağaçlarda her çeşit şeker yetişirdi ve süt kokardı nehirler. Pürüzsüzdü. Hevesliydi. Neşeliydi. Rengarenkti.
Ahşap bir bağ evinin eyvanından bakacaktık oysa ağaçlara; Sigara kokmayan dudaktan, kuşku çekmemiş gözlerden tadacaktık; Yalansız ve katıksız bir aşk bulacaktık yüreğimizde...
Erol Mütercimler’in bir kitabının adı “Fikrimizin Rehberi Gazi Mustafa Kemal”di. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk, bir rehberdir, bir önderdir Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan tüm yurttaşlar için. Benim özel hayatımda fikirleriyle bana rehberlik eden kişi ise (fikrimin rehberi) sevgili öğretmenim Fikri Gürler’dir.
Kucuk bir duanin eseriyse yazdigin satirlar
Yapilan onca duayi melekler de hatirlar
Birkaç soru takılıyor aklıma. Acaba Oscar Wilde hangi kahramanla daha çok özdeşleştirmişti kendini? Kırlangıçla mı yoksa mutlu prensle mi? Belki de her ikisiyle de