Günümüz Aşkları
Günümüz aşkları... Ne kadar da çok seviyoruz bu lafı kullanmayı. Sanki geçmişin aşkları farklıymış gibi. Günümüz aşkları şöyledir yok efendim böyledir.
"Yarın da mı aynı dertlerle uyanacağız? İyi bari, en azından bugünlük bir 'bugünlük' derdimiz var." - Terry Pratchett"
"Yarın da mı aynı dertlerle uyanacağız? İyi bari, en azından bugünlük bir 'bugünlük' derdimiz var." - Terry Pratchett"
Günümüz aşkları... Ne kadar da çok seviyoruz bu lafı kullanmayı. Sanki geçmişin aşkları farklıymış gibi. Günümüz aşkları şöyledir yok efendim böyledir.
İnsanların gelecek için kurguladıkları pembe tablolara biraz yakınlaşınca bağırarak kaçmak istedikleri bir zamanın üzerine belkide bir onay yazısı...
YZ
İnsani erdemlerin biz insanlar tarafından ne kadarının anlaşıldığı konusunda bir yazı
Ahmet Ümit
Roman kahramanlarının ‘’şarkı’’ adını verdikleri dörtlükler, tiyatro sahneleri, zaman zaman içeriğe uygun olarak karşımıza çıkan farklı anlatım üslupları kullanılmasına rağmen yapıtın bütünlüğü bozulmadığı gibi pekişiyor da.
Şiirimsi bir yazısının sonunda şöyle diyor dün aramızdan ayrılan Müşfik Kenter: “Ölünce ne diyecekler?\*
Muhtemelen, “ölüm sana yakışmadı”.
Normal tabi, dirimizi beğenmediler ki ölümüzü beğensinler” ... Birçok insan ölümü görünce isyan eder. Yakını ölür, “zamansız öldü”, “içimde yaşıyor” der. Kaderi mi biliyor ki zamansız
Münafık mücadeleden kaçmak için savaşmayı bilmediğini söyler, oysa yalnızca çıkarlarını gözetir. Örneğin karşılığında para verilse savaşa çıkacaktır; bu tam bir münafık karaktersizliğidir.
Ben orada olacağım; çocuklarımı ve eşimi de alarak yanıma. Çocuklarımın Türk olmanın gücünü şimdiden hissetmelerini ve görmelerini istiyorum. Bunu şimdiden çok iyi bilmeliler ki yarın aynı tuzaklarla karşılaştıklarında kendilerinin farkında olsunlar. Dün ve bugün yarını yaratacak. Yarın bir dönüm noktası olacak. Çünkü gücün, inancın ve farkındalıkların şekillendirdiği bir
Mutluluk aranıp da bulunmaz, kendiliğinden de gelip bizi bulmaz. Mutlu olmak için kişinin samimi ve ciddi bir uğraş sergilemesi gerekir.
İslamiyetteki şeker bayramı, bayramda şeker dağıtma ve konuklara şeker ikram etme geleneğinin kökeni IV.cü yüzyıl Hristiyan geleneklerine ve oradan da çok eski İskandinav mitolojilerine kadar uzanır. Efsaneye göre baş tanrı Odinin sekiz bacaklı uçan atı Sleipnir için çocuklar çorapların içine havuç ve şeker koyup her yılbaşı duvara asar,
Sevgi, suskunluğu tercih etmek mi hayatı pahasına, hükmü verirken acele etmek mi? Abartılı sözlerin arkasına saklanarak, bildik bir hayatı kabullenmek mi yoksa?
Zülfü Livaneli