
Aşk ve Gönül Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler
Aşk çokça konuşulur, ama nedense çok az yaşanır!
Aşk çokça konuşulur, ama nedense çok az yaşanır!
Her ne kadar Leo Malet gibi bir Fransız ustaya sahip olsa da kara roman, kara mizah daha ziyade Amerikayla özdeşleşmiş türler arasında yer alır. Kara roman; klasik polisiyenin tersine, suçu istisnai bir hal olmaktan çıkarıp, toplumun geneline yayılmış bir karabasan olarak ele alır.
Farklı bakıp farkı görmeye çalışmak lazım. Belki kalp gözyaşlarında boğulur yine de hayat denen bilmecede umudu görmek var.
Seçim yarışını kazanması belki çok zor fakat en güzel şeylerden biri olan, kişi ve sempatizan kazandığı kesin diyebilirim.
Monotonsa hayatınız bakışlarınızı gökyüzüne çevirin.
İyi iyi, o zaman marjinal yaşıyorsunuz demek ki? ''Hem de ne marjinal abi, ne marjinal, bizim kadar marjinal i de yoktur billahi, buralarda.'' Marjinal yaşamayıp da ne yapsınlar? Öyle her yerde, her ortamda da marjinal olunmuyor arkadaşlar değil mi? Hayır sen marjinal oldun oldun, başkalarına niye bulaştırıyorsun kardeşim
Bu zamana kadar üretilmiş ve bundan sonra üretilecek olan tüm sanat ürünleri, üretildikleri ve üretilecekleri dönemin rengi, nüktesi, duygusu ve sorunlarıyla dolu olacaktır
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk Çocuklarına armağan edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, onlarca yıldan beri dünya çocukları ile de beraber bir şenlik havasında kutlanmaktadır. Yurdumuz için bundan daha güzel bir dostluk ve kardeşlik örneği ve tanıtımı olabilir mi? Dünya Çocukları bu bayramı size
neden rotamızı doğru bildiğimiz yanlışlarımız üzerinde çizmekte inat ediyoruz?
Eğer gençlerin yapdıkları her hareketi yapmazsam, bana bıyık altından gülen o çiroz gıza inat zayıflamazsam, adım Fatma değil, Şaziment olsun. Allah benim iyiliğimi versin. Bu Şaziment de nerden çıkdı? Ben çok yaşayım inşallah.
Vakitlerden Mayıs başları; yani baharın son demleri, yazın arifesi olmasına rağmen yüreklerde yaşanan sanki zemheriydi. Bahar sadece tabiata gelmişti, yüreklere değil. Bir millet amansız bir esaretle boğuşuyordu. Uçurumun kenarında asılı duran, ha düştü ha düşecek konumunda mahzun bir ülke vardı.