Toplum-siyaset Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler
Toplumsal belleğini kaybetmiş olan topluluğa, millet denmez.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Toplumsal belleğini kaybetmiş olan topluluğa, millet denmez.
Kendimi, ağzına kadar dolu ofislerde, süpermarketlerde, yollarda, asansörlerde kimseyle konuşmayan biri olarak fark edince; kimlerle konuşuyorum ben diye düşünmeye başladı iyi eğitilmiş ama çok kilometre yapmış yaşlı belleğim
YZ
yaşama sevinci; kişiden kişiye değişen bazı hayatlarda kayıplar oluşturan bazı hayatlarda ise beklenen güneşin doğuşuna şahit olduğumuz bir kavramdır.
Sinan Akyüz
89 model siyah 911 porsche carrera tadında yıllandığımda görüyorum ki; ansızın doğru kadın sürücü geldi mi ne kadar seneler geçse de; zaman denilen kavram, sanki hiç yokmuşçasına pekala karşımda yenilebiliyor, biat ediyor, hatta bana saygı dahi duyuyor Ben de haliyle tam anlamıyla özüme döndüm diyebiliyorum.
Rüya Çözümlemek
Bu yazım biraz ara verdiğim bir yazım olacak Yoruldum çünkü Defalarca aynı şeyler konuşuluyor ve sonrasında olası sonuçlar hiçbir şekilde görülmüyor Öylece yaşanılıyor Öylece var olunuyor Umutsuz durumlar yoktur evet ama umudunu yitiren insanlar pekala vardır. Fikirler de pekala ölebiliyor, çünkü okumuyorlar
Yaşamak buysa, yaşayalım ama bu değilse, o zaman yaşamak neredeyse oraya gidelim.
Bu sözü ilk duyduğumda sevmiştim. Hala etkili bir söz olarak bir kenarda durur benim için. Çünkü sözün sahibi rahmetli Suzan Akay ile aynı duyguları farkında olmadan ben de hissederek yaşamışım. Benim de ne zaman
Zayıflar ölürken, hayatları param parça olurken her şey olağan da, gücü olan kötülerin burnu kanadığında, kanatıldığında niye onları cezalandıranlar kötü oluyor?
aile; anne baba ve çocukların oluşturduğu toplumun en küçük kurumudur.
Yazmak iyi gelir insana hele ki bembeyaz bir sayfaya.
Vakitlerden Mayıs başları; yani baharın son demleri, yazın arifesi olmasına rağmen yüreklerde yaşanan sanki zemheriydi. Bahar sadece tabiata gelmişti, yüreklere değil. Bir millet amansız bir esaretle boğuşuyordu. Uçurumun kenarında asılı duran, ha düştü ha düşecek konumunda mahzun bir ülke vardı.
Evdeyken işteyken yanımda kağıt kalem bolken gelin siz de gıkım çıkarsa namerdim. Hemen yazar çizerim. Ama olur olmaz yerde de geldiniz mi bayağı bozuluyorum diyeyim size... Pikniğe gitmişiz, hava güneşli pırıl pırıl, çiçekler mis gibi kokuyor, börtü böcek aşk ile güneşe, yeni doğan güne gülümsüyor, bekliyoruz sizleri hasret
Adalet Ağaoğlu