GÖREV AŞKI YOLUMUZU AYDINLATSIN
Elimin yettiğince, dilimin döndüğünce siz değerli okurlarım için kaleme
almakta olduğum bu yazımda görevi tanımlamanın gayreti içerisinde
olacağım.
Hayata karşı verilmekte olan mücadelelerde kayba uğramamak için
sonuna kadar yürümemizi gerektiren, sonunu başarılı bir şekilde
bitirmemiz icap eden engebeli bir yoldur.
İçinde barınmakta olduğumuz yaşama karşı büyüklerimiz tarafından bize
verilen çok değerli vazifeler yer almaktadır.
Bize düşen tek şey üzerimize vazife edilen bu işleri noksansız yerine
getirmek sonra da emaneti bizden sonrakilere teslim ederek bizden daha
iyi bir şekilde vazifelerini yerine getirmelerini tembihlemekten
ibarettir.
Yüksekten uçmayı marifet sayan bazı kendini beğenmiş şahıslar, hayatta
hep aynı şeyleri yapmaya mecbur olan insanları monoton yaşamakla
suçlamayı pek ala iyi bilirler.
Fakat akıl etmedikleri bir şey var: yaşamak, o sorumsuz yaşayanların
lüzumsuz yere harcadıkları paraya benzemiyordu.
Uçarı manasız yaşanacak bir dakikaları bırakın dakikayı saniyeleri bile yoktu.
Hayatın zorluklarına karşı zamanla yarışan her anının değerli
olduğunun farkına varan kişilerdi,boşu boşuna yaşadığına kanaat
getirilen insanlar.
Düşünmezler ki bu insanlar neden böyle yaşamak zorunda, akılları
fikirleri ona göre çalışıyor.
Dudak bükerek boş yaşadıklarını ima ederek karşılarında muhatap
aldıkları kimselerle lüzumsuz yere vakit geçirdiklerine dair fikirler
kafalarında yer alır.
Serseriliği marifet olarak gören bazı hayırsız kişiler, ellerinde işi
ile meşgul olanlardan pek hoşnut görünmediklerini bir şekilde belli
ederler.
Ama bilmezler ki işine dört elle sarılanların ayakta durmak zorunda
olduklarını hatta geçindirmekle mükellef oldukları bir aileye
sahiptirler.
Kendilerine hayatın serserilikten ibaret olmadığını yaşamları boyunca
bir çok zorlukla karşılaşacaklarını anlatmak isteyen muhataplarını
çok bilmişlikle suçlamak, serseriliği elden bırakmak istemeyenlere daha
kolay geliyor.
Eğer muhatap oldukları kimselerin fikirlerini benimsemek için adım
atmış olsalar bu onlar için kendi fikirlerine saygısızlık anlamına
gelir.
Nasıl bizler serseriliği boş yaşamak olarak görüyorsak bu hayatı
benimseyenlerin de bizlerin yaşamakta olduğumuz hayata anlamsız
baktıkları aşikar.
Bu iki tercih arasında dağlar kadar fark olduğunu gören ve boş vakit
harcamanın bizim için önemli bir kayıp olduğu gözden kaçırılmaması
lazım gelen tek gerçektir,bu da zihinlerin bir köşesinde yer etmelidir.
Elbette hayatı monoton yaşamanın doğru olduğunu söylemiyorum.
Çalışmak hatta etrafımıza bu yönde örnek olmanın bize verilmiş bir
vazife olduğu kanaatindeyim.
Farklı alanlarda fikirler üreterek, kendimizi geliştirebileceğimiz
konulara el uzatarak uğraşlar vermemiz, zamanın tek yönlü akmadığına
dair bir göstergedir.
Yeter ki elimizdeki en değerli hazinemiz olan vaktimizin değerini
bilelim, bir tek saniyemizin boşa akıp gitmemesi için çaba gösterelim.
Yaşamın renkli bir hal alabilmesi için kendimizden sonraki
nesillerin de faydalanabileceği önemli kazanımlar elde edilmelidir.
Monotonluğun elinden kurtulmanın yolu bizi biz yapabilecek fikirlere
imza atılmasından geçer, bu gerçek de unutulmamalıdır.
Bizler aldığımız görevleri yerine getirmez, diğer şahıslar gibi amaçsız
yaşama yönelirsek hayatımızı inşa etmek için uğraşlar verenlerin bu
güne kadar yaptıkları hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Karanlıklardan aydınlığa yol almamız için kendi geleceklerini heba
eden büyüklerimize ödemesi mümkün olmayan ama onlara karşı ödememiz
gereken bir borcumuz olduğu bir an olsun akıllardan çıkarılmamalıdır.
Bahsetmiş olduğum bu borcu ödemenin yolunun da üzerimize düşen
sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirmekten geçtiği beyinlerin bir
köşesinde bulundurulmalıdır.
İsteyen bizleri suçlamaya devam etsin ,aldığımız görevleri bir tamam
yerine getirip büyüklerimizin bize bıraktıklarına eklemeler yaparak
kendimizden sonraki nesillere daha iyi bir yaşam bırakmanın uğraşını
vermekten vazgeçilmemelidir.
Emanete hıyanet etmemiz ,çocuklarımıza kötü örnek olacağımıza işarettir.
Bunun için de emanet bize nasıl hıyanete uğramadan verildi ise bizim de
üzerine yapmış olduğumuz kazanımlarla küçüklerimize öyle teslim etmek
hayatımızın tek ve vazgeçilmez koşulu olmalıdır.
Görev Aşkı Yolumuzu Aydınlatsın
hayata karşı verilmekte olan mücadelelerde kayba uğramamak için sonuna kadar yürümemizi gerektiren sonunu başarılı bir şekilde bitirmemiz icap eden engebeli bir yoldur.