Fakir Soframdaki Bereketim
Fakir soframdaki bereketimdir gülüşlerin..Varlığındır onca acıya dayanma sebebim..Ve acıya tok, mutluluğa aç gönlümün sevgi ekmeği..
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Fakir soframdaki bereketimdir gülüşlerin..Varlığındır onca acıya dayanma sebebim..Ve acıya tok, mutluluğa aç gönlümün sevgi ekmeği..
Bence, aslı astarı olmayan uydurma bir kabareyken tüm bu bedeli ödenmiş, çoktan fişlenmiş kimlikler; hayat sandığımızdan çok ciddiye alıyormuş bizi meğer!
İmzamı bıraktım yüreğinin en derin yerinde...
Dokunduğun her tende parmaklarının uçlarında ateşler yanıyor biliyorum. Oysa yumuşacık, tutku vadeden bir aleme kapılmayı bekliyorsun. Olmuyor biliyorum. Olmayacak da sevgili. Çünkü ben imzamı bıraktım teninde…Binlerce parmak dokunsa da tenine, gül tenimin kokusunu silemeyecek. Benim dudaklarım hesapsız açıldı dudaklarına, başka
Her şey seni gösteriyor,
Yakınlarda olmalısın,
Belki de hala yanı başımda usulca ağlamaktasın…
"Sabahın altı buçuğu sevdam!Alacakaranlığım! Ve yeni güne yüzümü dayayışım!Sen güne sanki ilk “Merhaba”deyişim…"
Seni bilenler seni soruyorlar arada. O çok sevdiğin gözlerimin içine bakıp “unuttun mu” diyorlar. “Unuttum” diyorum gülümseyerek.
Günah, güzel olan her şeyi yasak ediyor. Belki de bu yüzden çok güzel geliyor insana...
Ve şimdi seni özlediğimi bile anlayamayacak kadar uzaksın benden...
Birbirini büyütmek; kök salmak derine; gözlerde yürekleri görmek. Nedir iki yüreği bu kadar yakınlaştıran ya da tanıdık kılan birbirine? Aşk mı, acı mı, amaç mı uğruna adanan?
Bunun için vardık hepimiz,
yaşamak için vardık bu hayatta, yaşatmak için.
Yaşama merhaba denildiğinde her bebek ağlar;aslında insanoğlunun mendile ihtiyacı ilk doğduğu gün başlar ve herkes elleri tutmaya başladığı andan itibaren bebeklik gözyaşlarını silebilecek bir mendil bulabilme çabasıyla başlar hayat.