Bir İz Gerek
Götürün sevdamı sürüldüğü ülkeye
Ağlayın yanıp tutuşan bu sevgiye
Gönlümün saklısında yandı hasret
Gidecek yer var mı ki her yer gurbet?..
"Yazmak, var olmanın en kibar yoludur; herkes uyurken, siz bir şeyler icat edersiniz." - Kurt Vonnegut"
"Yazmak, var olmanın en kibar yoludur; herkes uyurken, siz bir şeyler icat edersiniz." - Kurt Vonnegut"
Götürün sevdamı sürüldüğü ülkeye
Ağlayın yanıp tutuşan bu sevgiye
Gönlümün saklısında yandı hasret
Gidecek yer var mı ki her yer gurbet?..
gözlerin istanbul gibiydi nice cevherler var keşfedemediğim ....
Sıradaki şarkılar senden bana geliyor, şiir kitabından rastgele seçilecek mısraları sen okuyorsun bana ve ne zaman mutlu olsam gerçeği hatırlatıyorsun…
Aşkın dev boyutları karşısında çok küçüksün sen daha. Bilmezsin bir yaprak gibi nasıl savrulacağını sağa sola. Aşk dilde değil yürekte yerleşmeli gülüm. Sen bakma herkesin ağzında dansettiğine. Dudaklarınla değil yüreğinle haykırmalısın aşkı gülüm. Bir zehir gibi dolaşır aşk damarlarında ince ince. Bilmezsin nasıl yayılacağını her bir anına; gününe
'Seni seviyorum' tümcesi dünyanın en saçma tümcesidir. Kimse kendinden başkasını sevemez. Sevdiği, sevdiğini sandığı kişideki kendisidir.
Yalnızlıklara dökülen satırların geçmişi ile anıların kapıların da dolaşır hüzün ve bir gece ansızın dökülür tüm sayfalar, odanın karanlık köşesinde ki kısık ateşiyle yanan gece lambasının altında ki hüzün masasına.
Ah, Mine'l Aşk! .... Aşk'ın elinden... Ah, Aşk hep senin yüzünden!
Söylesene Frezya; kaç Mecnun Leyla'sından vazgeçmişti peşinde? Kaç Yusuf oluk oluk kan kaybederdi sırtında bıraktığın tırnak izlerinde? Kaç Aslı Keremini verem etti derdinle? Ve Kaç Ferhat çelik alaşımlı bilekler tüketti, pamuk balyası dağlarında aşk yorgunu elleriyle?...
Aradan 27 sene geçti ve o halen aynı şehirde ve ben halen arada kaldırıma oturur ağlarım. Ama artık yalnız ağlıyorum ismette yok. Hem de bu defa o kadar saklıyorum ki benim bile haberim olmuyor.
Belki alışkındı kulakların bu iki kelimenin dudaktaki dansına...Hoşça kal ; bir daha görüşmenin güvencesiydi. Bir önceki adımıydı bir sonraki buluşmanın...Hoşça kal denir ve hoşça kalınırdı senin aşklarında... Oysa bende Elveda demektir hoşça kal, bilemedin; kısacık zamanlara sığan tutkunun kılavuzluğundaki bu aşkta...
Dediği gibiydi aslında; "Sadece 'sevilmek' harekete geçiriyordu donmakta olan bir kalbi. Ve hızla çarpan bir kalpti her seferinde, dünya üzerindeki onca güzel şeyin sebebi. Yani, sızlayan yerinden sevmeye başlamalıydı bir insani. Sevdiği kadar sevilmekti zaten bir acının yara bandı."
"...Sadece Sevdiği kişiyle olmak ve hayata bir çelme takmak istiyor. Kuşlar gibi kanat çırpmak istiyor göklere, çocuklar kadar şen olmak istiyor, anla Sevdiğim AŞK’ı yaşamak istiyor bu beden..."
Hani şu eski ama güzel şarkılar vardır ya diline takılırda dilinden hiç düşmez, hah tamda öylesin. takıldın gönlüme düşmüyorsun :)
Sevdiğine iki gün uzak bir kelebek düşün, onun tek günlük ömründeki tek düşü ....ömrüm yeterse kalanı, yetmezse ömrüm yoluna.... işte öyle sevdim Sevim.
"Belirsizlikle dolu bir hikaye... Bunun suçlusu mu? O da belirsiz tabiki de..."
Gül açan şafaklarda , dibacesinde gül olan taze bir başlangıçtır sevdan… Zaman yelesi alev alev bir yılkı koşan. Yolun sonunda sen varsan, her meşakkate katlanır bu emanet can.