En Büyük Duamsın
Her damla göz yaşının hala suların içinde olduğunu bilse insan oğlu
Ne su içebilir ne de ayaklarını yıkayabilir
"Bütün kitaplarımda hep aynı şeyi yazıyorum: İnsanlar aptaldır." — Isaac Asimov (kurgusal)"
"Bütün kitaplarımda hep aynı şeyi yazıyorum: İnsanlar aptaldır." — Isaac Asimov (kurgusal)"
Her damla göz yaşının hala suların içinde olduğunu bilse insan oğlu
Ne su içebilir ne de ayaklarını yıkayabilir
Yaşlı, olabildiğince beli bükülmüş kambur bir adam gibiydi, yaprağın tutunduğu! Öksürüyordu ağaç, bastonu yoktu belki ama olsaydı inan o da tutamayacaktı. Duruyordu işte, kökünden tutunmuş, bir beden gibi yerde yatan çamura.
Çamur bendim, yaşlı ağaç... Bu hayattır; o sarı yaprak sakın sen olma sevgili!
Gidişin… Yaktı beni! Susuz kaldım, katıksız… En çok beni ben yapan, senden ayrı kaldım. Yokluğun dedim, gelir-geçer dedim. Ben her ne dediysem içimi yaktı bu gidişin.
Sen konuşmaya başladın sonra, geçmişini, daha doğrusu hiçbir zaman geçmemişini, sadece takvim yapraklarından düşmüş hikayeni anlatmaya başladığındaysa, içimin ürpermesiyle irkildim ilk önce, sevmeyi bilmiyordun sen..
Alfabesini alıp gittiler çocuğun...
Şimdi dudaklarında yıkık kelimelerden yarım cümleler...
Anlatamadı çocuk...
Sen, anlamadım diye üzülme
Anlayamazsın...Git...
Ah be “gülkurusu”!
Kurumadan anlasaydın ya, kurutmadan kendini,
Bir defter arasında boğdurmadan mevsimlik hayatını,
Bekleyeni yazdırmadan…
Ve seni kaybedeli 1.5 sene oldu. Şimdi ki hayatımdaki arkadaşlarım seni biliyorlar. Ve senin dünyadaki en şanslı insan olduğunu söylüyorlar. Ve benim bu acıyı nasıl yendiğimi soruyorlar. Bilmiyorlar ki hala içimde büyüyor gün geçtikçe seni kaybetmenin acısı. Ama senle geçirdiğim günler aklıma geldiği zaman o acı biraz daha
Sessizim bugün, duygularımın parmaklarımın ucundan ayrıldığı bir haldeyim. Karanlık odamın penceresinden süzülen ışığın önündeyim, küçük bir kâğıt ve kalemimle. Her defasında bir şeyler yazıyorum ve yine her defasında siliyorum. Belki de son yazım olmasındandır diye avutuyorum kendimi. Yalnız kalacağım korkusu ile beklide yazıma bir türlü başlayamıyorum. Derin bir
Yoksa beni aç kurtlar gibi kapacak korkularım.Yoksa beni alıp götürecek…Hem de senin yanından.
gerçek değer geldiğinde boşluk dolduran değil gittiğinde boşluk yaratandır. Özdemir ASAF
Kaybettin bitik aşkın prensi. Aşkı tanıyan bir kadın, asla aşktan azına razı olmaz. Yer edinemediğin bu yürek, sahibi olamadığın bir yürek, boş sevdalara kiracı olmaz. Kapısından dön artık bu sevdanın, kapalı kapılar ardında ses vermeyen bir aşka yalvarıl
İnanan insan yılda tek bir günü değil, her gününü Sevgili'sine adar. Mutluluk ancak O'nun aşkıyla olur, bunun dışında kalpler tatmin olmaz; kurtuluş yolu bulunmaz. İnsan yüzlerce yol dener ancak başka türlü mutlu olamaz. Yaşaması gereken, bu samimi ve gerçek aşktır.
Sona varmaktır sonbahar; yok olmanın sınırında tükenip bitmek… Zamanın telaşa kapılması, akşamların tez olması, sabahların nazlanması, takvimlerin son bulmasıdır. Ve.......
Herşeye rağmen sevmek güzel, sevmek kolay
ve ben sevmeyi seviyorum, bencilce, beklentisiz,
bedeli sadece 'sevgi' olan sevgiyle. Zor olan mı? Sevilmek.. O da umrumda değil!
Ve zamanların gölgesi düştü avuçlarıma, ağır ağır tükendi tan ağarırken, çocuklar geldi geçti bir bir, doğumlarla ölümler el sıkıştı birden..
Göğsümüzden içeri sızan o garip duygunun adını koymaktan ödümüz patlar olsa da yinede istedik…