Aşkı Dinlemek
Aşkı öğrenmek ancak dinlemekle mümkün. Sadece seyretmek, bize içi boş aşklar yaşatıyor. Aşk görmeden yaşanabilir, ancak dinlenmeden yaşanmaz.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Aşkı öğrenmek ancak dinlemekle mümkün. Sadece seyretmek, bize içi boş aşklar yaşatıyor. Aşk görmeden yaşanabilir, ancak dinlenmeden yaşanmaz.
Kalpten kalbe giden yolların uzaklığının üstesinden gelemiyoruz bazen. Uzakları yanı başımızda kılabilsek özür dilemek için gelen çiçekler vazoda kuruduktan sonra acıtmayacaktır artık canı.
Çeken ve iten, karşıt ve aynıydılar. Korkak ve deli cesurdular. Ne gülmek kadar iyimser, ne ağlamak kadar kötümserdi yaşamları. Zıtlıkların ortasında bir yerdeydiler. Aslında, hiçbir yerdeydiler. Olmak istedikleri “hiçlik” aralarda bir yerlerde olamazdı çünkü.
Sonra geceleri yazılan her şiir bir hayaldir yüreğine. Yüreğinde kanat çırpan o binlerce minik gözlü kuşlara,kelebeklere. Görürmü dersin hayat seni. Hayat seni sende umut kalarak bir daha yaşayabilirmi dersin....
Aşıklar yakın olmalı birbirlerine; denizin kumasala, ayın yıldızlara, suyun toprağa yakınlığı gibi. Tatları karışmalı birbirlerine an be an yaşanan heyecan doruklarında...
“ Şu dağlarda kar olsaydım / Bir asi rüzgar olsaydım / Arar bulur muydun beni / Sahipsiz mezar olsaydım “
Belirsiz bir saat, yeniden dışarı atıyorum kendimi.Aradığımın ne olduğunu bilmeyen yada bilerek inkar eden gözlerle görüyorum cadddeleri. Seni mi arıyorum?
Gittiğinden beri yağmur yağıyor gökten boşanırcasına. Ama kalbim hala kurak bir toprak. Ayrılıyor paramparça, gün geçtikçe unufak
Yürekte aşka dair neler var , neler yaşatmış aşk denilen karmaşa ara ara mutluluğa boğmuş ara da acılara gömmüş.
Ama bakışlar daha güçlü kelimelerden çünkü bakışlar bir insanın tansiyonunu düşürebiliyor, sigaraya başlatabiliyor, hergün birbirinden boktan barlarda on tane bira içirtebiliyor, mide ağrıları çektirebiliyor. Gözlerine uzun süre bakamıyorsan bir şeyler var demektir.
! Yaşanacak güzel günlerin yeminini etmişken; aşk eksikleri tamamlayacakken şimdi dur gitme nasıl denir ki? En güçsüz anlarda yaşamda olman beklenirken gitmen gerekir senin aşk gibi...
“Eskiden buralar böyle miydi evladım” dedi. “Mesire yerlerinin, sahil kenarlarının, gezi parklarının kendine göre bir âdâbı, bir usulü vardı. Öyle her istediğinizi yapamazdınız. Bu şekilde ulu orta meydanlarda sarılmayı bırakın, el ele tutuşup da birbirimizin gözlerine bakmaya çekinirdik. Bizler de gençtik, sevdayı bilirdik. Aşk damarlarımızda alev alev dolaşırdı.
Bir omuz istiyorum...
Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz...
Maksadım ne aşkı küçümsemek ne de ayrılmanın esef verici bir durum olduğunu anlatmaktır.Dikkat çekmek istediğim nokta aşkın başlangıcı ve aşkın yaşandığı süreç ile ayrılık arasındaki tuhaf , çelişkili ve bence bir o kadarda komiklik.Yani;nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça!!!