12 Fransız ve Mükemmel Dünya
Mükemmel bir dünyada yaşıyor olsaydık Fransa'daki karikatür için verilecek cevap mermiler olmazdı..
"Fikirler o kadar da önemli değil; önemli olan, onlara inanacak kadar aptal olmamak." — Albert Camus"
"Fikirler o kadar da önemli değil; önemli olan, onlara inanacak kadar aptal olmamak." — Albert Camus"
Mükemmel bir dünyada yaşıyor olsaydık Fransa'daki karikatür için verilecek cevap mermiler olmazdı..
Yolda yuruyorsun, bir patlama sesi ve ne oldugunu anlamadan yerde buluyorsun kendini. Burnun kaniyor, dudaklarina kan geliyor, ne oldugunu anlamaya calisiyorsun...
Şimdi sen gidiyorsun. Uzak, gürültülü, herşeyin biraz daha büyük ve daha çok olduğu, istenilen herşeyin belirli bir bedel karşısında sunulduğu, büyük elmasların olduğu bir yere. Birazdan otobüsün hareket edecek. Çoktandır sıkıldığın, nefes alamadığın, bir kapana kısıldığın bu yeri geride bırakacaksın. Kulaklarda hep aynı şarkının tekrar ettiği ve insanların
Bugün görünen o ki yurdum insanının çoğu, maddi anlamda kendi çıkarını her şeyin üzerinde görmeye öncelik veriyor. Oysa bu milleti manen inşa eden o; nezaket, saygı, hoşgörü, yardımseverlik, fedakârlık gibi benzeri kelime ve kavramların, hayatımızdan çıkartılmış olmasını çok acıklı buluyorum..
Hissedebilseydik geleceği bugün hiç bir şekilde kötü bir olay yaşamazdık. Önümüze düşen hikayenin kahramanıyız.
Ahlaki bunalımların baskısı vicdanınıza dokunmuyor mu? Dokunmuyor mu? Halkın sosyal bağlarının çözülüşünü görürken bir eziklik hissediyor musunuz? Hissetmiyor musunuz?
İnsanlık ve Medeniyetler tarihi boyunca halkların kurmuş oldukları yönetimler
Zaman içinde Firavun,Nemrut,Budha gibi liderleri-kanaat önderlerini Yarı Tanrı-Tanrı
Biçiminde İkon konumuna sokmuşlar veya Antik Yunanda olduğu gibi antropomorfojist
Bir metodla Tanrıları insanileştirerek insan ve toplumun kronik problemlerini aşmaya
çalışmışlardır..
Bu aralar hedefimde çok yağlı bir ördek var. Senelerdir tam kıvamına gelsin doğru zamanı yakalayayım diye sabrediyorum. Sonunda kıvama geldi. Ülkenin birinin zenginliklerine göz koyduk biz arkadaşlarla... Bir politikacı satın alıp onu büyüttük, şimdi nasipse onunla ülkeyip kesip paylaşıp yiyecez.
Ülkemizin tüm sorunları bizim ortak sorunumuz...birlikte hareket ederek çözüm üretmemiz gerekir
Benim pek beğendiğim ve yılan balığı!! karakterinde adamlar için söylenmiş bir dize vardır;..
Ne kendi etti rahat, Ne âleme verdi huzur,
Yıkıldı gitti cihândan, Dayansın ehl-i kubûr!...
Haraç mezat satılan namus ar.
Zarar hep zarar.
Argonun turfanda tarlasında küfrün bini bir para.
Zırva tevil götürmezken,
Işıltılı ekranda kelli felli adamlar zırvalar. Her şey hırdavat pahasına.
Sevdiğim bir atalar sözüdür. ''Kan kan ile yıkanmaz derler.'' Şimdiye kadar şiddet neyi çözmüş ki bundan sonrada çözsün. Bilirsiniz bizim Güneydoğu Bölgemizde de yıllar yıllar süren aşiretler arasında kan davası olmuştur. Bir yere gelmiş tıkanmıştır insanlar ve o aşiretler ile aşiretleri yönetenler, bu iş kıyamete kadar sürmez demişler,
Hayat, ömrümüzde boşlukları doldurmamız için bir bize verilen en güzel bir fırsattır, bu fırsat bir defa elden gitti mi geri dönüşü mümkün değildir. Hayat bilin ki ömürle dosttan bize gelen bir gülümsemedir,
Eğitimi okuma yazma öğrenmek diye tanımlayamayız. Okuma yazma öğrenmek eğitimin bir parçasıdır ama küçük bir parçası. İnsanların diğer canlılardan ayıra en önemli özelliğin düşünebilme yeteneği olduğunu övüne övüne anlatırız. Oysa böyle olmasında , yani dünyaya insan olarak gelmemizde ve insanların düşünebilme yeteneği olmasında bizim bir rolümüz yoktur. Hiçbir
Oysa,Soluk olmuştu nefessiz kalan millete bakışları. İnkılâplar, gayret ,kalkınma hamleleri; şimdilerde bir bir sattığımız İnhisar(tekel), Sümerbank onun yadigarı. Yok artık Kızılay’daki iğde ağaçları. Ankara gecekondu diyarı...
Niye hep bir şeyi başka bir şeyle kıyaslayıp da yerden yere vuruyoruz ki... Sevgililer Günü gidin bir çocuğa ayakkabı mont alın. Bunun için zaman beklemeye gerek yok ki... Zekat 365 gün ve her saatte verilebilir... Niye birbirine alternatif olsun bir şeyler... İçinden geçiyorsa sevdiğine de al bir şeyler,