Eleştirinin Eleştirisi - 7
-Aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak köpekçe yaşamaktır.
-O duvarı bulabilse,köpekliğe razı olacak o kadar çok insan var ki…
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
-Aşılmaz bir duvarın önünde yaşamak köpekçe yaşamaktır.
-O duvarı bulabilse,köpekliğe razı olacak o kadar çok insan var ki…
İçim temizdir billahi... Hatta içimi temizleyeyim, içimde ki mikroplar ölsün diye geçen gün dezenfektan içecektim ki tam arkadaşımın biri, oğlum senin içini dua ve şükür ile Rabbim temizler dedi... Bilemedim ben de, içim temizlensin keşke de dua da ederiz şükürde...
-Yaşlanmak isteriz.ama yaşlılıktan korkarız; bu hayatı ne kadar sevip, ölümden nasıl kaçmak istediğimizi gösterir.
-Belaların en korkuncu sayılan ölüm,bizim için bir hiçtir:Biz var oldukça o yoktur,o varken de artık biz yoğuz,bunun sonucu olarak da o ne dirileri,ne ölüleri ilgilendirir.Çünkü birincilerin olduğu yerde o yoktur,ikincilerin de artık
Bu felsefi metin, insanın varlığını ve hiçlik kavramını derinlemesine inceliyor. Geçmiş benliklerimizin şimdiki halimizde saklı olduğunu, ancak onlara indirgenemeyeceğimizi vurguluyor. Evrenin ve varoluşun bizimle birlikte olduğunu, hiçliğin bile bir tür varoluş içerdiğini savunuyor. Bilimsel deneyler ve gözlemler ışığında, evrenin ve yaşamın rastlantısal değil, bilinçli bir düzenin parçası olduğunu
-O kadar iyi bir insan ki herkese iyilik yapmaya çalışıyor.Yüzündeki ışık tüm karanlığı aydınlatıyor.
\- Gül sunan bir elde daima bir miktar gül kokusu kalır.
Saydığım vergilerin sayısını, niceliğini, niteliğini bilenler beri gelsin. Bilip de parmağını kaldırmayan Milletvekillerine ithaf olunur.
Köylü Murat 'öküz' der suç olur, şair Osman 'öküz' der sanat olur. Peki neden? Çünkü şair Osman, öküzü Kadıköy'de sanat yapar, köylü Murat ise öküzü Bağdat Caddesi'nden aşağı salar. Aradaki fark budur. Bu bir ayrıcalık değil aslında. Ayrıcalıklardan oldum olası nefret ederim. Farklar, renklilik içindir, ayrıcalık için değil.
Toprak kokar Karadeniz kadınının elleri… Kınalı parmakları aş ve iş’te yara bere olmuştur hayatla mücadele eden bu yiğit savaşçıların. Odun kesip taşımak, çay toplamak, tarla kazıp biçmek, inek sağmak, fındık toplamak, evin işlerini görmek…. Bunlar Karadeniz’de kadının bitmek tükenmek bilmeyen işleridir. O eli öpülesi kadınların bu işlerden emekli
Bazen geçiştirmeyeceksin insanları. Sonra kendilerini, Roma askeri sanmaya başlarlar. Karşına zekalarıyla değil, aptallıklarıyla çıkarlar bu tip insanlar. Nasıl Archimedes kum üzerine çizdiği çemberlerle hesaplar yapmak üzereyken, elinde boynuna vurulmak üzere kaldırılan bir kılıçla yaklaşan Romalı askere aldırmayarak başını hesaplarından kaldırmadan "çemberlerime dokunma" der; ama Archimedes kesik başı çemberlerin
Günümüzde Türkiye’de büyük kentlere hızlı bir göç söz konusudur. Memleketlerinde iş ve aş bulamayanlar büyük şehirlerin yolunu tutmaktadır. Küçük bir Anadolu kentinden büyükşehirlere gelen kişilerin buralarda tutunması hiç de kolay değildir. Onun içindir ki sanayinin ve istihdamın yoğun olduğu şehirlere göç edenler buralarda teşkilatlanmaktadır.
Oysa büyük şehirlerde daha çok kalabalıklar var.
Büyük şehirlilerin/kentlilerin bu konuda yoğunluğu bizimkilerden kat be kat fazla olmasına rağmen onlar bizim bindiğimiz gibi binmiyorlar otobüslere…
Onlarda kural; herkes sırasına bekleyecektir…
Otobüs var ya da yok; tek sıra halinde, (ya da çift sıra)
... insanda biyolojik olarak eşcinsel eğilim yoktur ve eşcinsel kimlik, olması gereken cinsel kimlikten sapmadır. Bu sebeple eşcinsellik, toplumsal olarak onaylanmamalıdır."
Polis - isci - halk kavramlari birbiriyle ic icedir. Sadece siyasi basta olmak uzere bazi oncelikler yuzunden taraf secmek zorunda kaliriz. Hepsi bu.
Genler ve davranışlar arasında bağlantı iddiası bilimsel değildir. İnsanı, ipleri genlerinin elinde olan bir "kukla" gibi tanımlayan bilim dışı yaklaşım, materyalizmin insanlık için ne denli yıkıcı olabileceğinin göstergesidir.
Filistinliler için özgürlüğe giden yolun Kilometre taşlarının direniş ekseninde kalması gerektiğinin bilinmesine rağmen.
İzedebiyata yeni üye oldum. Amacım, engellerle karşılaşıp yazılı basında ses duyuramayan sanat ve düşünce insanlarını tanımak, okumaktı. Gerekirse yorumlar yazarak yalnızlıklarını paylaşabilir, sevgiyi, saygıyı en çok hak etmiş böyle bir emeğe desteğimi sunarım belki, diyordum. Çünkü politik ve ekonomik ortamın egemenleri, kendi “Hık deyicileri”nden başka seslere artık hiç
Anayasa, toplumun her kesiminin mutabakatı (uyuşması, anlaşması) ile yapılır. Tek bir partinin tekeline asla ve kat'a bırakılamaz.
Geli̇n Okuyalim Zamanin Durağanliğin Da Yüreği̇mi̇zi̇n Pervasizliğini......