• İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme |
941
|
|
|
|
hayat bir yaz yağmuruna benzer
kısadır
ne zaman başlayacağı
ve nerede biteceği belli olmaz
ama sonu hep aynıdır
güzel bir koku
hoş bir seda
|
|
942
|
|
|
|
Şimdi uyku beni çağırıyor,epey oldu uyumayalı..Sahi saat kaç oldu?Masamın üzerinde bir şeyler çizipte başaramamanın,bir güzeli somutlaştıramamanın yorgunluğuna kardeş oluşuveriyor kapanmaya hevesli gözlerim.İnat etsem mi bilmiyorum.Özlüyorum seni şimdi.Yatağımı yurt bilip ona doğru yöneliyorum..Masamın üzerindekileri;karaladıklarımı,yazdıklarımı ve çizdiklerimi öyle dağınık öyle umursamaz bir şekilde bırakarak kendimi unutkanlığıma bırakıyorum.Unutuluşumun yıldönümünde olduğumu unutarak...
|
|
943
|
|
|
|
Keşke demeden önce olmalı her şey insanın hayatında
Öyle yaşamalı ki hayatı keşkelere yer olmamalı... |
|
944
|
|
|
|
"Koşmak istersin sevinç çığlıkları seninle beraberken..."
|
|
945
|
|
|
|
Adamlar şimdi beni şimdi korkutuyor.
Jane Campıon’un Isabel Archer’i gibi.Bir tabağın içinde binlerce ağız seni seviyorum sözcükleri söylerken, o sadece düş yolculuğunu bitirmek istemişti.Çıktıgım bu sesiz yolculukta CAMDAN KALBİM ‘i valizime korkan merhameti ve sevgiyide valize kilitledigim için rahatım.
|
|
946
|
|
|
|
Belki bu yazıda diğer bir sürü bazı yazılar gibi kişisel mastürbasyondan başka bir şey değildir ki hala komşu toprakta insanların karınları kurşunlarla doldurulurken…. |
|
947
|
|
|
|
"Hep birşeylerin arkasın saklandın..."
Okuyun ve eleştirilerinizi benim e-mail adresime gönderin... |
|
948
|
|
|
|
Hayatın kimliğine dair bir deneme.Onun dilinden anlamak onu tanımak için bir ipucu var:ZAMAN....Zaman açtırıyor açmayan çiçekleri;zaman konuşturuyor hiç susmayan yürekleri...Bu yazıda hikayesi dinlenilen bir dost var.Ancak cümleler tamamen bana ait.Canım arkadaşımın bugün doğum günü.Onun bu mutlu gününü yürekten kutluyorum... |
|
949
|
|
|
|
Kaçacağın bir sığınak yok artık, bekleyişinin seni çaresiz bırakan bu tufanında...O gelecekse kendine dönebileceksin. O yoksa kimsenin olabilmesine mümkünat yok!
|
|
950
|
|
|
|
Zaman her saniye ile birlikte ölür, sonra tekrar dirilir. Her ölüm yeni bir diriliştir.Ya hüzünlü yahut da tebessüm örülü. |
|
951
|
|
|
|
İstersen git, ama zorunda değilsin. İçin gidiyor sen kalıyorsun. Sen kalıyorsun için gidiyor. İyi, peki; seni yormuyor mu bu? Garip gelmiyor mu sana! Nedir o kendine koyduğun hedefler, idealler!? Yük gelmiyor mu sana? Geleceğini yaşamak istemiyor musun? H |
|
952
|
|
|
|
bazen de yırtık elbiseli bir kadın olurlar gökyüzünde...Memeleri kurtulur bağlarından.İşte, o zaman başlar yağmurlar.... |
|
953
|
|
|
|
Sade kahvemin son yudumunu alırken, herkesi tekrar inceledim. Masadaki kürdan kadardı şişmanlıkları, yada ben çoktan ateşe vermiştim tüm komedi tahtalarını... |
|
954
|
|
|
|
Önce aynı kitabı okumamız dikkatimi çekti sonra, elleri. evet! Elleri.. buruşmuş, titreyen elleri.. |
|
955
|
|
|
|
Birden geldi.Aslında bu gerçek değil. Niye yazdım anlamadım.Yani ben böyle değilim. Değilmiyim? |
|
956
|
|
|
|
Düşüncenin insan bazından ele alınmasında entellektüel açıdan yazara yazar demek,şaire şair demek,sanatçı demek tüm yüreğini ortaya koymuş,kabına sığmayan bir kişiliği oluşturan bir bütünü meydana getirmek demek değil midir?.. |
|
957
|
|
|
|
Yaşamın boşluğu yazıyla dolar...ve en çok çocuklar içindir dünya... |
|
958
|
|
|
|
Oysa ne ben ona, ne o bana şöyle olursan seni daha çok severim demiştik. Kuraldı bu, farkında olmadan, sana ait olmayana ulaşmanın gizli anahtarlarını bir bir bulmuştuk. |
|
959
|
|
|
|
Bir alay insan geçiyor önümden.Ellerinde bayrakları,rengarenk,öbek öbek.Haykırdıkları sözcükler aynı ama farkında değil gibiler.Ellerindeki bayraklara bölünmüşler gibi.Hiçbir renk diğerine karışmıyor ama aynı yolda yürümeleri ilginç geliyor. |
|
960
|
|
|
|
Düşmenin baş döndürücü amansızlığında hayata nanik yapmak istiyorum, düşmekten korkmam, Aşk ile ölümsüz olmuşum ben... |
|