Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Hani derler ya en son söylenecek sözü, en önce söylemek: 'Türkiye, Osmanlı barbarlığını sürdürme sevdasında… Türkiye’nin siyasi birikiminin menbaı olan Osmanlı saray entrikaları, ki bu entrikalar; ağırlıklı olarak, 15. yüzyılın sonlarında Endülüs Emevilerini yönlendiren Samirinin çocukları tarafından 1492 göçü ile Selanik, İzmir ve İstanbula taşındı... O zamandan bugüne dek Anadolu coğrafyası huzurlu bir gün yaşamamıştır. Geçmişin insanı kendisine aşina tabiata yabancı iken, bugünün insanı tabiata aşina fakat kendine yabancılaşmış. Geleceğin insanı ise hem kendine hem de tabiata aşina olacaktır. Bugünün sorumlu/adanmış/ aydınları geleceğin insan protipini temsil edebilmelidir. Yani dikey ve yatay değerler manzumasine aşina olabilmeyi başarmalıdır... Cemaat olarak bilinen oluşumun başındaki zevat bilinçli olarak ülkesinden/okyanusötesinde/ adeta bir nev-i zorunlu ikamete tabi tutularak, tutanlar tarafından gizemli bir kişilik yaratılmak isteniyor. Bu zevat, kuşkusuz ki halkının içinde olursa, Emevici İslam dünyası adına yaratılmak istenen sahte imam Humeyni portresi, yazın sıcağındaki güneş altına duran kartopu gibi eriyecektir. Kaldı ki sözkonusu cemaat ve onun liderliğini üstlenen Gülen’in kendilerine ikon olarak seçtikleri Said-i /Nursi/Kurdî'nin İslami geçmişi kirlidir. Bu kirlilik, onun taşıdığı katkılı İslamın yüklediği sorumlulukla oluşan kirliliktir! İlginçtir, Türk/emevist/ İslamcıları Kürtlerin kirlilerini yaşatmak istemektedir. Örneğin Selahaddin-i Eyyubi, İdris-i Bitlisi gibi kirli islamcıları kahramanlaştırmışlardır. Bunun karşısında ise Şeyh-i Cebeli ve Seyyit Rıza(R.anh)'yı karalayıp eşkiya ilan etmişlerdir. Egemen Türk İslamcıları, Türk İslamına tehdit oluşturan İslami şahısları baği/asi/ ilan eder. Evrensel insanlık ailesinin, maveraya açılan penceresi olan Muhammed ve ehl-inin değerler manzumesi; Ali'nin taşıdığı ruh ve karakter yapısında arama zorunluluğunu bilmelidir. İnsanlığın büyük ailesi; içine düşmüş olduğu çıkmazdan kurtulmanın son çaresi olarak, kilit şahsiyet olan Ali'nin tanınmasını zorunlu kılmıştır. Adem'iyet mektebinin insan-ı Kamili ve Nübuvvetin son halkasının varisi olan Ali! Günümüz insanının yaşadığı zaman diliminde bir kez daha kişinin(sosyal-siyasal, dahası İslami bilincin ve bununla beslenen İslami algının hayatın merkezine her gün yeniden inen vahiy gibi) şekillenmesinin iksirini taşıdığını göstermiştir. Yaşlı bilge'mizin söylediği şu; “İnsani bilimlerin büyük bir bölümü temelini materyalizm ve ilahi-İslami inançlara imansızlıktan ibaret olan felsefelere dayalıdır. Bu ilimlerin üniversitelerde okutulması ilahi ve İslami talime karşı inançsızlığı yaygılaştırmakla birlikte dini inançlarda kuşku oluşturmaktadır’’ Sözü: neden ışık okulları zincirinin, Batının arka bahçesi olmuş sömürge ülkelerinde kurulduğunu anlamamızda daha ikna edici bir bakış açısını şimdiye kadar sunmuş olmalıdır. Kaldı ki bu ülkelerin büyük çoğunluğu müslüman halkların coğrafyasıdır... Türk İslamcıları: Peygamber ve soyunun temsil ettiği İslamın dünya görüşüne karşı, daha fazla direnemeyeceklerini bilmeliler. Peygamber ve soyunun temsil ettiği İslama karşı ''dine karşı dini'' kullanarak zulmün öncülerine verdikleri destekten vazgeçmenin zamanı gelmiştir. Bu açıdan; ''Türk İslamcılarının temsil ettikleri ekolün iflasına dair manifestoyu yazmanın da zamanı gelmiştir.'' Yakın gelecekte Akdenizin güney sahillerinde vuku bulan evrimsel hareketlerin odağına gireceklerini görmüyor değiller. Bu durumda, Türk İslamcıların bu halklarakarşı taşıdıkları vebalin altından kalkabileceklerini sanmak kolay olmasa gerek. Yeniden yüzyılımızın siyasi yazgısı şekillenirken, Afrika’nın rolü’’nü anlamaya çalışmak adına, güç, kılıç ve kan İslamına özlem duyan ve bu özlemi imanlarının en vazgeçilmez esası olarak bilen Türk İslamcıları!.. Türk İslamcılığında; Anadolu halkına biçilen rol; figüran olmaktan öteye geçmez. Senaryo ABD ve İsrail tarafından yazılır. Türk İslamcıların Müslüman Anadolu halkına 'Parya' muamelesi yapmasının vebalinin karşılığında bu halkın elleri her zaman yakalarında olacaktır. Vesselam! Muhammed CAN Frankfurt 22.11.2011 mcan313@msn.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |