Avrupa’da yüzyıllarca büyük savaşlar meydan geldi. Almanya ve Fransa arasında 3 kez savaş oldu. Birçok insan hayatını bu savaşlarda kaybetti.
     Savaşlar sonucu, Avrupa’da ekonomik sıkıntılar baş gösterdi. Barışın sürdürülmesi şarttı. Bunun için de bazı ülkelerin liderleri barışın ekonomik birliktelikte sağlanacağını düşündü.
1950 yılında Avrupa’da kömür ve demir işletmeciliği yapan ülkelerin ekonomik bütünlüğüne gidilerek birleşmesi düşünüldü. Bu amaçla da 1951 yılında Belçika, Batı Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Lüksemburg tarafından oluşan Avrupa Çelik Kömür Topluluğu kuruldu. Bu topluluk zamanla Avrupa Birliği adını aldı.
Türkiye de bu topluluğa defalarca müracaat etmiş ve fakat ne yazık ki her defasında birçok sudan bahanelerle müracaatı kabul edilmemiştir.
Üstelik henüz daha bir çözüme ulaşmamış olan Kıbrıs Sorunu devam ederken Kıbrıs Rum Tarafı bu birliğe üye olarak alınmıştır. Tabii bunda sonradan bu birliğe üye olan Yunanistan’ın da etkisi büyük olmuştur.
Ama gelin görün ki aynı Yunanistan, ülke olarak bu gün iflasın eşiğine gelmiştir. Ve hatta iflas etmiştir.
Üyelikle birlikte Euro para birimine geçen Yunanistan, ekonomik sıkıntıdan bir türlü çıkamamış, dış borçları arttıkça artmıştır. Öyle ki Yunanistan çalışanlarını, devlet memurlarını ve dış borçlarını ödeyemez duruma düşmüştür.
Yapılan genel seçimlerde Hükümetin değişmesi de bu soruna maalesef bir çözüm bulamamıştır. Her geçen gün Yunanistan iflasa sürüklenmiştir.
Yıllardır Türkiye ile komşu olan, Türkiye ile savaşan ve Türkiye üzerinde Büyük Düşünceleri olan, her defasında Ege’yi bir Yunan gölü olarak gören, İzmir’i, İstanbul’u hep bir Yunan parçası olarak gören ve Kıbrıs’ın tamamının bir Elen Adası olduğunu ileri süren Yunanistan, bu gün adeta Türkiye’ye muhtaç duruma gelmiştir.
Borçlarını ödeyemeyen Yunanistan’ın durumu gerçekten çok üzücü ve içler acısı duruma gelmiştir… Bu durum mutlaka bizleri de üzüyor. Allah başa vermesin. Aynı durum bizim de başımıza gelebilir.
Geçen gün İzmir HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü “Yunanistan’ın 1.6 milyar Euroluk borcunu Türkiye’nin üstlenmesini ya da sıfır faizle borç vermesini” istedi…
Kürkçü, “Almanya ve AB Merkez Bankası ile İMF’nin paranın korunması için Syriza Hükümeti’nin baskı altına aldığını” savundu. Bu durumun AB’nin ilkelerine ters olduğunu belirten Kürkçü, “Yunanistan’ın ödemesi gereken 1.6 Milyar Euro’luk borcunu Türkiye üstlenebilir. Zor durumdaki komşuya yapılabilecek en büyük yardım budur. Bu yardım, Ege’nin barış denizine dönme imkanı olacaktır” dedi.
Burada sormazlar mı Sayın Kürkçü “Türkiye, bu kadar zengin bir ülke mi? Kendine zar zor yeten bir Türkiye nasıl yardım edecek?”
Yıllardır bizi bir dilenci gibi AB kapısında bekleten, bizi mesnetsiz gerekçelerle içlerine kabul etmeyen, birliğe almayan, AB bir Hrıstiyan birliğidir diyerek Türkiye’yi sırf Müslüman olduğu için almayan Avrupa Ülkeleri için endişe duymak, onları kurtarmaya çalışmak bize mi düşüyor?
Sayın Kürkçü Barıştan söz ediyor. Peki, kendileri neden TC Hükümeti ile barış yoluna gitmiyor da her defasında PKK gibi yasa dışı bir örgütü yasal bir örgüt gibi göstermeye çalışıyor.
PKK ne zaman silah bırakır, dağdan düze iner, bunca yıldır masum bebeklerin döktüğü kanın hesabını verir, Yüce Türk Milletinden özür diler, suçlular cezalarını çeker, işte o zaman Sayın Kürkçü, Barıştan söz edebilir.
Türkiye’nin yardım adı altında çöpe atacak parası yoktur…