Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
Nedenim yok Bana dokunmadın bile... Utangaç bir bakış fırlatıp gittin yanımdan Beni kendimle bırakarak... Ama, Ben seninle gittim gittiğin yere: Uçurumlarındayım işte! Denizlerin falezlerinde... Bir nehir kıyısında su çiçeğiyim mavice... Aslında, Yüreğinin bir köşesindeyim: minik bir serçe!.. Seni sevdiğimi ciklemedeyim zamana ve göklere... Bu gök, bu bulutlar Sen olup çöker üstüme... Beyaz bir örtü, mavi bir tül gibi... Tavuskuşu bir gece açılır pencereme; Dökülür yıldızlar... Gözlerin dökülür dolu dizgin gözlerime... Artık, Karanlık değil bu tavan!.. Bu tavan bahar bir ağaç altı... Sıcacık çimen bir yatak serilmiş dibine... Adı aşk olan hatmiler topluyorum içinde Bahar kokuyorsun, ıhlamur kokuyorsun Karışıyorsun tenimin kokusuna , Bana değince... Bak! Şimdi karanfil oluyoruz seninle; Kırmızı açıyoruz şafaklara inat! Bir dalda kapanıp ikileniyoruz geceyle Birbirimiz üstüne... Bu dudağı sen yarattın. ”haşa” deme! Bu elleri de sen!.. Senin için uzuyor saçlarım, Rüzgara karışıyor parmakların aklıma gelince... Aslında, Sen ne zaman aklıma düşsen Bütün yapraklar yer değiştiriyor dallarda... Bütün rüzgarlar meltem, Deniz kokuyor hava... Ve Bütün kuşlar martı; kocaman kanatlı, çığlık çığlık... Dinle ve duy! Seni seviyorum diyorlar bana katılıp: Doluyor gökler ve boşluk...gizlice.... Sen her gece Uykusuzluğumsun, uyanıklığım!.. Güneşten alıyorum seni Geceye yıldız yapıyorum... Ay yapıyorum: hilalim benim, tatlım!... Burçların adısın işte; Kovamda balık, terazimde ağırlık... Samanyolunda gülüşün var Bulutlarda salınışın... Ben pencerede seyrine dalarım; Bazen yağarsın yağmur olup çiçekler üstüne, Bazen gölge olursun güneşe... Bazen de kayan yıldızsın... Ama en çok Gökkuşaklarında çoğalır renkler, Bulaşır resimlerin tümüne... Ben fırçanda MONALİSAYIM!... Seni seviyorum gülüm! Seni nasıl seveceğimi bilemeden seviyorum, Nasıl şeyse!.. Ne kadar yarım biriyim ben!. Gecem olsa gündüzüm yok, Gündüzüm olsa gecem!.. O halde Gece sevişmelerinle sev beni, gündüzümü düşünme! Ya da, Gün ortası serp sularını üstüme; seherlerimi düşleme! Hele hiç aklına gelmesin sabahlarım! Olduğum gibi kabul et beni, Yani yarım!... Ama, Sen de kalan yarımımla Gel ufukta buluşalım: Kızıl çizgisi çekilsin ömrümüze sevdanın: Biraz yeryüzü, biraz gökyüzü... Toprak ve hava yani! Söyle!.. Sen hangisi olacaksın? Seni seviyorum gülüm! Seni nasıl seveceğimi bilemeden seviyorum.. Mesela; Soyunacak mıyım ellerin bana değince!. Yada, Ağlayacak mıyım dudağımdaki menekşeyi kopardığın zaman? Yoksa yenisi mi açacak yerinde: Biraz gül, biraz lale... Solacak mıyım kırağılar yağarsa gidişinle? Beni unutacak mısın? Sen, Bir avuç mutluluksun desem; Bir avucu olur mu mutluluğun? Bunu ancak bana Sen anlatacaksın....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |