Edebiyat yaşamın öncüsüdür, onu öykünmez, ona istediği biçimi verir. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bin sekiz yüzlü yılların başında ilk tren dünya üzerindeki faaliyetlerine başlıyor Richard Trevithick adlı maden mühendisi bu işi başarıyor, daha sonra da ’’George Stephenson ileride ‘Demiryollarının Babası’ olarak anılmasını sağlayacak olan ilk buharlı lokomotif olan ‘Rocket’i tasarlamıştır. Rocket 1829 yılında Liverpool-Manchester hattında 24km hıza ulaşabilmiştir.’’ Gelelim öküzler ve trenler arasındaki teşriki mesaiye... Tren daha icat edilemeden öküzler ve eşleri oluyor dolayısı ile inekler, çayırlarda, çimenlerde güzel güzel yayılıyorlar ve otluyorlardı... Ta ki o gürültülü, insanların tren dedikleri alet icat edilene kadar... Mutlu bir hayatları vardı, öküzlerinde, ineklerinde her coğrafyada... Yedikleri önlerinde, yemedikleri artlarında, buzağıları yanlarında, terör belası yok, enflasyon belası yok, dolara zam gelmiş mi gelmemiş mi derdi yok, zaten dolarları da yok, Trampa Dayı daha doğmamış, Sam Amca daha dünyayı sömürmeye başlamamış... Ooooh ne ala hayat ineklere ve öküzlere güzel, güzeldi beee! Yani dili geçmişi de sokuverdik oraya hemen. İşte o trenler öküzlerin bütün karizmasını yerle bir etti... O trenler, çuf çuf çuf lar yani çayırlardan, çimenlerden geçerken öküzlerin ve ineklerin bütün aile ilişkilerinin içine ettiler, etmekle de kalmadılar hatta ...ıçtılar da diyebiliriz affınıza sığınarak. Düşünsenize sarı kız, ’’Tabi onun İngilizce de adı başkadır, Manchester de ki inekler burada konu, ben İngilizce bilmediğimden, yazamadım’’ kocası çayır aslanı ile zevk ve sefa yapacakken tam, zırrrrrrtttt, yırtık dondan çıkar gibi oradan çuf çuf çuf diye bir ses, neymiş efendim, tren geliyormuş, hem de buharlı... Tabi o zaman İborotti yani İbrahim Tatlıses, dedesinin dedesinin, elmasında vitamin, yani, ’’Tren gelir hoş gelir ley ley lümü lümü ley türküsü de bilinmiyor haliyle.’’ Hem de İngiltere de türkü ne arar yahu, ben de amma salladım... Tabi aşk ilişkileri, aganigi maganigi durumları, buharlı trenlerin düdüğü ve buharı, bir de gürültüsü ile bozulan öküzler, geçen trenlere kötü kötü bakar oldular. İşte oradan da ’’Öküzün trene baktığı gibi ne bakıyorsun arkadaş.’’ veciz cümlesi hayatımıza ve edebiyatımıza girmiş oldu... Ama Allah var, öküzler bu işte haklı arkadaş, ben onları haklı görüyorum. Sizin başınıza böyle bir şey gelse, tam sevgiliniz ile aşna fişna olurken birden bir lokomotif sesi, vallahi kafayı yersiniz, billahi yersiniz. O öküzler trenlere çok manalı manalı bakıyorlar. İsterseniz tren ile seyahat ettiğinizde, yanından geçtiğiniz otlayan inekler, öküzler varsa gözlerinin içine bakmaya bir çalışın, kızgınlık ve öfke göreceksiniz gözlerinde... Hatta düşüncelerini filan da okuyabileniniz varsa ’’Hay ben sizin gibi insanoğlunun...... gelmişini geçmişini....’’ dediklerini gözlerinden okuyacak ya da anlayacaksınız... İşte böyleyken böyle, öküzün trene baktığı gibi ne bakıyorsun demeyin siz de birilerine, o öküzlerin bakışlarında sitem var, derin anlamlar var...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |