Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Bakışlar vardır; sevgi dolu, sevecen, anlayışlı, akıllı, masum, mahçup, takdir eden, beğenen, sıcak, dost. Keşke bütün bakışlar böyle olsaydı. Ama bir de kötülük dolu, karanlık, saldırgan, küstah, kıskanç, utanmaz, arsız, tehditkar, bön, boş, sert vs. bakışlar da var ki; düşman başına. Bu konuyu neden mi açtım? Uzak Doğu’dan yeni dönmüş olan bir dostum bana gezi izlenimlerini anlatıyordu geçenlerde. Japonya’dan henüz dönmüştü. İnsanların nasıl görgülü ve terbiyeli olduğundan özellikle çok etkilenmişti. Bizim meydanımıza daha henüz ayak bastığı esnada ise gözüne çarpan kaba ve yaban tavırlar özellikle dikkatini çekmiş ve bir süre şahit olduğu Japon görgü ve davranış biçimi ile kıyaslama yapması gereğini doğurmuştu. Kendisine ‘İşte biz böyleyiz ne yazık ki’ diye hak vermekle birlikte, bu konunun bir yerlere kaydının düşülmesinin önemini bilen bir kişi olarak, yazmadan geçemedim. Yazılarımızı okuyanların bildiği gibi ara, sıra kent yaşamı ve toplumun görgüsü konularında yazarak, bizim toplum olarak kaybetmiş olduğumuz eski imparatorluktan kalma terbiyenin giderek nasıl yok olduğuna ve insanların modern şehir yaşamına karşı dışa vurdukları uyumsuzluklarına dikkat çekmek istemişizdir. Yurt dışından dönüş yapan arkadaşım, işte bana gözüne çarpan aşağıdaki şu gözlemini aktarmıştı. İlk izlenim genelde doğrudur! <Dostum uçağı körüğe yanaştıktan sonra AHL’ na daha ilk adımını atarken; kapıda bekleyen bazı görevlilerin uçaktan çıkan bayan yolcuları ısrarcı bakışlarla süzdüklerine şahit olmuş. Sonra valizini almış, gümrük kontroluna doğru yöneldiğinde ise, önünde yürüyen diğer bir bayan yolcunun; elinde görevli gibi gözükmek için telsiz taşımakla birlikte, sanki uzak bir taşra kasabasının bıçkınına benzeyen birisi tarafından taciz ölçüsünde göz hapsine aldığını görmüş. Yabancı yolcunun ürküntüsünden, bu memleketin bir insanı olarak utanmış! Diyor ki, Japonya’da değil böyle utanmaz ve sabit bakışlarla taciz etmek; direk ve biraz uzun bir göz teması bile kabalık olarak görülüp ayıplanıyor!> Benzer şeyleri geçmişte, bazı toplumların sosyal antropolojik incelemesinin yapılmış olduğu bir makalede de okumuştum. İzole kalmış yerli kabilelerinin tümünde, insanlar birbirleri ile göz temasına gelmekten kaçınırlarmış. Çoğu uygar toplumda aynen Japonya da olduğu gibi, birisine sabit bakmak görgüsüzlük addedilir. Batı ülkelerinde ise; sabit veya ısrarlı bakışlar tehdit olarak algılandığından, şüphe ile karşılanır. Şimdi ben halkımızın başkalarına nasıl baktıklarını göz önüne getirince, ne yazık ki hiç de olumlu şeyler hatırlamıyorum. Kahvehane önlerinden, kadınların nasıl kaçarcasına geçmek zorunda kaldıklarını hepimiz biliriz. Bir taşra kasabasında turistler görmüştüm, bakışlardan şaşkın. Bir an önce servis arabasına binip kaçmışlardı o yöreden. Bunun gibi sayısız örnekler görmüşsünüzdür bilirim. Özellikle kadın okuyucular bu konuda nasıl şikayetçi olmalıdırlar, hak veririm. Ne yazık ki bu bakış görgüsü noksanlığı bizim zayıf tarafımızdır. Erkeklerimiz yabansı bakışlarını kontrol etmeyi öğrenmemişlerdir. Çoğu kez karşı cinse karşı bakışlarda cinsel açlık görülür. Halkımızın olumsuz duygular yansıtmayan bakışlarında bile, aşırı meraktan ve seyir alışkanlığından ötürü, ısrarcılık vardır. Yabancılar ve farklı olanlar uzun uzun gözlenirler ki bu yanlış bir alışkanlıktır. Her görgü olayında olduğu gibi bu konuda da olumlu örneklere ve zamana gerek vardır. Amacımız dikkat çekmektir. Düşünmenizi sağlamaktır. Populist zihniyet her ne kadar bu tür şeylerin dile getirilmesini sevmese de, bunları konuşmalıyız. Yoksa amacımız halkı küçümsemek değildir. Ne diyordu kamyon veya minibüs sürücüsü, aracının arkasına yapıştırdığı yazıda; hatırlayın : ‘Nazar Etme!’ Not: Dostumun bir de Çin anıları var ki, ondan da bir sonraki yazıda söz edeceğim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şahingöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |