..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Tıp > Muhammed Rıdvan Kaya




29 Aralık 2024
Görme Algısının Bilimsel İncelemesi  
Muhammed Rıdvan Kaya
Görme algısı, sıradan bir deneyim olarak algılansa da, altında yatan mekanizmalar olağanüstü bir bilimsel mucizeyi temsil eder. İnsanlık, gözleri "dünyaya açılan pencereler" olarak tasvir etse de, bu anlayış eksiktir. Çünkü gördüğümüz her şey, aslında beynimizin bir ürünü olarak şekillenir. Bu yazıda, görme olgusunun bilimsel temellerini, insan algısının sınırlarını ve bunun hayata dair felsefi çıkarımlarını detaylı bir şekilde ele alacağız.


:BA:
Görme algısı, sıradan bir deneyim olarak algılansa da, altında yatan mekanizmalar olağanüstü bir bilimsel mucizeyi temsil eder. İnsanlık, gözleri "dünyaya açılan pencereler" olarak tasvir etse de, bu anlayış eksiktir. Çünkü gördüğümüz her şey, aslında beynimizin bir ürünü olarak şekillenir. Bu yazıda, görme olgusunun bilimsel temellerini, insan algısının sınırlarını ve bunun hayata dair felsefi çıkarımlarını detaylı bir şekilde ele alacağız.
Görme, gözlerin çevredeki ışığı algılamasıyla başlar. Bir nesneden gelen ışık, göz merceğinden geçerek ağ tabakada (retina) baş aşağı ve iki boyutlu bir görüntü oluşturur. Retinada bulunan çubuk ve koni hücreleri, bu ışığı kimyasal süreçler yoluyla elektrik sinyallerine dönüştürür. Bu sinyaller, milyonlarca sinir hücresi aracılığıyla beynin arka kısmında yer alan görme merkezine iletilir. Ancak beynin bulunduğu ortam tamamen karanlıktır; kafatası ışığı içeri geçirmez. Buna rağmen, beyin gelen sinyalleri anlamlandırarak üç boyutlu, renkli ve detaylı bir dünya oluşturur. Örneğin, bir parkta oyun oynayan çocukları izlerken gördüğümüz görüntüler, aslında beynimizin bir yorumundan ibarettir.
R. L. Gregory'nin de belirttiği gibi, gözlerimize gelen ters görüntüler, beynimizde anlamlı nesneler olarak yeniden inşa edilir. Bu süreçte beyin, ışık sinyallerini düzenler, boyutları ve renkleri belirler, derinlik algısı yaratır. Retinada baş aşağı oluşan bir görüntü, beynimizde düzeltilerek, çevremizde gördüğümüz sağlam nesneler haline gelir. Bu olgu, beynin algıladığı görüntülerin dış dünyadaki nesnelerle birebir aynı olmadığını gösterir. Görme işlemi sırasında, beynimiz bir "kopya görüntü" oluşturur ve biz asıl nesneler yerine bu kopyaları algılarız.
Görme algısının bilimsel açıklaması, dünyaya dair algılarımızın ne kadar yanıltıcı olabileceğini gösterir. İnsanlar, çevrelerindeki her şeyi dış dünyada sabit nesneler olarak algılar. Ancak tüm bu algılar, beynin içinde oluşan birer imgedir. Bu durumu anlamak için basit bir deney yeterlidir: Gözünüzü kaşıdığınızda, gördüğünüz her şeyin hareket ettiğini fark edersiniz. Bu durum, görüntülerin dış dünyada sabit bir şekilde var olmadığını, beyninizdeki bir süreçle şekillendiğini açıkça gösterir. Alman nörolog Hoimar von Ditfurth bu gerçeği şu şekilde ifade eder: “Gözümüzün gördüğü şey, ‘dünya’ değildir, sadece onun imgesidir. Orijinalle ne kadar örtüştüğü ise tartışılır.” Bu ifade, algılarımızın mutlak bir gerçeklik sunmadığını, yalnızca beynimizin yorumladığı bir izdüşüm olduğunu vurgular. Görme sürecinde en dikkat çekici noktalardan biri, beynin tamamen karanlık bir ortamda ışıklı, renkli ve canlı bir dünya oluşturabilmesidir. Güneşin parlaklığı, bir çiçeğin rengi ya da bir ateşin sıcaklığı gibi algılar, beynimizin karanlık ortamında elektrik sinyalleri olarak şekillenir. Örneğin, bir mangal ateşini izlediğinizde, beyniniz bu ateşin ışığını ve sıcaklığını hissetmez. Beyninizin içi karanlık ve sabit bir sıcaklıkta kalır. Buna rağmen, bu karanlık ortamda ışıklı ve renkli bir dünya oluşur. Bu süreç, hayranlık uyandıran bir mucizedir.
Hayatımız boyunca gördüğümüz her şey, aslında beynimizde oluşan kopya görüntülerden ibarettir. Dış dünyadaki nesnelerin asıllarına hiçbir zaman doğrudan erişemeyiz. Gördüğümüz görüntülerin aslına ne kadar uygun olduğunu veya bir asıl nesnenin var olup olmadığını bilmek mümkün değildir. Bu gerçeklik, hayatın anlamını yeniden değerlendirmemize olanak sağlar. Çevremizde gördüğümüz dünyanın tamamen beynimizin bir yorumu olduğunu fark etmek, algılarımızın ne kadar sınırlı ve öznel olduğunu gösterir. Bu bilinçle, hayata dair birçok varsayımımızı yeniden düşünmek ve algıladığımız dünyanın ötesine geçmek mümkündür. Sonuç olarak, görme olayının bilimsel açıklaması, insan algısının sınırlarını anlamamız için önemli bir pencere sunar. Hayat boyunca gördüğümüz dünyayı dışımızda değil, beynimizin içindeki küçük bir noktada deneyimleriz.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tıp kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsanı İnsan Yapan Şey: Ruh ve Bilinç Arayışı
Beynimizde Oluşan Dünyanın Gerçekliği: Algı ve Gerçek Arasındaki Sınırlar
Evrende Işık, Renk ve Ses Var mı?
Gerçeklik Algımız: Beynimizde Yaratılan Dünyanın İnandırıcılığı
Algı, Gerçeklik ve Materyalist Paradoks: İnsan Bedeninin Sorgulaması

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ruh, Varlık ve İlahi Hakikat
Haeckel’in Recapitulation Teorisi ve Bilimsel Çöküşü
Maddenin Gerçek Mahiyeti ve Allah'ın Kudreti
Hücrenin Kompleksliği ve Evrim Teorisinin Açıklama Yetersizliği
Kuantum Fiziği Perspektifinden Algılar: Gerçeklik ve Beynin Yorumlama Mekanizması
Evrim Sürecindeki Sorunlar ve Balıkların Kara Hayatına Geçişi Üzerine Tartışmalar
Evrim Teorisinin Eleştirisi: Bilimsel Geçerliliği ve Tartışmalı Noktalar
Evrim Gerçekten Bilimsel Bir Temele Dayanıyor Mu?
İnsan Evrimi: Çelişkiler ve Bilimsel Bulgular
Zaman Algısı ve İzafiyet: İnsan Bilincinin Gerçeklik Üzerindeki Rolü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Şirk ve Aşkın İzdüşümleri: Bir İnsanlık Draması [Deneme]
Sadakat: İman ve İhlasın Gücü [Deneme]
İbadetin Dili: Anlam ve Farkındalık Üzerine Bir İnceleme [Deneme]
Yılbaşı ve İslam Perspektifi [Deneme]
Firavun’un Sihirbazlarla Pazarlığı: Demokrasi ve İktidarın Maskesi [Deneme]
Namaz Vakitleri ve Kolaylıklar: Kur'an Perspektifinden Bir İnceleme [Deneme]
İnsan ve Yaratıcı Arasındaki İlişki [Deneme]
Buhârî ve Pavlus: İslam ve Hristiyanlık Üzerindeki Etkileri [Deneme]
Şükür ve Şeytanın Engelleri: İnsanın Allah’a Yakınlaşması İçin Bir Yol [Deneme]
Modern Dünyada Cinsellik: Değersizlik ve Tüketim Üzerine [Deneme]


Muhammed Rıdvan Kaya kimdir?

Merhaba ben Muhammed Rıdvan Kaya 2014 yılından 2021 yılına kadar çeşitli platformlarda dini paylaşımlar yaptım. Birgün Herkes Etik Hacker Olur, Yapay Zekayı Herkes Öğrenir, Herkes Prompt Mühendisidir, 2024 YKS TERCİHLERİ İÇİN REHBER KLAVUZ kitaplarının yazarıyım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.