..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Pop Kültür > Mehmet Sinan Gür




11 Aðustos 2003
Film - 2001: Bir Uzay Efsanesi  
Mehmet Sinan Gür
Bilim-Kurgu ülkemizde pek sevilmiyor. Bilimin de fazla sevilmemesinin bir etkisi olabilir mi acaba? Düþüncelerinize yeni boyutlar eklemek istiyorsanýz bilim-kurgu öneririm.


:CDJI:
Geçtiðimiz günlerde benim kült filmlerinden biri ile ilgili bir e-posta aldým. Þöyle yazýyordu: “Stanley Kubrick’in yönetmenliðini yaptýðý ‘2001: Bir Uzay Efsanesi’ adlý filmin felsefesi açýklandý. Eðer 15 dakika vaktiniz varsa aþaðýdaki adresten izleyebilirsiniz.” (Ýzlemesi 30 dakika kadar sürüyor ama böyle konulara meraklý iseniz þýp diye geçecektir, kuþkunuz olmasýn).


http://www.kubrick2001.com/2001.html


2001: Bir Uzay Efsanesi, bilim-kurgu yazarý Arthur C. Clarke’ýn en ünlü romandýr. Dört kitaplýk dizinin birincisidir. Stanley Kubrick bu romaný filme çekmek istediðinde yazarý ile birlikte konunun akýþýnda birkaç deðiþiklik yapmýþlar. Bu deðiþiklikler ve romanýn esin kaynaðý olan küçük bir bilim-kurgu öykü dizinin birinci bölümün sonuna eklenmiþtir.

Küçük öyküde geliþmiþ bir uygarlýða ait bir uzay gemisi, ilkel zeka düzeyine sahip canlýlarýn bulunduðu bir gezegene iner. Ýlkel canlýlarýn bazýlarýyla dostça iliþkiler kurarlar. Onlara iþlerine yarayacak þeyler öðretirler. Daha sonra ilkel canlýlar ilk kentleri kurmaya baþlarlar. Ýlk kentin adý Babil’dir! Sözü edilen ilkel canlýlar insan, gezegen de Dünya’dýr!

Roman baþlý baþýna bir olay olmakla birlikte, o film olduktan sonra çevrilen bilim-kurgu filmlerin, örneðin Arnold Schwarzenegger’in Terminatör dizisinin esin kaynaðý olmuþtur. Filmin büyük baþarýsýndan sonra baþka artistler ve baþka bir yönetmen ikinci kitabý da filmleþtirdi, ancak pek baþarýlý olamadý. Bunun en belirgin nedeni birinci kitap ve filmde verilmek istenen mesajýn tamamýnýn verilmiþ olmasýdýr.

Konu

Ýntenet sitesi filmi dört bölümde inceliyor.

I-     Ýnsanýn yükseliþi
II-     Uzaya açýlma
III-     Jüpiter’e yolculuk
IV-     Ölüm

Efsanemiz 4 milyon yýl önce baþlar. Gerçek anlamda insanlarýn (Homo Sapiens) olmadýðý bir zamanda. O zamanlar bilimsel adý Australopithecus Afrensis(*) olan insan-maymun arasý canlýlarýn zamanýdýr. Hiçbir alet kullanmasýný bilmeyen, yýrtýcý hayvanlarýn býraktýðý artýk leþleri yiyerek hayatta kalmaya çalýþan, ve hatta kendileri yýrtýcý hayvanlara yem olan canlýlar... Diðer hayvanlara göre görünürde tek üstünlükleri var (Bunun bir üstünlük olduðunu bile bilmezler): Daha çok arka ayaklarý üzerinde yürüdükleri için ön ayaklarýnýn serbest kalmasý ve baþparmak ucunu diðer parmak uçlarýna deðirebilmesi. Ölmemek için gruplar halinde yaþarlar ve gruplar birbirlerine düþmandýr. Çünkü kurak bir bölgede çok zor bulunan su ve yiyeceði paylaþmak istemezler.

Bu insansý maymunlar hayatta kalmaya çabalarken bir gün bir grubun yaþadýðý yere yüksekliði 6m, eni 2m, kalýnlýðý 20cm kadar olan siyah, pürüzsüz yüzeyi olan, mezar taþýna benzeyen bir taþ gelip yerleþir. Maymunlarýn gizli özellikleri ortaya çýkmaya baþlar. Taþtan, önce korkan maymunlarda hemen peþinden bir merak uyanýyor ve cesaretle gidip ona dokunurlar. Ýnsansý maymunun gizli iken belirginleþen özellikleri: Korku, merak ve cesarettir.

Taþ bir gün insansý maymunlardan birine bir fikir verir. Maymun, ölmüþ bir hayvanýn bacak kemiðinden ilk aletini yapar: Bir sopa. Bu sopa ile grup bir yýrtýcý hayvan öldürür; yakýnlarda yaþayan baþka hayvanlarý da öldürerek kendilerine besin saðlar; diðer gruptan bir insansý maymun öldürerek onlarý kovar ve su kaynaðýný iþgal ederler.

...

Bu bölümden sonra 2001 yýlýna geçeriz. Bu yýlda Ay’da bir koloni kurulmuþtur. Hem Ay hem dünya çevresinde uydular dönmektedir. Ay’a giden bir uzay gemisinde bir hostes sendeleyerek yürürken yerçekimi olmadýðý için havada uçan bir kalemi yakalayýp uyumakta olan yolcunun cebine yerleþtirir. Mesaj: Ýnsan düþünerek yaptýðý aletler, makineler sayesinde bir uygarlýk yarattý, ancak uzayda yine bir çocuktan farksýzdýr. Çünkü yaptýðý aletler burada pek bir iþe yaramaz.

2001 yýlýný özel yapan þey Ay’da yapýlan bir keþiftir. Maden kazýlarý sýrasýnda topraða gömülü olarak mezar taþýna benzeyen siyah, pürüzsüz bir taþ bulunmuþtur. Geçen 4 milyon yýl içinde maymunsu insan ne kadar geliþmiþ, ne kadar deðiþmiþ olursa olsun, temel özellikleri yok olmamýþtýr. Sanki yok olmuþ gibi görünse bile! Korku, merak ve cesaret.

Gerçekte taþ oraya insanýn ne kadar geliþtiðini test etmek için Dünya dýþý canlýlar tarafýndan yerleþtirilmiþtir. Taþ görünümlü þey üzerine güneþ ýþýðý deðer deðmez Jüpiter gezegeni yönünde bir sinyal gönderir. Ýnsanlarýn algýlayýcýlarý gönderilen sinyali ve yönünü kaydeder. Ne olduðunu anlamak için Jüpiter’e bir araþtýrma gemisi göndermeye karar verirler.

...

Birden kendimizi Jüpiter’e giden araþtýrma gemisinin içinde buluruz. Dünya’dan Jüpiter’e üç ay sürecek yolculuk nedeniyle iki kiþi dýþýnda bütün mürettebat yaþam fonksiyonlarý aðýrlaþtýrýlmýþ olarak yataklarýnda uyumaktadýr.Geminin bir de HAL 9000 adlý bir bilgisayarý vardýr. (Alfabede IBM harfleri bir geri alýnýrsa HAL elde edilir. YazarArthur C. Clarke’ýn küçük bir oyunu). Ýnsanýn ürünü olan bu bilgisayar insanla taban tabana zýt bir karakterdedir. Korkusuz, meraksýz ve cesaretsiz, yani tümüyle duygusuz. Fakat mantýklý. Satranç oyunlarýnda hep kazanýr. Onun için önemli olan görevin yerine getirilmesidir. Görev Jüpiter’e gidip sinyalin ulaþtýðý yeri bulmaktýr.

Kendi kendine mantýk yürütme yeteneði olan HAL, insanlarýn verdiði görevleri yerine getirirken bir noktadan sonra onlarý görevin yerine getirilmesinde bir tehlike olarak görmeye baþlar. Çünkü onlar iþlerine duygularýný karýþtýrmaktadýrlar. Ayný zamanda kendisi olmadan insanlar 4 milyon yýl önceki kadar bilgisiz ve iþe yaramazdýrlar. Gemideki bütün iþi HAL yapmaktadýr. HAL’in gözleri sayýlan kameralar bütün gemiyi kontrol etmektedir.

HAL ilk olarak geminin Dünya ile iletiþimini keser. Önce bir arýza olduðunu sanan astronotlar bir kusur bulamayýnca HAL’in niyetini sezerler ve HAL’i devre dýþý býrakmaya karar verirler. Ona çaktýrmadan aralarýnda konuþurlarken HAL onlarýn dudak hareketlerini okur ve ne düþündüklerini anlar ve bir mücadele baþlar. Uyuyan mürettebatýn yaþam desteðini keser ve onlarý öldürür. Diðer ikisinden birini daha öldürür. Kalan son kiþiyi çok zor durumda býrakýr ancak insanýn içinde 4 milyon yýldýr eksilmemiþ olan cesaret onu zor durumdan kurtarýr ve yalnýzca basit bir tornavida ile HAL’in belleðini yerinden söker. Yani bir anlamda onu öldürür.

...

Tek baþýna kalan astronot, bu þekilde araþtýrmanýn gerisini baþaramayacaðýný anlamýþtýr ancak gemi yine de yoluna devam eder. Onun için ölüm artýk kaçýnýlmazdýr.Sinyalin ulaþtýðý yere geldiðinde Ay’da ve Dünya’daki taþlarýn benzeri bir taþ onu karþýlar. Bir uzay kapýsý açýlýr. Oradan girerken renklerin bütün tonlarý, þekiller, kara parçalarýna benzer görüntüler, ýþýk gösterileri gözünün önünden geçer. Girdiði yerde bütün insanlýk tarihini, kendi geçmiþini, dünya uygarlýðýnýn o güne kadar yaptýðý geliþmeleri görür. Ancak her þey bir görüntüden ibarettir. Örneðin bir buzdolabý varsa, onun içinde bulunan yiyecek ve içecekler gerçek deðildir. Bulunduðu odanýn dýþý yoktur.

Bu noktada astronot, dolayýsýyla insan, uygarlýk yolunda geçirdiði aþamanýn ilerisine geçer. Önce kendi yaþlýlýðýný görür; yaþlý hali de ölümünü... Ölüm fakat ölümsüzlük. Bedenden ayrýlma fakat yaþamý beden olmadan da sürdürebilme. Bu durumda uzay aracý olmadan uzayda yolculuk edebilme.

Birinci kitap burada sona erer. Kimi izleyiciye göre konu havada kalmýþtýr. Ancak dediðim gibi kitap ve film bu kadarýyla vermek istedikleri mesajý vermiþlerdir.

Bu film 1968 yýlýnda çevrildi. Ben de zamanýnda izlemiþtim. Henüz Ay’a inilmemiþti. Yazar filmden sonra devam kitaplarýný yazmýþ. 2010, 2061 ve son efsane 3001. Bu kitaplarda hep bilime dayalý olan birbirinden ilginç düþünceler iþlenmiþtir. Örneðin ikinci kitap 2010’da Jüpiter’in güneþe dönüþmesi konuyla ilgisi olmayanlar için çok uçuk bir düþünce gibi görünebilir. Ancak Jüpiter, Güneþ sisteminde güneþ gibi enerji üreten tek gezegendir. Bir örnek daha, Jüpiter’in Europa adlý gezegeninin yüzeyi bildiðimiz buzla kaplýdýr ve onun altýnda kuzey kutbunda olduðu gibi sývý su olduðu sanýlýyor. Burada bilimsel olarak ilkel düzeyde yaþam olmasý büyük olasýlýktýr. Jüpiter’i güneþe dönüþtüren dünya dýþý canlýlar, Jüpiter’in uydularý hakkýnda dünyaya bir mesaj gönderirler: “Tüm bu dünyalar sizin; Europa dýþýnda. Oraya inmeyi denemeyin.” Bu yasaðýn nedenini daha sonra anlarýz. Europa’da zaten canlýlar vardýr fakat insan için yaþam demek olan oksijen onlar için zehir etkisi yapmaktadýr. Gerçekten de oksijen çok solunursa insanda bile zehir etkisi yapar. Mikroplar oksijenli ortamda ölürler. Yalnýzca iki örnek verdim. Bunlar gibi daha birçok konu var.

Filmde kullanýlan müzikler içinde ikisi ön plana çýkýyor. Biri Richard Strauss’un ‘Zerdüþt Böyle Söyledi’, biri Johann Strauss’un ‘Mavi Tuna Valsi’.

Stanley Kubrick 1999 yýlýnda yaþama gözlerini yumdu. 2 yýl öncesi yani artýk tarih olan 2001 yýlýný göremedi. Her ne kadar Ay’a gidildiyse de Ay’da filmde öngörüldüðü gibi bir koloni kurulamadý. Buna karþýn romanda öngörülen birçok olay gerçekleþti. Yazar Arthur C. Clarke Eðitimini matematik ve fizik üzerine yapmýþ. 50 kadar bilim-kurgu kitap yazmýþ. Ýletiþim uydularýnýn onun buluþu olduðu söyleniyor. Halen yaþamakta.

(*) Australopithecus Afrensis: Bilimsel kanýtlar ýþýðýnda, iki ayaðý üzerinde yürüyen ilk insanlarýn Güney Afrika’da yaþadýklarý ve bütün dünyaya buradan yayýldýklarý sanýlýyor. Bilimsel adý Australopithecus Afrensis olan iki ayaklý canlýlar bundan 4 milyon yýl önce yaþamýþtýr, soylarý tükenmiþtir ve bugünkü primatlarýn (Goril, Þempanze, Orangutan), soyu tükenmiþ olan Neanderthal insanýnýn ve Ýnsanlarýn (Homo Sapiens) atasý olarak kabul edilir. Burada dikkat edilmesi gereken iki nokta vardýr. Biri bugün soyu tükenmiþ olan Neanderthal insanýnýn bir zamanlar yaþamýþ olduðudur. Diðeri halk arasýnda yanlýþ olarak bilinen günümüzde yaþayan maymunlarýn insanlarýn atasý deðil fakat kuzeni olduðudur. Bu konu çok geniþ olup Antropoloji biliminin konusudur.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn pop kültür kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kitap - Martý Jonathan Livingston
Neanderthal Ýnsaný
Orhan Gencebay Trt1'de

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gizemli Mýsýr - Tek Tanrýlý Firavun Akhenaton
Müzik - Eþkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Yeni Bir Vatandaþ Tanýmý 2
Ýnsan Neden Sanat Yapar?
Kitap - Suyu Arayan Adam - 1
Google Earth - Moskova'da Bir Araþtýrma Öyküsü
Antakya’da Bir Çiftlik ve Ýzlenimler
Milliyetçilik Üzerine
Nuh Tufaný
Zaman Çizgisi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.