..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Post-Modernizm > Gültekin BAYIR




22 Eylül 2003
Komplo Teorilerinin En Teorik Olanı.  
Ypay Zeka

Gültekin BAYIR


“Bilgisayarla çalışmanın kırk altın evresi”


:CHGG:
Komplo Teorilerinin En Teorik Olanı.

Bill Gates uzaylı mı ? Nasıl yaptı bu işi. MS DOS denen şey seksenli yılların sonunda DOS değil. D.O.S olarak kısaltılırdı. Disk Operating Sysytem ( Disk İşletme Sistemi ) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu kısaltma bir diske bir kayıt açıp içine data kaydetmenin mucize sayıldığı dönemlerde çok matah bi kavramdı. Şimdi çok iyi bilgisayar kullanabilenlerin bile “DOS ortamını bilmiyorum” dediği o kara ekran bun işin temelini oluşturmaktaydı aslında.

İnsan hayatına pratikte çok gibi düşünülse de teoride hiçbir şey katmayan bilgisayarlar sadece ve sadece kağıt kalemle yapabildiğimiz dört işlem,kök alma,üs alma ve kelime işlem yeteneği ile daha hızlı ve yetenekli olarak yerine getirse de ,bana göre hakketmeyeceği kadar büyük bir sükse yaptı ne yazık ki. İnsanoğlunun yapay zekaya olan hevesini körükleyen bu yetenekli makineler hayal güçlerinin sınırlarını zorlayacak bir kavram olmayı bence asla başaramadılar. Ve büyük ihtimalle de başaramayacaklar.

Bize dudak ısırtan işlemleri büyük bir hızla ve akla sığmaz şekilde çeşitli istatistik yada sonuç verileri ile hesaplayıp hayatımızı kolaylaştıran aslında bilgisayarlar değil üzerinde çalışan programlardır. Başka bir değişle programları yazan mühendisler yada ekipler bu işi bilgisayarsız da yapabilirler aslında. ( kağıt kalemle bazı karmaşık programları hazırlayıp test etmek birkaç bin yıl sürebilir ama olsun .Teorik olarak yapabilirler yani.) Biraz programlama ile uğraşanlar çok iyi bilirler ki “şıkırt” diye iki tuş hamlesi ile çalışan basit programlar bile bir sürü emek ve zaman harcanarak hazırlanırlar. Bu nedenledir ki bilgisayar dahisi denince insanın gözünün önünde salyasını tutamayan,şişe dibi gözlüklü, görüntüsel olarak mongoldan başka bir şeyi çağrıştırmayan tipler canlanır. ( İstisnası saklı kalmak kaydıyla bu hep böyledir ayrıca )

Ama Bill Gates böyle bir tip değil. Yani tam olarak. Seksenlerde daha MS. D.O.S u geliştirtirken salyasını tutabiliyor ve gözlükleri sadece ince belli çağ bardağı kalınlığında idi sadece. O Micro Soft ( Küçük ve Yumuşak ) adını verdiği firma benzeri oluşumunu dünyanın ( şayet evrende başka zeka yoksa evrenin ) en büyük firması yapacak buluşunu geliştirirken ben daha onlu yaşlarını süren ama her türlü elektronik eşyayı cesaretle kurcalayıp itina ile hasara uğratabilen bir çocuktum. On yedi yaşlarımda başlayan bilgisayar merakım (ki 1968 + 17 = 1986’ya denk geliyor ) beni bir şekilde bir bilgisayar sahibi yapmaya itti. Gerçi çok kısa süre sonra bozuk bir home computer sahibi olarak bu sahibiyetimin çerçevesi değişti ama olsun.

Bir şekilde çalışma prensibini anlamalıydım. Doğru bilgi veren kaynaklar yoktu. Varsa da benim anadilimde olmadığı için bilgisayarın çalışma prensiplerini hiç anlamayan gazete ve mecmuaların ona yarı tanrı payesi verdiği makalelerden yada bu işi bildiğini sanan insanların anlattığı alakalı,alakasız tariflerden anlamaya çalışmaktaydım. Nasıl çalışıyordu bu makine. Tamam biraz dijital teknoloji hakkında bilgi sahibiydim. Az birazda ikili sayı sistemi ve matematik biliyordum. Ama bir türlü havsalam almıyordu tamamını prensibin. Gerçek hayatta iki kere iki dört ediyordu ama bilgisayar bunu nasıl hesaplaya biliyordu ? Zira ilk günden beri bunu bilmediğini,ezberlemediğini her seferinde yeniden hesapladığını biliyordum. Bir bakımdan bu çok aptalcaydı. Ben daha ilkokul birde ezberlemiştim ve her sorulduğunda söyleyebiliyordum bunu. Her sefer yeniden hesaplamanın gereğini de çözmüş değildim.

Ama bilgisayar denen makine bunu başlarda hepimizin bildiği 45’lik yada 60’lık teyp kasetlerine şimdi ise akıl almadık biçimde bir sürü manyetik ortama kaydedip sonra tekrar okuma yeteneğiyle gerçekten insan hayatında hatta beklide insanlık tarihindeki en büyük devrimlerden birine imza atıyordu. Ve bilgisayar denen makineyi çağımızın icadı haline getiren özellik buydu.

Ben zeki çevik ve alabildiğine ahlaklı bir Türk genci iken bunu bir türlü anlayamıyordum. Ama birileri bu makineyi icat etmiş ve Bill Gates’te onu herkesin kullanabileceği bir hale getiren “İşletim Sistemini” yazmıştı bile.

En büyük hafıza birimi kilo byte cinsinden 90 K ( 90.000 Byte ) idi ben bu işlere başladığımda. Bu nedenle o zaman 640 KB ( 640,000 Byte ) Base Memory kapasitesi çok ama çok büyük bir hafıza geçidi idi. Yani en büyük (640,000/90,000 = 7.11) hafiza birimin 7.11 katı büyüklüğünde bir hafıza transfer kapasitesi büyük bir olaydı. Ama günümüzde tanesi yaklaşık bir GB ( Milyar Byte = Giga Byte ) olan beş altı CD’lik bir oyunu çok hızlı bir bilgisayara bile kurarken dakikalarca hatta bazen saati aşan süreleri beklememizin nedeni budur. Bu bir tanktan diğerine yüzlerce litre sıvıyı kola pipetinden daha ince bir boru ile transfer etmeye çalışmak gibi bir şeydir. Ve bu delinin pösteki sayması eylemine benzeyen durumu her “yükleme” seansında yaşamamızın tek müsebbibi Bill Gates denen adamdır. Hani şu beklide evrenin en büyük firmasının sahibi,uzaylı olduğu sanılan,dahi,ince belli çay bardağı dibi gözlüklü,hatta bir yazılımcı için yakışıklı bile sayılacak kadar düzgün fizikli ve düzgün yüzlü adam.

640 kilo byte’lık bir transfer kapasitesi için “yeter yeter,çok bile, bundan iyisi Şam’da kayısı” demiş ve günümüzde milyonlarca Dos uyumlu İşletim sistemi sahibi PC kullanıcısının bilgisayar başında haybeden saatler geçirmesine neden olmuştur. Onu bu nedenle kınıyor ve şiddetle protesto ediyorum. Zira 17 yaşına yeni giren yeğenim Ahmet beklide bu oyun kurma seansları esnasında 640 kb’lık base memory sınırlaması yüzünden bilgisayar başında aylarca vakit geçirmiştir.

Sorarım sana Bill Gates Şam’dan mı bihabersin kayısı mı sevmezin. Ne istedin körpecik dimağlardan. Uzaylıymış peahh. Ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Kendisine bir kelime işlem şaheseri olan microsoft word programı içinse milyonlarca teşekkürü bir borç telakki ederim.

Bu haftaki yazımızın sonlarına doğru konuyu toparlar ve bir ana fikir edinmek gerekirse ? Aslında bilgisayarlar hayatımıza pek bir yenilik katmazlar. Sadece zaten yapabildiğimiz işlemleri daha hızlı,güvenilir,doğru yapabilme hakkını verirler bize. Üstelik bunların sonradan eklenebilir,değiştirilebilir ve kolay çoğaltılabilir (yani dijital ortama da veri haline dönüştüğünde ) özellikleri hakikaten baş döndürücü bir avantajdır.

Gerçi el ile altı saatte yapılabilecek bir işlemi bilgisayarla üç saatte yapmak mümkün. İşlem basamakları şöyledir.


“Bilgisayarla çalışmanın kırk altın evresi”


Sıra     İşlem Tanımı     Süre
1     Bilgisayarı açmak     3 dk
2     İşe başlamak     1 dk
3     İlgili programı açmak için “başlat”ı tıklamak     0,01 dk
4     Oyunlar klasörüne Tıklamak     0,01 dk
5     Soliter oynamak     15 dk
6     Freecell oynamak     22 dk
7     Biraz Çalışmak     4 dk
8     Haydaaa “ Geçersiz İşlem Yürüttüüüü” Yeniden başlat     4 dk
9     İş dosyasının yedeğini almak     2 dk
10     Biraz Çalışmak      7 dk
11     Ortaya karışık Soliter , Freecel , Maçça Kızı     18 dk
12     Telefon Görüşmesi     6 dk
13     “Ketıl” yakma ve poşet çay idam seronomisi     3 dk
14     Spor özetleri başladı yaşasın     5 dk
15     İşe devam     6 dk
16     Maillere Göz atmak     4 dk
17     İki tanesini yanıtlamak     16 dk
18     Çalışmak     24 dk
19     İhtiyaç molası     8 dk
20     Çalışmak     5 dk
21     Fatal Error (program satıcınızla görüşün)     12 dk
22     Bilgisayarı açma     3 dk
23     Program “ekle kaldır”dan Oyunları kaldırmak     6 dk
24     Çalışmak     11 dk
25     Telefon ( bili bili ,, bili biliiii,,, )     16 dk
26     Program Ekle kaldır ( oyunları ekleme)     2 dk
27     Win 98 SE cd sini arama     37 dk
28     Disk not Ready ….     9 dk
29     CD yi penye T”Shirte Silme     1 dk
30     Yaşasın okudu      6 dk
31     Ortaya karışık Soliter,freecel,maçakızı,pinnball     50 dk
32     Lüzumsuz bir kredi kartı extresini Excele girme denemesi     12 dk
33     Vazgeçip Soliter oynamak     4 dk
34     Çalışmak     2 dk
24     Geçersiz İşlem Yürütme     6 dk
25     Bilgisayarcı bi arkadaşı arama     1 dk
26     Hal hatır sorma     6 dk
27     Problemin İzahı     3 dk
28     “Formatlamak lazım” gerçeğiyle yüzleşmek ve yutkunmak     19 dk
29     Bilgisayarı yeniden formatlamak     37 dk
30     Windows ve Office programlarını yeniden yüklemek     76 dk
31     İşi yapmaya yeniden başlamak     3 dk
32     İki rekat namaz kılıp Oyuna tövbe etmek     17 dk
33     İşin Bitmesine 1 dakikalık süre kalması.     28 dk
34     Haince gülümsemek…      1 dk
35     (pinnball,soliter,freecell hatta biraz mayın tarlasııı…)     39 dk
36     Telefon .( abi benim pc de sorun çıktı yarına yetişir )     4 dk
37     İki parti Tavla , spor özet tekrarı izleme,yemek…     116 dk
38     İşin Bitmesi     1 dk
39     Dosyayı bir cd ye kopyalamak     6 dk
40     İş bitimi ve muzaffer kumandan edasıyla gülümsemek     4 dk



Kolay geldin arkadaşlar.

Gültekin.

Not : Süreleri boşuna toplamayın 3 saat değildir…






.Eleştiriler & Yorumlar

:: Bilgiler Yanlış
Gönderen: Ersin Doğu / Ankara/Türkiye
29 Temmuz 2004
MSDOS'un yaratıcısı Bill Gates değil, Tim Patterson adında bir programcıdır, ayırca artık veri yolları bahsettiğinizden kat ve kat yüksek...

:: 1
Gönderen: caca / ev
14 Mayıs 2004
basit,üstündepek kafa patlatılmamış ve üstünkörü olmuş




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
“Tanrı’nın Eli” ve panik halinde üç beş surat.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İki Hece [Şiir]
Şiirimsi. [Şiir]
Soru [Öykü]
Değişmeli [Öykü]
Sahiden Var mıyım? Yoksa Bu Bir İhtiyaçtan Yanılsama mı? [Deneme]
Öylesine [Deneme]
Repertuar Çalışması... Devam... [Deneme]
Karanlığın Küçük Kahverengi Lekeleri. [Deneme]
Repertuar Çalışması... [Deneme]
Yapabileceğinin En İyisini Yapmamak... [Deneme]


Gültekin BAYIR kimdir?

Zaman daralıyordu, adeta demir sertliğindeki grimsi akşam karartıları etrafımızdaki yerlerini alırken eksik olan metal seslerini bilinçaltımız tedarik etmekteydi. Aman tanrım buda mı olacaktı dedi Elophis. . .

Etkilendiği Yazarlar:
T-H-O-S-H-U-N


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Gültekin BAYIR, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.